Hayatımızda pek çok şey giderek asli anlamından uzaklaşmaya ve yerini ne idüğü belirsiz değerlere bırakmaya başladı. Giderek yozlaşan düşünceler bir kısım insanı temel İslami değerlere bakışta da farklı anlayışlara sürükledi.
Düşüncelerin değişimi ile hal ve tavırlarda da başkalaşım başladı doğal olarak. Yanlış insanlarla doğru bulunamayacağı gibi, doğruya en yakın yanlışla da arzu edilen sonuç alınamayacaktır elbette.
Özellikle siyasi alanda kendini gösteren milli ve manevi değerlere bağlılıktaki sulanma topluma da sirayet etmiş durumda. Bir kısım kardeşlerimiz iki slogan atmakla, ani toplantılar ve gösteriler düzenlemekle başarıya ulaşılacağına inandılar her nedense. Fatih Camii ya da başka bir mekanda toplanıp kahrolsun İsrail diye bağırdı mıydılar kendilerini muzaffer komutan addeder ve hemen yakındaki bayiden aldıkları amerikan sigarasını cebine koyarak en yakın nargilecide soluğu alırlar. Orada nargilenin dumanını ciğerlerine çeke çeke gecenin ilerleyen saatlerine kadar dünyadaki mazlum milletlerin nasıl kurtarılacağını konuşurlar. Ne ümmete bir faydaları dokunur ne de bir yaraya merhem olurlar. Aksine faydalı olmaya çalışanları küçümser alaya alırlar. Onların kabullenemediği iki şey vardır. Birincisi nerede olursa olsun Erbakan isminin telaffuz edilmesini hazzetmezler, ikincisi kendileri siyasetin en âlâsını yaptıkları halde Saadet Partisi ya da AGD bayraklarını görmeye tahammül edemezler. Bahaneleri de hazırdır ümmetin sorunları siyasi çıkarlara alet edilmemeliymiş!.. Ne zaman Erbakan ismini işitseler hemen hakarete ve sövmeye başlarlar. Ne Milli Görüşten ne de Milli Görüşün anılmasından haz duyarlar. Bunların bir de ustaya olan hayranlıkları öne çıkmaktadır. Ustanın her yaptığında bir hikmet arar her cümlesini hayra yorarlar. Hele bir eleştirmeye kalkın Ustayı yandınız lime lime doğrarlar sizi. Bu insanların hangi işle iştigal ettikleri, nerede çalıştıkları da pek belli olmaz. Su gibi para harcarlar ama düzenli bir işleri de yoktur. Belli bir kısmı da makam mevki sahibi olmuş ve geçmişin meyvelerini devşirmektedirler. Siyasi mücadelelerle elde edilen kazanımlar hep birilerine yaramış bir kısım insanlar palazlanırken garibanlar oldukları yerde saymışlardır ömürleri boyunca.
Bugün ülkemizde Filistin biliniyorsa, Gazzeden bahsediliyorsa, Pataninin, Keşmirin vs. bizlerin nezdinde bir anlamı varsa bunda hiç kuşkusuz merhum Erbakan hocanın ve Milli Görüş erlerinin katkısı gözardı edilemez. Pek çok müslüman, mazlumların haritada yerini bulamazken Erbakan hoca ve dava arkadaşları oradaki zalimlere karşı mazlumların yanında yer aldığını haykırdı ömrü boyunca. Kendisini sevmiyor olabilirsiniz ama en azından saygı duymalısınız. Onu sevmemeniz sizlere hakaret etme, sövme hakkını vermez bilesiniz. Herkes haddini bilmeli ve çapı kadar konuşmalı!..
Konyada değişim stadyumla başladı
Konya Büyükşehir Belediyesi Konyaya güzel bir kompleks kazandırıyor. Yeni yapılacak stadyumun da içinde yer alacağı olimpiyat köyü için çalışmalar başladı. Belediyelerin spora, sporcuya ilgi göstermeleri güzel bir şey elbette. Yapılacak olan tesislerden halkın da istifade etmesi arzu edilen neticedir. Pek çok kentte statlar veya spor tesisleri ücra yerlere yapılırken Konyada yürüme mesafesinde bulunan Selçukluda böyle bir tesisin yapılması gerçekten hoş ve iyi düşünülmüş bir çalışma.
UEFA standartlarında yapılacak, 90 bin m2 kapalı alanı olan stadyum Konyanın çehresini değiştirecek. Emeği geçenleri tebrik ediyorum! Konyanın artık Süper Ligde temsil edilmesi lazım. Bu da biraz daha gayret, ilgi ve destekle olacaktır. Bu stadyum dilerim buna vesile olur. 42.051 koltuk kapasitesi olan stadyum için minik bir uyarı iki koltuk daha ekleyip 53e tamamlayın! Benden söylemesi...
Minik bir tebessüm
İlan
Kayserilinin eşi vefat etmiş, ilan vermek için reklam ajansını aramış:
- Emine öldü. Allah rahmet eylesin ilanı vermek istiyorum. Demiş
Karşı taraf:
- Amca bu çok kısa oldu. 3 kelime daha ekleyebilirsin. Merak etme ücreti değişmiyor. Der
Kayserili ücretten emin olduktan sonra ekleme yaptırır:
- Satılık araba var!..
Kıssadan hisse: İnsan her fırsatı değerlendirmeli elbette. Özellikle kendi çıkarı söz konusu olduğunda fakat bazen bunun yerini ve zamanını ayarlamada sıkıntı yaşanabilir. Dikkatli olmak lazım!..
İlgilisine notlar:
• Dünya dillerinin sözlüklerinde nasıl yazılır bilemiyorum ama benim lügatımda direnişin tanımı Gazzedir.
• Mevsimin önemi yok! Soğuk bakan bir çift göz ya da kırıcı bir söz dondurmaya yeter adamın içini...
• Gerçek yüzlerini görüp de uzaklaştığım insanlardan hep aynı şeyi duyuyorum: Sen değiştin!..
• Telefonu kendisinden daha akıllı olan insanlar var çevremde!..
• Bir gün gelecek İsraile öyle bir tokat atacağız ki, hayatı Gazze şeridi gibi geçecek gözlerinin önünden - Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan.