Osmaniye- Gaziantep doğrultusu

Anadolu da kasabalarla bazı şehirlerimiz arasında pek bir fark bulunmuyor. Birbirinin uzantılarıdır. Araçlarla yapılan gece yolculuklarından haz alamıyorum. Etrafımı göremedikten ve gözlemlerim olmadıktan sonra.

Yol yazılarına ara vermem biraz keyfimi kaçırdı. Her şey sıcağı sıcağına ve tadında olunca bir anlamı olur. Bu tür yazılar anında yazılamayınca tadı kaçıyor. Ayrıntılar yitiyor. Programın yoğunluğu ve hızlı not almamı engelledi, doğrusu yol ve gezi tadını da kaçırdı.

Gece, Adana da, Ramazan ın evinde, terasta asma dallarının altında uyumak farklı duygular yaşattı bana. Çocukluğumuzda evin toprak damına döşeklerimizi serer yıldızları seyrederdik. Bu duygunun bizde yaşattığı birikim belleğimde canlılığını hâlâ koruyor. Gökyüzü haritasını okuyorduk farkında olmadan. Kayan yıldızları tutuyorduk. Saman yolunu gözlemlerdik o yolda biz de hayalen yolculuklarda bulunurduk. Yıldızlar üzerimize ağardı. Ve onlar bize göz kırparlardı.

Osmaniye yolunda, yeni TEM yolundaki hızlı akışta gözlemlediklerimiz, ancak belleğimize öylesine sinen bir doğa olmaktan başka bir işe yaramıyor. Yol dediğin soluklanarak gitmektir. Tabiî sorumluluklarımız ve görevlerimiz bizi hızlı olmaya zorluyor. Bu yüzyıl hız yüzyılıdır. Yetişilemeyince çok şey yitirilmiş oluyor. Adana Gaziantep tem yolu oldukça rahat ve kısa zamanda gidilebiliniyor. Dağlar taşlar delinmiş, tüneller yapılmış.

Bu yüzyıl insanların ellerinden bazı şeyleri de almış bulunuyor, yapılacak iş bırakmıyor ve insanı tembelliğe itiliyor. Osmaniye de Saadet Partisi yöneticileri karşılıyor bizi. Başkan avukat ve bazı duruşmaları olduğu için sonradan bize dahil oluyor. Ne yaparsak yapalım insanlarda gönül bağı oluşturan en önemli şey düşünce bağlamındaki buluşma duygusudur. İnanmış insanların bir arada oluşu insana güç veriyor. İnanmış insanlardan kastım, İslâm düşüncesinin ruh birlikteliğini hiçbir şey vermiyor. Çıkarsız olan bu ilişkiler yapılan şeyleri de dostlukları da anlamlı kılıyor. Çıkar ilişkileri, çıkar sürdüğü zaman ile sınırlıdır. Çıkar ilişkisi bitince insan ilişkileri de bitiyor. Bir de aynı duygu içinde olan hemşerilerle de yüzleşilince sanki evinden biriyle karşılaşmış gibi olunuyor. Programın başlayacağı saate kadar sivil toplum kuruluşlarını ziyaret edeceğiz. Kimi yöneticilerin samimi duruşları insana güç veriyor. Kimileri ise sanki kendilerini kaçırıyorlar. Ziraat odaları başkanı, Kuruyemişçiler Odası Başkanı, Sanayi ve Ticaret Odası Sekreteri Osman Bey ziyaret ettiklerimiz. Osman Bey in anlattıkları ve açık yürekliliği bizleri heyecanlandırıyor. 54. Erbakan Hükümetinin yıkılışına karar veren güç odaklarıyla ilgili aktardıkları oldukça ilginç ve dikkatimizi çekiyor. Onunla yapmış olduğumuz röportaj gazetede yayımlanınca kendisine çeşitli yerlerden baskılar gelmiş, istifası istenmiş. Arayanların arasında bir bakan da var. Yıldız Teknik Üniversitesi nde bir prof arkadaşının ona anlattıklarıydı önemli olan. Beyoğlu nda, Nuriziya Sokak taki Mason merkezinin 111. mahfilinde alınan kararı açıkladı bizlere. 28 Şubat süreci başlamadan 2 ay önce ona aktardığı bilgi şöyle idi. "Yakın bir zamanda hükümeti düşürme kampanyası başlatılacaktır. Ona Bak gör neler olacak neler ." demiştir. Osman Bey bunları hayıflanarak anlatıyor ve Türkiye ye yazık olduğunu söylüyor.

Türkiye nin gücü ve birikimi olan bir ülke. Türkiye yi yıkan güçler rahat durmuyorlar.

Gezimiz boyunca üzerinde durduğumuz düşünce ve siyasal geçmişimizden bugüne bir bellek tazelemesi yaparken bazı saptamalarda bulunmaktı. Bunların içinde benim üzerinde durduğum en önemli vurgu, Milli Görüş düşünce ve siyasal geleneğinin nasıl çökertilmeye çalışıldığı üzerinde durmaktı. Bunu da hep şu deyim vurguluyordum. "Derenin kuşunu, derenin taşıyla vurmak." Yoksa Milli Görüş siyasal düşünce geleneği bu süreçte başka tavsatılamazdı. Yolu kesilemezdi. Akepe olayı ancak böyle tanımlanabilir. Bizim içimizden çıkmış insanlarla bizim siyasal düşünce geleneğimizin önünü kesmek ve yoldan alıkoymak.

Osman Bey bu şu ifadesiyle tamamladı bu düşüncemizi. Ve doğrusu bu da bizim söylediklerimizi güçlendirdi.

"Bizim burada şöyle bir deyim vardır. Av, yerli tazıyla avlanır ." Elhak doğruydu.

Stratejistler işlerini iyi yapıyorlar, zamanlamaları yerindedir. Bugün akepe iktidarının Müslümanlara verdiği zarar çok büyüktür. Türkiye deki İslamî duyarlıklı muhalefet bir dönem için de olsa bir kırılma yaşamıştır. Dahası bir yenilgi psikolojisi yaşanmış ve İslami bilinç duyarlılığı kırılmaya uğramıştır.

Bunların ayrıntıları üzerinde duracağız.