Bir karınca için, hayatın yegane anlamı, sırtındaki
buğday tanesini hedefe kadar taşıyabilmektir. Bir işçi için, bahçesindeki
ürünlerin bereketi ve düzenidir. Bir çoban için hayvanların sağ salim
otlatılması ve beklenen verimin elde edilmesidir.
Kendilerini boş bir tünelde hissedenler ise envai çeşit
eğlencelerin peşinde koşar ve buna hayat derler. Oysa hayat denen şey, geçici
hazinelerin, geçici heveslerin geçici mutlulukların diyarıdır. Buradan kim ne
istiyorsa onu elde eder. Sonsuzluğa açılan o aydınlık yol ise ellerindeki
meşale ile yürüyenlerin yoludur. İşte bizim önderlerimiz onlardır.
HUZUR NEDİR
Herkes mutluluk peşinde koşuyor da, huzuru dillendiren
pek yok. Oysa mutluluk heveslerimizle gürbüzleşip yoksunluğumuzla ortadan
kalkan bir şeydir. Fakat huzur bizi yoklukta da varlıkta da terk etmez. Zira
huzurun kaynağı maneviyattır. O yüzden geçici mutluluklar her kapıyı çalarken
huzur sadece iyilerin evinde konaklıyor. Çünkü huzur heveslerden değil, erdem
ve faziletlerden beslenir. Huzurun en doğru tanımını yapacak kişiler ise ,
ilahi sevgiyi hayatına resmeden kişilerdir .
Hayatı Okumak
Bilgi sadece kitapların satırları arasında gelişip
büyümez. Bazen bize acı veren olaylardan , yoksulluktan veya mahrumiyetten de
bilginin farklı bir yönünü öğreniriz ; hayatımızın yanlışlarından edindiğimiz
bilgi ve tecrübeler , bir filozofun sözlerinden yada kitapların sayfaları
arasından süzülüp gelen bilgiden daha kalıcı bir etki bırakabilir . Kitapsız
bir dünya, bir hayat düşünemeyiz. Fakat kendini öğrenmeye adamış öyle kişiler
vardır ki, onlar yazılı eserlerin yanında, olayları, kişileri, tabiatı, hatta
hayatın kendisini okumayı ve gönül hazinelerini zenginleştirmeyi başarırlar.