Biliyorum beklediniz Milli Takım la ilgili ne yazacak

diye. Haklısınız da. Ama ne yapalım ki burası Türkiye, gündem saniyede bir

değişiyor neredeyse... Biz de yazar olarak bunu izlemekle yükümlüyüz.

İnanıyorum ki, siz de Mili Takım ın yaşadığı son iki hüsranı unutup ülkemin

huzurunu kaçıran, moralleri bozan olaylara yakalandınız. Tabii ki sadece

uzaktan izleyerek. Çünkü bu gazetenin okuru ilkelidir, vatan sevgisi ile

doludur, dini bütündür ve yasa dışı hiç bir işe bulaşmaz, bulaşanı da affetmez.

Ama ne yazık ki, dışarıdakinden fazla iç düşmanımız olduğu da bir gerçektir.

Neyse gelelim Milli Takım a... Bir kere hemen sorayım; Bu

ara kamp nereden çıktı Hani Milli Takım ın çok yakında çok önemli maçları olur

da anlarım. Sonra siz bu kampa kimleri götürdünüz Yarın hafif de olsa, ağır da

olsa, önemli de olsa, önemsiz de, oynayacağız milli maçlarda bu oyuncularla mı

oynayacaksınız ki Ha derseniz ki, ben çoktan iddiamı kaybettim, hedeflerim bir

bir yok oldu, geleceğin takımını kuruyorum, o da palavra. Çünkü geleceğin takımı

böyle kurulmaz. Ayrıca da yüzde beş veya on olsa da hâlâ bir ümit vardır. Son

düdük çalmadan maç biter mi Neyse... Neresinden bakarsanız fos...

Gelelim kadroya... Yahu Abdullah Kardeşim; Allah aşkına

şuna bir açıklık getir. Neye mi Şuna; Sen milli Takım ı tamamen gurbetçilerden

mi kurmayı düşünüyorsun Bu ülkenin topraklarında hiç mi bir işe yarar oyuncu

yok Şayet yoksa o zaman neden ortaya çıkıp, Ey Federasyon, yeter artık. Şu

yabancı sayısını iyice azalt da biz takım kuralım falan de... O da yok. Avrupa

haritasının hemen hemen her yerinde ne kadar adam varsa topla ve oynat. Ne

oynadıkları belli olsa canım yanmayacak. Hayatında yan yana yemek sofrasında

bir tabak yemek yememiş insanların koca bir sahada takım olarak oynamaları

mümkün mü Abdullah Kardeşim Bakıyorum da, Milli Takım da af da çok. Gelen bir

gün sonra mazeret üretip tüyüyor. Psikoloji ve kaynaşma ortamı yok. Kaptan Emre

neden kadroda yoktu Oynayamaz durumda olabilir, ama bu takımın kaptanı olarak

oralara gelir.

Neyse... Ne kadar fazla neyse dedik değil mi Ama hemen

şunu da belirteyim; Abdullah Avcı Milli Takım Teknik Direktörü olarak lanse

edildiğinde karşı çıkmış ve tek kelime ile bunu ifade etmeye çalışmıştım. O

kelime de şuydu: Estağfirullah! Sonra, ısrarlar üzerine ekranda ve sütunlarda

açmıştım bu tek kelimeyi...

Şöyle: Seyirci, yönetici, medya baskısı olmayan, hatta

bütün bunların sıfır olduğu bir takımda, altı sene çalışıp, bu süreçte en

azından Üç Büyükler in peşinde koşacağı tek bir oyuncu yetiştirememiş hocadan

milli takıma hoca olamazdı. Üstelik de bu hoca bir alt yapı eski hocası

olmasına rağmen... Ne dersiniz