Türk medyasının en önemli karakteristik özelliği,

dini-diyaneti yok sayan yapımlar üretmektir. Bu yapımlarda, dini terimler, dini

karakterler, dinle ilgili tüm özellikler, bir şekilde rencide edilecek biçimde

yansıtılır. Hollywood yapımlarına dikkatli gözle bakarsanız, filmin başından

sonuna birkaç sahnede bir rahip, bir kilise klişesinin olduğunu görürsünüz.

Bizim filmlerimizde ise dini kavramlar, dini karakterler insanın yüzünde

müstehzi bir ifadeye neden olacak repliklerle sunulur. Mesela, Şener Şen ile

Kemal Sunal ın birlikte oynadığı birçok filmde, bu şekilde senaryo hileleriyle

karşılaşabilirsiniz. Türk komedisinin en usta ismi olarak lanse edilen Kemal

Sunal ın, Şaban isminin toplumdan silinmesine yol açan karaktere verdiği biçim

ve dönüşümü en çarpıcı örnek olarak ortaya koyabiliriz. Mesela, Yeşilçam

filmlerinde imam karakteri, tutucu, bağnaz, üçkâğıtçı, hilebaz, madrabaz bir

kılıfta sunulur. Dizilerde, sabahtan akşama kadar barlarda içen, hayatlarını

tanzim eden, dertlerini, sıkıntılarını paylaşan tipler vardır, ama namaz kılan,

camiye girip çıkan bir karakter bile bulamazsınız.

Medyamızın, dine diyanete bakış açısı hep arızalıdır Bu

medya, Bu sene de Kurban bayramı ile Hac mevsimi aynı günlere denk geldi diye

yazan bilgi özürlü kalemşörlerle doludur. Bu medya, Cenaze namazı kılanların

secde etmedikleri görüldü şeklinde yazan, fikir yoksunu muhabir ve editörle

doludur. İşte bu medyanın ürettiği yapımlarda, dinin yaşanmasına ilişkin

kısacık bir anekdot bile bulabilmek, bu sebeple mümkün olmaz.

Geçtiğimiz günlerde, tarihe bakışı arızalı, tarihsel

ilham noktaları arızalı, ecdadımızı bize harem endeksli tanıtan Muhteşem

Yüzyıl daki bir rezillik dikkatimizi çekti. Dizinin karakterlerinden Rüstem

Paşa, maktul İbrahim Paşa nın emaneti olan bir hanımla evli Payitahttan

Mihrimah Sultan ile evleneceklerine dair bir mektup alıyor. Çağırıyor, nikâhlı

karısını Konuşuyorlar Ve karısının suratına eğilerek, zorlama bir şekilde, üç

kere Boş ol, boş ol, boş ol diyor

Lütfen kavramları çarpıtmayın İslam dininde boşanma

müessesesi bu kadar kolay şekilde uygulanan bir olay değildir. Karşısındakini

rencide edecek şekilde, Defol git der gibi, uygulanacak bir müessese

değildir. Lütfen kavramları çarpıtmayın Lütfen dinimizin evlilik müessesesine

bakışı incitecek, alaya alacak bir şekilde boşanma müessesini yansıtmaya

kalkışmayın. Türkiye nin ahlâk ikliminde yaptığınız deformasyonlar, maneviyat

atmosferinde yaptığınız derin tahribatlar, insanlarımızın zihinlerinde

yaptığınız kirli dönüşüm harekâtları, birgün elbette tersine dönecek. Zira

kurduğunuz tuzaklar, yapmak istediğiniz tüm hileler, gün gelip ayağınıza

dolanacak.

Bu dinin kavramlarına yönelik uyguladığınız istihza

politikaları, belki bugün size reyting getirebilir, kurduğunuz sanal dünyada

para, pul, mal, mülk, şöhret de sağlayabilir.

Ama kurduğunuz tuzaklar, bu milletin gönül ikliminde asla

yer bulmayacaktır.

Bugün varsınız, yarın yoksunuz!

Tarih her şeyi yazdığı gibi, sizin de reyting damıtma

operasyonunuzda manevi direnç kolonlarımıza verdiğiniz zararı, bir bir yazacak.