Türkiye, darbeler ülkesi. 1960 yılında, 1970 yılında,
1980 yılında yoktan yere üretilen ve demokrasininin ayaklar altına alınmasına
sebep olan darbeler, her seferde bu ülkenin 50 yıl geriye gitmesinin temel
sebebi oldular. Darbelerin iç müsebbibleri yanında dış müsebbibleri de vardı.
Darbeyi körükleyen, darbeye zemin hazırlayan, darbenin altyapısını oluşturan
nedenlerin büyük kısmı dış mihraklar tarafından ortaya konuluyordu. Dış
mihraklardan ve kendisini dünyanın efendisi zanneden ülkelerin kışkırtmasından
güç alan içerdeki militarist irade de, yönetime el koyarak kendince bir Yurt
Savunma Algısı nı zihinlere yerleştirerek ülkemizi perişan etmeyi görev telakki
ediyordu.
Militarist iradenin, böylesi bir telakki içinde
olabilmesi sosyolojik ve psikolojik olarak önemli bir biçimde analiz
edilmelidir. En son yaşadığımız 28 Şubat post modern darbesinde de kendilerinin
zihinlerinde oluşturduğu bir dünya görüşü çerçevesinde insanımızı ve ülkemizi
dizayn etmeye çalışan hem askeri hem de sivil güçler, Sincan da tankların
yürütülmesini sağlamışlar ve zihinlerimizde büyük bir darbenin paletlerini
geçirmişlerdi.
Kaç gündür Mısır daki darbeyi konuşuyoruz Mısır da da
ordu seçilmiş hükümeti ve seçilmiş Cumhurbaşkanı nı kendi kafasına göre
ürettiği bir algıyla devirdi. Fakat, Mısır da bizdeki gibi kolay bir darbe
gerçekleşmedi. Zira, bugünlerde Adeviyye Meydanı nda toplanan yüzbinlerce
Mısırlı, darbeye karşı duruyor, Musri nin gönderilmesine karşı çıkıyor, ülkede
seçilmiş iradeye karşı yapılan bu kalkışmayı kesinlikle kabul etmiyor.
Adeviyye Meydanı nda toplanan yüzbinlerce Mısırlı, sadece
içerideki darbe meraklılarına, darbecilere, demokrasi düşmanlarına karşı
seslerini yükseltmiyor, aynı zamanda iki yüzlü batıya, dünyanın jandarması
Amerika ya, kendilerini demokratik olarak pazarladığı halde demokrasiden
nasiplenmemiş, üçüncü dünya ülkelerine, Biz sizi yönetiriz. Biz sizin doğal
kaynaklarınızı sömürürüz görüntüsü veren hakim ülkelere de Artık durun
karşılığını veriyor. Arap Baharı, özellikle yönetimleri bir kukla gibi
belirlenen Ortadoğu daki İslam ülkelerinde batının ortaya koyduğu bir projenin
ürünüydü. Amerika nın ve zalim ülkelerin desteklediği Arap Baharı nda, bir
zamanlar batının yardakçısı pozisyonundaki kukla liderler, zaman içinde
diktatör olan tipler ayıklanmak için farklı bir yöntem izlendi. Sanki, bir halk
ayaklanması görüntüsü altında, bir kalkışma ortamı oluşturuldu.
Ortadoğu ve Afrika coğrafyasındaki İslam ülkelerinde her
zaman sorunlu bir sosyal ortam, sancılı bir demokrasi oluşması için çaba
gösteren batılı ülkeler, bunu sağlayabilmek için seçimlerden hükümetlerin
kurulmasına, askerin yönetimlere tahakküm oluşturmasına kadar her şeyi kendi
kafalarına göre dizayn ettiler.
Uzunca süredir ilk defa, bir İslam ülkesinde insanlar,
kendilerini dizayn etmeye çalışan batıya, demokrasiyi askıya almaya çalışan
militarist iradeye karşı dik duruşlarını ortaya koyuyorlar. Çığlıklarını tüm
dünyaya duyuruyorlar
Haykırıyorlar
Demokrasilerini geri istiyorlar
Darbeye darbe diyemeyen, kendi pisliklerinin bataklığında
boğulan batıya, Siz bizim üzerimizde hakimiyet kuramazsınız. Siz bizim
demokrasimize karışamazsınız mesajı veriyorlar.
Kazlıçeşme Meydanı ndan yükselen ses, Adeviye den
yükselen çığlıklarla birleşiyor ve dünyaya Durun kalabalıklar durun, bu cadde
çıkmaz sokak mesajı veriyor.