ÖNCE hemen Fenerbahçe nin bu derbiyi rahat rahat üç veya
dört farklı kazanabilme kapısına kadar dayandığını belirteyim. Bu olmadıysa
kaleci Muslera nın usta kaleciliği ile fırsatları son vuruşlarda tabelaya
yazdıramayanların suçu vardır.
Şimdi gelelim başlığın açılımına... Fatih Terim bize göre
bu ülkenin bir numaralı teknik adamıdır ya, ama zaman zaman yaptığı büyük
çılgınlıklarla da takımlarının yenilgisini hazırlayan baş mimardır da aynı
zamanda... En çarpıcı ve en yakın örneği son derbidir. Takım kadroları elime
geldiğinde TGRT ekranlarındaki programa hazırlanıyordum. Çevreme,
Galatasaray ın bu kadrosu çok komik. Bu kadro ile maçı kazanmak şöyle dursun
berabere bitirmesi bile imkânsızdır dedim. Zaten saat 21.00 de program
başladı. O sırada maçın devre arası idi. Hemen belirttim, Fenerbahçe maçı
rahat rahat kazanır. Terim Hoca komik bir takım sürmüş diye tekrarladım. Sonra
da açtım; Elmander, sanırım çocukluğu da dâhil, hayatında ne bir idman çift
kalesinde, ne de bir mahalle maçında bile orta sahada oynamamıştır. Hem de
Drogba ile Burak ın arkasında... Yani özellikle takımın en etkili oyuncusu
Selçuk u ancak böyle bitirebilirsiniz. Acaba diyorum Terim Hoca gece rüyaya
yatıp da bu atamayı orada mı gördü Aynen bunları söyledim. Tabii ki Elmander
ikinci yarıda yoktu. Ama siz avucunun içine kadar gelmiş olan unvanları bir bir
kaybeden Fenerbahçe ye maçın başında topu teslim ederseniz, sonra yırtınsanız
da hava alırsınız. Hele hele öne geçip de kısa sürede geriye düşerseniz...
Terim Hoca bu büyük hatasını sonra da telafi edemedi. Tuttu, Yekta yerine
Amrabat ı alıp teslimiyetini kesinlikle ilan etti.
Ya Cüneyt Çakır... Defalarca yazıp, söyledim; yapmayın,
etmeyin bu maça Cüneyt Hocayı verip harcamayın diye. Ve aynı Cüneyt Hoca,
kariyerine hiç de yakışmayacak biçimde ikinci Fenerbahçe gölündeki net faulü
göremedi. Hem de yakından pozisyonu dikkatle izlemesine rağmen... Kimileri
gördü de vermedi diyor. Hayır. Çünkü itirazlar sırasında yüzünü yok gibi
buruşturdu. Oysa pozisyondaki futbolcuların yerlerini değiştirelim. Önde Webo,
arkasında da Eboue... Nedir bu hareketin cezası Yüzde yüz penaltı. O halde
Eboue nin formasının arkadan itilişte belinden yukarıya doğru çıkmasını da mı
görmedi Cüneyt Hoca İşte bir büyük hakem böylesine önemi kalmamış büyük bir
maçta harcanmış oldu. Volkan la Sabri yi de maç bittiği için attı. Yoksa böyle
bir kavga maçın ortalarında olsaydı bunu da yapamayacaktı. Tıpkı Volkan ın,
ayırmaya gelen Drogba ya yaptığı jesti, Melo nun sık sık başvurduğu şiddete,
Emre nin malum icraatlarına kartı gösteremediği gibi...
Gelelim Fenerbahçe ye... Aykut Kocaman iki asını sakat
sakat oynattı. Emre de, Meireles de maçı bırakmak zorunda kaldılar. Dua etsin
ki Fenerbahçe maçı çoktan bitirmişti, Terim ve Çakır sayesinde... Her zaman
söyler, her zaman yazarım, sahaya vasat da olsa sağlamlarla çıkacaksın.
Sakatlarla çıkarsan işte böyle kalecin de atılıp orta sahadan bir elamanını
kaleye dikersin. Kulağına küpe olmuştur herhalde...
Sonuçta Fenerbahçe daha farklı kazabileceği bir maçı
ancak 2 1 kazandı. Beşiktaş ın ikincilik şansı da bitti ve sarı-lacivertliler
Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynama şansını kaptırmadı.
Maç sonu sahneleri mi Eh, burası Türkiye, burada yaşanır
sporun en komik, en trajik, en saçma görüntüleri.