Kredi musluklarının sonuna kadar açıldığı, üretim tesislerinin babalar gibi satıldığı, fonlarda yıllarca biriken paraların genel bütçeye katıldığı, oluşan dev imkânların betona, asfalta ve çelik konstrüksiyona yatırıldığı, israfın dağları aştığı o “ballı” iktidar yıllarını konu edinmeyeceğiz.

AKP’nin “veballi” iktidar yıllarından bahsedeceğiz.

İsrail’in menfur kudurganlığı karşısında yeterli ve gerekli tepki göstermemesi sebebiyle bazıları İslam dünyasına veryansın ediyor.

Kardeşler, İslam dünyası nasıl tepki göstermeli?

Elbette en güçlü Müslüman devletler beraberce ayağa kalkmalı değil mi?

Mesela hangileri?

İlk etapta Türkiye, Mısır, İran, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Nijerya… Sonra diğerleri, yani altmış küsur…

Bu devletler Millî Görüş lideri Erbakan Hocamızın öncülüğünde bir araya geldiler. Askeri konular dahil, her sahada iş birliği için imza koydular, karargâhlar oluşturdular, planlar, programlar yaptılar. Adına da D-8 oluşumu dediler. Bu oluşuma diğer İslam ülkeleri de sırayla katılıp D-64 olacaktı.

Bu az bir fedakârlık mıydı? Bu yürütüleydi İsrail ve arkasındaki şer güçler inlerinden burunlarını çıkarıp bir Müslüman’ın dişini bile kanatamazlardı.

Peki ne oldu bu birlik?

Ne olacak, AKP iktidarının en başındakiler 2004 yılında Cidde’de toplanan bu Müslümanların en tepe noktasındaki yetkililerine ABD’nin adeta emrini tebliğ ederek:

“İslam Birliği doğru bir iş değil. Kafanızdan ve gündeminizden çıkarın, global ve küresel dünyanın gereklerine uyun!”

Demedi mi?

Dedi ve oluşum unutuldu. Heyecan söndü. Bir daha da Millî Görüş’ten başka gündeme getiren olmadı.

Şimdi global ve küresel dünyanın rejisörleri YENİ DÜNYA DÜZENİ’ni ve BÜYÜK ORTADOĞU (yani Büyük İsrail) PROJESİNİ devreye sokmak adına bu katliamları yaptırıyorlar. İslam dünyasını perişan eden işgallerin sebebi de bu!

Lütfen!

Dilinizle, kaleminizle, klavyenizle doğruları dile getirin!

Üzücü de olsa, acı da olsa doğruları yazın!

İslam dünyası yapabileceğini yaptı ama AKP iktidarı önledi. Bu büyük vebalin sorumlusu AKP iktidarının elindeki Türkiye’dir.

AKP iktidarı ta başından bugüne kadar İslam Birliği’ni asla telaffuz etmedi.

Bu o kadar ağır bir vebal ki, tarifi mümkün değil.

Bizzat şahit olduğumuz ve “Allah Dostu Erbakan” kitabımıza da aldığımız bir hatıramızı nakledeceğiz. Bu vebalin büyüklüğünü aksettirmek için:

“2004 yılındayız. Saadet GİK toplantısı. Genel Başkanımız Recai Kutan ama toplantıyı yasaklı olan Erbakan Hocam yönetiyor. Gündemdeki konular müzakere ediliyor. Sıra geldi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cidde Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmaya. Bütün İslam ülkelerinden gelen kral, cumhurbaşkanı, başbakan veya benzeri seviyedeki yöneticiler toplanmıştı.

Neler söylemişti. Çok şey. Ama en önemli cümlesi şu idi:

‘Bugünkü küresel dünya şartlarında din veya milliyet temelli birliktelikler kurulmamalı. İslam Birliği gibi düşünceler asla geçerli, gerçekçi ve mümkün değildir, şahsen ben karşıyım!’

İşte Erbakan Hocamın başkanlığında yapılan müzakerelerde söz bu cümlenin tahliline gelmişti. O konuşmaya başlamıştı…

Bu söz Erbakan Hocamız ve Millî Görüş’ün bir ömür harcayarak yeşerttiği İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı, İslam Ortak Pazarı, İslam Kültür Birliği, İslam Ortak Para Birimi ve İslam Ortak Savunma Birliği fikirlerine bir dinamit koymak demekti. Haçlı ve Siyonistlerin ekmeğine yağ sürmek demekti.

Hocam konuştukça kızarıyor, bozarıyordu. İçinde fırtınaların estiği anlaşılıyordu. Sinirlilik hali birden zirveye çıktı, kontrolü kaybetti ve yumruğunu sıkarak havaya kaldırdığı sırada, “Suratına bir yumruk vuracaksın!..” sözü ağzından dökülüverdi. Yumruk havada olduğu halde durakladı. Biz hayretten donakalmıştık. Onu bu halde görenimiz yoktu. Biz hep güler yüzlü, nazik, şefkatli, babacan bir lider tanıyorduk.

Bekledi, kıpkırmızı olan yüzü yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Nezaket ve davranışının kontrolünü tekrar sağlamış gibiydi. Bu sefer yumruğunu gevşetip elini masaya indirirken bizim şaşkınlığımıza bakarak gülmeye başladı.

Biz de sesli sesli güldük. Ama bu gülme normal bir gülme değil, sinir boşalması bir gülme şekli idi. Müzakereler kaldığı yerden devam etti.”

Bu yapılan yanlışın ve yüklenilen vebalin büyüklüğü konusunda nasihatler, eleştiriler, yol göstermeler para etmedi. Halen de para etmiyor.

Zamanında veballilerin suratına indirilemeyen yumruklar 20 yıldır bütün ümmetin tepesine indiriliyor.

ILIMLI MÜSLÜMAN TİPİ

İnsanlığı yıkıyorken tufan, tipi;

Boşaltılmış gazlar, sinirler, ilikler!

Şekillendi ılımlı Müslüman tipi;

Zalime de, zulme de yaka ilikler!..