Mübarek kurban bayramına erişmiş bulunuyoruz. Bayram demek, sevinç demek… Bayram demek paylaşmak demek… Bayram demek, gönlümüzü ve kapımıza herkese açmak demek. Medeniyetimizde önemli bir yeri olan toplumsal dayanışmayı, kardeşliği ve paylaşmayı bu mübarek günlerde bir kez daha hatırlıyoruz. Bir halk türküsünde, “Bayram gelmiş neyime, anam anam garibem, kan damlar yüreğime anam anam garibem” deniliyor. Acaba bu türküyü yakanın kim bilir ne derdi vardı da, böylesine içten kelimeleri yüreğiyle dile getirdi. Bu bayramı da geçtiğimiz Ramazan bayramı gibi buruk kutluyoruz. Çünkü, mazlum coğrafyalarda milyonlarca insan, bu bayramı hakkıyla idrak edemeyecek. 7 Ekim 2023’ten bu yana 54 bin Filistinlinin şehit edildiği, 126 bininin yaralandığı Gazze’de insanlar, açlık, yokluk, kıtlıkla mücadele ediyor; her an üzerlerine düşecek bombaların korkusuyla, acı ve gözyaşı içinde hüzünlü bir bayram geçiriyorlar. Gazze’de kara gözlü çocuklar açlıktan ölüyor, Gazze’de kara gözlü çocuklar hastanelerde bir deri bir kemik ölümü bekliyorlar. Katil İsrail, Gazze’de Müslüman kardeşlerimize tarihin gördüğü en büyük soykırımı uyguluyor. Gazze’de ateşkesin önünü açacak tasarı Siyonist kuklası ABD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki oylamasında tek oyla veto edildi. Filistin ve Gazze'de katil devlet İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırım ve katliamı bir kez daha en güçlü şekilde telin ediyoruz.  Gazze kasabı Netanyahu ve savaş kabinesinin tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirdiği soykırımın hesabının adalet divanında sorulmasını istiyoruz. Özellikle dünyanın yetim çocuğu olarak yalnız ve çaresiz bırakılan Gazze ve Filistin başta olmak üzere mazlumların uğradığı zulmün son bulması adına dün olduğu gibi bugünde mazlum coğrafyaların ve mağdurların yanında saf tutmaya devam edeceğiz; onların kısık seslerini herkes sussa da biz dünyaya duyuracağız. Gazze kasabı Netenyahu, kesinlikle ateşkese yanaşmıyor. Üstelik kuklası ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye çökme planına uygun olarak Filistinlileri güneye toplama kamplarına sürmek; orada hayatta kalabilecekleri kadar insani yardım verileceği bir kararı duyuruyor. ABD-İsrail güdümlü Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın yardım dağıtımlarında Filistinlilerin üzerine açılan ateşte 102 kişi şehit edildi, 490 kişi yaralandı. Barbar İsrail, dur durak bilmeden saldırıyor. Gazze’de acı, gözyaşı dinmiyor… İnsanlar ya açlıktan ya da bombalar altında şehit düşüyorlar. Bu acının tarifi yok! Bayram geldi ama yüreğimizin bir köşesine yumruk gibi hüzün oturmuş durumda. Bütün dünya sessizliğe gönülmüş, bütün dünyada sadece cılız protestolar. Katil İsrail’i protestolar durdurur mu? Onlar batılı devletleri arkasına alarak katliamlarına devam ediyor, dünyanın gözü önünde işledikleri cürümlerin hesabının sorulmayacağını bilerek saldırdıkça saldırıyorlar. Gazze’de insanlar harap olmuş kentin çeperlerinde, sığındıkları okullarda, hastanelerde, mülteci kamplarında hayatta kalma çabası veriyorlar. Barbar İsrail, hastane de mülteci kampı da dinlemiyor. Önüne gelen her yeri bombalıyor. Filistin’de, Gazze’de hüzün yaşanırken, bizim bayramı gönül süruruyla idrak edebilmemiz ne mümkün! Dünyada yetkili yetkisiz herkes nutuk atıyor! Ama şairin dediği gibi, “Hepimiz bir şeyler yaptık bu memleket için, kimimiz öldük, kimimiz nutuk attık”… Aynen böyle! Ne diyordu cennetmekan Erbakan Hocamız, “İsrail sadece güçten anlar”… Maalesef, bu katiller şebekesine haddini bildirecek dünyada hiçbir güç yok! Yüreğimizde taş gibi hüzün olsa da, mübarek Kurban Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutluyorum. Bu bayramın mazlum coğrafyalarda yaşayan kardeşlerimizin kurtuluş ve esenliğine vesile olmasını temenni ediyorum.