Terör devleti olan ABD, bir bölgede uzun yıllar terör hareketlerine destek oluyorsa, o bölgedeki terör örgütlerine binlerce tır silah ve mühimmat gönderdiyse, göndermeye de devam ediyorsa, -bıçak keser gibi- bu huyundan, bu karanlık planlarından, bu alçak senaryolarından bir anda vazgeçer mi?

“Can çıkar, huy çıkmaz!” bizim özdeyişlerimizden…

İnsanlar huylarını kolay kolay değiştir(e)mediği gibi devletler de öyle yıllardır devam eden plan ve programlarından hemencecik vazgeçmezler!

Adamların (Amerika) işi gücü hile, desise, şeytani planlar, Bizans oyunları, darbe yapmak, darbelere destek vermek… Yatıyorlar, kalkıyorlar, “Bugün hangi İslam coğrafyasını kan ve gözyaşına boğsak!” derdine düşüyorlar!

İşte 27 Mayıs 1960 darbesi… İşte 1971 muhtırası… İşte 1980 12 Eylül darbesi… İşte 28 Şubat darbesi… İşte 15 Temmuz hain darbesi…

Sadece ülkemiz değil… Dünyanın hangi ucunda bir askeri ya da sivil darbe ya da teşebbüsü varsa tüm parmaklar ABD’yi göstermiyor mu?

***

1990’lı yıllar…

Körfez Savaşı'ndan sonra, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in muhtemel saldırılarına karşı Kuzey Irak'ta yaşayan çoğunluğu Kürtlerden oluşan Iraklıları korumak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından ‘Çekiç Güç’ oluşturuldu.

Çekiç Güç’te ABD ve Türkiye de yer alıyordu.

Baştan ifade edeyim; Çekiç Güç, Erbakan Hocamızın başbakanlığı döneminde ülkemiz topraklarından kovuldu!

Terörün yoğun olduğu o dönemde, Cudi Dağı ve çevresinde düşmanca bazı hareketler tespit edildi; o bölgede görev yapan bazı birlikler, geceleri Çekiç Güç’e ait bazı helikopterlerden PKK'lılara yiyecek, giyecek ve diğer malzemelerin atıldığını rapor etti.

Arazide yapılan aramalarda ABD menşeli giysiler ve konserve kutuları bulundu.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş'ti.

Birliklerden gelen raporlar üzerine, “Çekiç Güç örtüsü altında Kuzey Irak'ta konuşlu ABD helikopterlerinin, dağdaki PKK teröristlerine havadan malzeme attığı” kanaati pekişti.

Doğan Güreş Paşa, Güneydoğu'da bulunan askeri birliklerimize şu emri yayınladı:

* “Olağanüstü Hal Bölgesindeki birlikler, gece veya gündüz bizden izin almaksızın hava sahamıza giren helikopterlere ateş edilmek dahil, alınacak tedbirlerle düşürülecektir.”

***

Bunu şunun için anlattım;

* Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde yıllardır planları olan, hemen sınırımızda bir Kürt devleti kurulması için nefes almadan çalışan, terör yapılarına resmi bütçesinden pay ayıran bir devlet aniden, “Ya, ben vazgeçtim bu sevdadan!” der mi, demez mi?

İSRAİL, BÖLGEDEN TAMAMEN DEFOLANA DEK!

7 Ekim 2023 tarihinden bugüne dek soykırımın devam ettiği Gazze’den şöyle haberler geliyor;

* Gazze’de ateşkes yakın! Doha ve Kahire’de gerçekleşen ateşkes görüşmelerinde sona doğru yaklaşıldı! 

* Savaş son bulacak, saldırılar olmayacak, İsrail, Gazze’den kademeli olarak çekilecek. Gazze’ye insani yardım girecek. İşgalci askerler de dahil olmak üzere, HAMAS esirleri teslim edecek! Bunun karşılığında da binin üzerinde Filistinli esir İsrail zindanlarından çıkacak.

***

Bölgeden hangi haberler gelirse gelsin;

* Direnişin varlığı Gazze’de devam edecek. Gazze’de direniş zaferini ilan edecek!

* Şunu göz ardı etmemek gerekir; İsrail, işgal ettiği İslam topraklarından tamamen defolup gitmedikten sonra direniş sona ermeyecek…

* Neticede;

1) Pasaportuyla, havaalanlarıyla, tam teçhizatlı nizami ordusuyla, savaş uçaklarıyla, tam bağımsız Filistin Devleti kurulmalı.

2) Filistin Devleti’ni Gazze yönetimi temsil etmeli.

3) 60’a yakın İslam ülkesi, KKTC ile birlikte Filistin Devleti’ni de tanımalı.

MİLLÎ GAZETE İÇİN ÖMRÜMÜZÜN SONUNA KADAR ÇALIŞMAYA AZMETTİK!

Millî Görüş lideri ve Refah-Yol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve arkadaşları tarafından kurulan Millî Gazete, 12 Ocak 2025 tarihinde 53 yaşından gün aldı.

Millî Gazete’nin 53. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla gelen bazı tebrik mesajlarını paylaşmak istiyorum. Buyursunlar;

* “Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın bıraktığı mirasın yaşaması için (Millî Gazete’ye) ömrümüzün sonuna kadar çalışmaya azmettik.” (Hikmet Ercan, Kahramanmaraş)

* “Millî Gazetemiz olmazsa olmazlarımızdan. Millî Gazetemiz bize Erbakan Hocamızın yadigârı ve emaneti. Tüm Millî Gazete çalışanlarının 53. kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyorum.” (Avni Demirci, Tokat-Turhal)

* “Selamünaleyküm, Adnan Bey! Şahsınızda size ve her kademede görev yapan tüm kardeşlerimize Millî Gazetemizin 53. kuruluşu ile yayımlanmasına katkılarından dolayı teşekkür ediyor, vefat eden kardeşlerimize de Allah’tan (cc) rahmet diliyorum. Muhabbetle…” (Fahrettin Ersoy, Balıkesir-Dursunbey)

* “Kuruluş yıl dönümünüzü kutlarım, tebrik ederim. 1976’da 5 ay kadar da olsa Kocamustafapaşa’da vakit namazları çıkışı cami önlerinde Millî Gazete ve Yeni Devir satışıyla da olsa görev yapmak nasip olduğu için Allah’a şükrediyorum.” (Rüştü Özker, Eğitimci)

***

Not: (Millî Gazete mesajları devam edecek…)

YILDIZ HOLDİNG’DEN “AŞKIN SÛRETİ HİLYE-İ ŞERÎFELER” KİTABI VE SERGİSİ

* Yıldız Holding İslam Eserleri Koleksiyonu’ndaki Hilye-i Şerifeler özelinde hazırlanan, “Aşkın Sûreti Hilye-i Şerîfeler” isimli kitabın tanıtımının ve aynı isimli serginin açılışının, 15 Ocak 2025 Çarşamba günü (bugün), Kısıklı Mahallesi Ferah Caddesi No: 1 İstanbul, Büyük Çamlıca adresinde bulunan, Yıldız Holding Çamlıca Kampüsü-Alt Bina Sosyal Alanda gerçekleştirileceğini, programın saat 14.30’da ifa edileceğini, biliyor musunuz?

 GÜNÜMÜZ!

“Bazı soruların ve sorunların cevabını vermek çok zor!

Kalbimizden geçenin ağzımızdan çıkmaması için baldıran zehri içmiş gibi, soruların boğazımıza düğümlendiği bir zaman dilimindeyiz.

İnanç, dava, sadakat...

Ümmet, kardeşlik, dostluk…

Kimin kime güveneceğini bilmediği, güven ölçüsünün ve ‘alametifarika’mızın kaybolduğu bir dönemdeyiz.

Kardeşlik adına can kardeşlerimizi yalnız ve savunmasız bıraktığımız.

Dost ve düşmanımızın yer değiştirdiği...

Yağmurdan kaçıp doluya tutulma...

Her şey olunup kendimiz olamadığımız, ümmet ve kendimiz adına mücadele veremediğimiz...

Ve bu mücadele ortamında kendimizi unuttuğumuz...

Anadolu’nun süt kazanı gibi fokur fokur kaynadığı…

Ankara'nın ise kaynayan sütün taşarak kaymağının heba olmasını büyük bir istekle beklediği anlar.

Ucu açık cümleler...

Köprünün altından çok sular değil, kardeşini kahreden gemilerin geçtiği...

Benim hırsızım, arsızım, haksızım üzerinden, nemalananların mazlumları susturup, hasbilerin davranışlarını hesabilerin ‘isyan’ olarak değerlendirdiği zaman dilimindeyiz.

Abdurrahim Karakoç'un ‘İsyanlı Sükût’ şiirini defalarca okuyorum, düşünüyorum.

İnsanlık adına isyan ediyorum.

Selam ve dua ile…”

(Cuma Şahin, MGV-AGD, Adana

---