27 Mayıs 1960 darbesini yapanların hazırladığı Anayasa,
Menderes i asan zihniyetteki insanlar tarafından hazırlanmıştı.
Menderes i seven hâkimler, Menderes i asan kişilerin
hazırladığı Anayasa ve ona uygun hazırlanan kanunlarla karar verirlerken nasıl
davranacaklar
12 Eylül 1980 darbesini yapanlardan hukuk fakültesinde
okurken dayak diyen, yaşı büyültülerek asılan çocukları gören ve duyan
hâkimler, Kenan Evren ve çevresindekilerin hazırlattığı Anayasa ya gönülden
inanarak nasıl karar verecekler.
O günden bu güne kadar sağcı, solcu, muhafazakâr
hükümetlerin çıkardığı kanunlara muhalefet eden bir zihniyete sahip kanun
adamları nasıl bir ruh haliyle kararlarını verecekler.
Akşam aleyhinde konuştuğu kanun maddesine dayanarak
gündüz karar verme durumunda olan kanun adamlarına da yazık oluyor.
Kanun mecliste hazırlanırken yanlışlığını savunduğu kanun
maddesi bir kişinin parmak fazlalığıyla kabul edilince hemen onunla karar verip
insanlara zarar verdiğine inanan hâkim, kalem kırmasın da ne yapsın.
Kör, fakir ve bekâr bir adama sormuşlar: Allah ın senin
bir tek duanı kabul edeceğini bilsen ne isterdin demişler.
Çocuğumu bir küp altın sayarken görmek isterdim diye
cevap vermiş.
Biz bu dünya yolculuğumuzda bir milyondan fazla
okuduğumuz Fatiha Suresi nde Rabbimize; Ancak Sana kulluk yaparız ve ancak
Sen den yardım isteriz dedikten sonra bütün istekleri içine alan bir istekte
bulunuyoruz. O da Allah ın peygamberlere, sıddıklara, şehitlere ve salih
insanlara bir nimet olarak lütfettiği doğru yoldur.
Barışta ve savaşta, dosta ve düşmana karşı, ticarette,
siyasette, komşuluk ilişkilerinde, arkadaşlıklarda, ilim hareketlerinde, fikir
hareketlerinde vs. her yerde hava gibi, su gibi lâzım olan doğruluk.
Peki, ama kimin doğrusu sorusu bütün dünyada tartışmaya
açılmış durumda.
Irkları, dilleri, dinleri, bölgeleri, gelenek ve
görenekleri ayrı ayrı olan yedi milyar insanın hangisinin dediği doğru
Hindistan da Başbakan Bayan Gandi öldürüldüğünde cesedini
oğlu Rajiv, başbakan olarak kendi elleriyle yakarken bir milyarlık Hindistan
gözyaşlarıyla onayladılar ve demokratik bir yakma merasimi gerçekleştirdiler.
Dünya dönüyor dediği için Engizisyon mahkemesi
tarafından cezalandırılan Galileo nun (1564 1642) cezası o günün insanlarının
çoğunluğu tarafından alkışlandığı için demokratik olmuştu.
İki araba hırsızından biri arabayı satmaya gider. Akşam
olunca hırsız arkadaşının yanına gelir. Arabayı sattın mı sorusuna evet
sattım diye cevap verir. Kaça sattın
dediğinde, Aldığımız fiyata sattım dedikten sonra, Güven denilen şey
kalmamış ki. Alıcı arabaya bir bineyim dedi gitti ve geri dönmedi. Doğruluk
kalmamış ki demiş.
Günümüzde seçilmiş insanların parmak hesabıyla doğrular
belirleniyor. Oylamada kaybeden taraf karşı taraftan parmak satın alıyor ve
kendi doğrularını parmak çokluğuyla onaylatıyor.
Peki, ama bunların hangisi doğru Üçüncü, üç yüzüncü veya
yedi milyarıncı olan bir kişi doğru söylüyorsa ama kendi parmağından başka
parmak bulamıyorsa veya o bir parmağını da birileri kırıyorsa ne olacak
Peki, başka yol var mı ki Evet var. Fatiha Suresi nin
son ayetinde Allah ın gazabına uğrayanların ve sapıkların yolundan bahseder ve
biz o yolu istemediğimizi ilan ederiz.
Petrol için milyonlarca Müslüman ın kanını akıtan, Güney
Amerika da yüz binlerce insanı öldüren, Vietnam da, Afganistan da milyonları
öldürenlerin, Afrika nın yer altı ve yer üstü servetlerini sömürmek için onlara
göz açtırmayanların yolunu istemediğimizi söylüyoruz.
Biz, bizi yaratanın bildirdiği doğrularla hareket ederiz.
Yaratanın koyduğu tabiat kanunlarına göre hareket ettiği,
insanların müdahalesiyle bozulan dengeyi aslına çevirmek için yapılan
çalışmaları tasvip ettiği, yeme, içme, giyme ve barınma yerlerinin tabii,
organik olmasını istediği halde Yaratan ın Kur an la bildirdiği doğruları kabul
etmeyen bir hâkim de inanmadığı doğrularla karar verme zorunda olmayacak mı
sorusunun cevabı: Hâkimlerde aranan şartların başında Müslüman olması gelir.