Yazmak tarihe not düşmektir. Bazen de yazmak, kendi

lehine ya da aleyhine deliller bırakmaktır. Bu sebeple yaptıklarımızı ve

sözlerimizi kayda geçiriyoruz. Çünkü ahirette, yapmamız gerekirken

yapmadıklarımızdan, söylememiz gerekirken söylemediklerimizden de hesaba

çekileceğiz. Ahirette `Hakk olanın yanında delilimiz olsun için yazıyoruz.

Cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylar, kendilerine daha

çok oy getirecek çeşitli propaganda yollarını kullanıyorlar. Bu yöntemlerden en

garabeti ise Konya daki Adnan Menderes, Necmeddin Erbakan, Turgut Özal ve

Tayyip Erdoğan ın bir arada gösterildiği pankarttır. Milletin Adamları

yazılan pankartta Prof. Dr. Necmeddin Erbakan ve Turgut Özal ın fotoğrafını yan

yana görünce insanın aklına Hakkı batıla karıştırıp da, bile bile hakkı

gizlemeyin   ayeti geliyor. Bir yanda

ömrünü İslam Birliği ne adamış, yeryüzünden zulüm sisteminin hâkimiyetini

kaldırmak için çalışmış, bunun için `Adil Temeller üzerine inşa edilmiş `Yeni

Bir Dünya yı kurma hedefini gerçekleştirmek için yaşamış Mücahit Erbakan. Diğer

yanda 1. Körfez İşgalinde ` bir koyup, üç alma hesabı uğruna ABD nin zulme

ortak olan, İslami camiayı kapitalizmle bütünleştirmiş Turgut Özal. Diğeri son

Irak işgalinde, ABD askerlerinin sağ salim evlerine dönmesi için dua eden bir

başbakan. Bir yanda mazlumun yanında olan lider, diğer yanda zalimin yanında

olan liderler. Çağımızda, Hak ile batılın karıştırılmasının resmi nedir diye

sorulursa, cevap işte bu pankart.

Aslında bu pankart şu gerçeği de ortaya çıkarıyor.

İktidar sahibi muhafazakâr demokratların, (!) elde ettikleri `kârları muhafaza

etmek için Milli Görüş le, muhafazakâr demokratlığı aynı şeymiş gibi sunma

gayreti. Konjonktüre göre davranan muhafazakâr demokratlara tavsiyemiz, bir

şeyi, bir seçimi de kendi emeğinizle kazanmaya çalışın. Birilerinin üzerinden

değil. Ki bu Milli Görüş ve Milli Görüşlülerdir.

İktidar olabilmek için, işin başında `biz değiştik, biz

ılımlaştık, biz gömlek çıkardık, biz Milli Görüş ün hedeflerinden döndük

diyerek Siyonist mahfillere kendinizi kabul ettirdiniz. Şimdi de `Milli

Görüş ün Lideri Erbakan Hoca ya sahip çıkıyoruz ayağı yaparak Milli Görüş ün

mirasından faydalanıp makamınızı yükseltmeye çalışıyorsunuz.

Mertliğin bozulmaya başladığı tarih her ne kadar tüfeğin

icadıyla başlasa da yüzyılımızda göstergesi bu pankarttır. Necmeddin Erbakan ne

sağcı, ne solcu, ne de konjonktüre göre davranan muhafazakâr demokrattı.

Erbakan Hocam, dedelerimiz Selahaddin Eyyubi gibi, Alparslan gibi, Fatih Sultan

Mehmed gibi, Cennet Mekân 2. Abdülhamid gibi Milli Görüşlü idi. Son nefesine

kadar da `Hakkın hâkimiyeti için çalışan bir mücahitti.

Son sözü yine Erbakan Hocam söylesin : Beni AKP nin

günahlarına ortak etmeyin!