Bismillâhirrahmanirrahîm!

      MHP lideri Bahçeli, 6 haftadır ısrarla Öcalan’ın TBMM’deki DEM Parti Meclis Grubu’nda konuşarak, örgütünü “silâh bırakma çağrısı” yapmasını anlatıyor. Hem Bahçeli hem de AKP Genel Başkanı Erdoğan, “aralarında görüş ayrılığı bulunmadığını” açıkladılar. Terör konusunun bu yöntemle çözüleceğini düşünüyorlar.

     Bu tavır pek çok problemi de beraberinde getirir. Terörle oyun olur mu? Terör örgütüne ne derece güvenebilirsiniz? Ön hazırlık yapıp Türkiye’nin güvenliğini teminat altına almadan terörle masaya oturulabilir mi? PKK’nın patronu yalnız Öcalan değil ki!.. Dünyadaki bütün terör örgütlerini hazırlayan, silâhlandıran, lojistik destek sağlayıp kontrolünde tutan ABD’dir. Öcalan, tecrit altında tutulan bir kukladır!

     Amerika ile “dost” olarak terörü bitiremezsiniz! ABD Başkanı Trump, 20 Ocak 2025’teki yemin töreni için, PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Mazlum Kobani ve İlham Ahmad’ı ABD’ye davet etti. ABD-PKK iş birliğini ne zaman anlayacaksınız? Öcalan’ın TBMM’de konuşmasıyla terörün biteceğini mi sanıyorsunuz? ABD’nin, PKK’nın başına Öcalan yerine, örgütten başka birini getirmesi o kadar zor mu?

     Bahçeli, Öcalan’ın illâki DEM Meclis Grubu’nda konuşması konusunda niçin bu kadar ısrarlı? Böyle bir itibar, terörü azdırıp bazı bölge halkını harekete geçirmez mi? Dikkat edin! Ateşle oynuyorsunuz! Âdil olmak, bölge halkıyla barışık hale gelmek ve konuyu milletin temsilcisi TBMM’de müzakere etmek varken, bu hoyratlığın sebebi ne? Niçin TBMM’deki siyasi parti gruplarıyla görüşmüyorsunuz?

TÜRKİYE MESELESİ

     BAHÇELİ, “El ele verelim, terörü bitirelim” diyor. Kiminle el ele vereceksiniz? Teröristle mi? Bu işin çözümü için neden TBMM’yi adres göstermiyorsunuz? Bunda bir “bit yeniği” yok mu? Önce bu soruların cevabı verilmelidir.

     Terör, Türkiye’de 1984’te başladı. Bu süreçte 40 binden fazla vatandaşımızı kaybettik. Kadınlar dul, çocuklar yetim kaldı. Terör örgütünce evlâtları dağa kaçırılan anneler yıllarca “evlâtlarının geri dönmesi nöbeti” tuttular. Türkiye’nin güvenliği tehdit altına girdi. 85 milyonu ilgilendiren bir konu uçuk bir yöntemle çözülebilir mi?

     Bölgenin nabzı tutulmalı; şehit ailelerinin görüşü de alınmalıdır. Konu “Bahçeli projesi” olmaktan çıkarılmalı, “devlet projesi” haline getirilmelidir. TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerle müzakere edilmelidir. Toplumsal mutabakat sağlanmalı; terörle ilgili ciddi bir “yol haritası” oluşturulmalıdır.

     Bahçeli yöntemiyle konu tehlikeli bir mecraya sürüklenir. DEM Parti, gelişmelerden memnundur. Bahçeli’nin çağrılarına olumlu cevap verdi. TBMM Grup Toplantısı’nda Öcalan’ın tecridinin kaldırılması çağrısı yaptı. İmralı’ya gitmek için Adalet Bakanlığı’na resmi başvuruda bulundular.

     Medyada, “Öcalan Ankara yolunda” türünden yazılar çıkmaya başladı. Nereye gidiyoruz? Bir zamanlar Bahçeli, Öcalan’ın idamı için “urgan” gönderirken; yine “Altılı Masa’nın altında PKK ayağı ararken, ne oldu da bu sözleri söylemekte ısrarlı hale geldi? Teröriste yalvararak teröre çözüm bulamazsınız! Suriye’deki kaos ve 3. Dünya Savaşı söylemlerini de dikkate alarak bu maceradan derhal vazgeçilmeli; meşru zeminler aranmalıdır.

KÜRESEL TUZAK

     TERÖR, ülkemizi parçalamak için kurulmuş “küresel bir tuzak”tır. ABD’nin sömürge amaçlı, Afrika kıtasıyla ilgisi 1,5 asır önceye dayanır. Hazırlıklar yaptılar. Projeler üzerinde çalıştılar. 2002’deki İkiz Kuleler’in vurulmasını bahane ederek, 2003’te, 22 ülkenin haritalarını değiştirmeyi amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) dünyaya deklare ettiler.

     1999’da Öcalan’ın Kenya’da yakalanmasından sonra, dönemin başbakanı Bülent Ecevit, şöyle demişti: “Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesi ABD ile yapılan bir mutabakat sonucu olmuştur.”  Bu söz, Öcalan’a bir rol biçilmesinden başka hangi anlama gelir?

     Kulağı delik gazetecilerden Mehmet Ali Birand, 2012’de bir 32. Gün programında, “Günün birinde Öcalan Meclis’e girebilir. Bunu yaparsa ancak Recep Tayyip Erdoğan yapabilir. Bu süreç, ancak 2015 yılından sonra başlar” demişti.

     TV5 Genel Yayın Yönetmesi Mustafa Yılmaz, kulis bilgisi olarak, “Ankara’da Öcalan trafiğinin aylar öncesinden başladığını” dile getirmişti. Bahçeli’nin Öcalan çıkışı bu iddiayı güçlendirdi. Bir Halk TV yayınında, “Çankaya’da Öcalan için bir ofis tutulacağı” söylenmiş; Bahçeli’nin DEM sıralarına dönerek el sıkışmasının bu sürecin sonucu olduğu anlatılmıştı. (27.10.2024)

     Türkiye’nin bekâsını tehdit edebilecek bir sürece sürükleniyoruz. Yöneticiler, TBMM ve millet olarak çok dikkatli olmak zorundayız. Bu ülke hepimizin! Çözümü dışta veya terör örgütüne sığınmakta değil; milletimizin topyekûn kenetlenmesinde aramalıyız. Terör tehlikesi vardır; ama bilelim ki, Allah’ın izniyle “millî irade”nin aşamayacağı hiçbir engel yoktur.