Yok aslında fark,
Şu yaşadığımız dünya ile
Öte arasında.
Tamamen puanlama.
Bir hesaplama, matematik, sosyoloji, psikoloji.
Tıpkı ALES sınavı gibi,
TUS GİBİ,
Ya da KPSS.
Çalışmaların, emeğin, alın terin nasıl derecelendiriliyorsa,
Ötenin sınavı da aynı kodlama ile gerçekleşmekte.
Yüreği yetenin kazandığı.
Elbet mangal gibi yüreklinin başarabildiği.
Kendisine düşmanlık edene bile dualarında yer açabilenin,
İyilerden olabilenin,
“Evet Rabbim,
Kimseleri her ne kadar sevmeseler de sen onlara acı, merhamet eyle.
Bir işleri olsun sen yardım eyle,
Yuva kuracak hayırlı eş çıkar karşılarına,
Bak yıllardır kucağına evladını alamadı,
Yok mu dergâh-ı izzetinde.
Onlara da evlat kokusu lütfeyle”.
Bir karne ki, yıldızlarla süslü,
İyilerin, erdemlilerin, adaleti önceleyenlerin,
Yüreklerine sevgiden başka tac takmayanların,
Kazanabilecekleri bir sınavdayız hepimiz.
Ne kadar tanısam da, babamın ağzından duymak istedim,
“Tarlalarını gasb eden akrabanı affedebilecek misin canım babam”,
Zira katı kalbimde onlara hakkım haramdı.
Lakin babam, gaspçılar adına üzgündü,
“Elbette evladım yarın ahıretin sorgusu ağır, orada intikam düşünmüyorum, kin kötüdür, onlara hakkımı helal edeyim ki o zor mahkemede mahcub olmasınlar”
Kimi akrabalar enayi görüp kahkahalarla gülmüştü bu cevaba.
Sen bu saflıkta olursan daha çok toprak kaybedersin deyip alay etmişlerdi.
Çalanın, aldatanın, vicdanını yitirenin düştüğü acıklı durumdan ürkmemişlerdi.
Yani fırsat bulurlarsa aynı cürmü işlemeye hazır olduklarını göstermişlerdi.
Ben mi, beni hiç sormayın,
Gaspçıyı ölse de affedemedim,
Hâlâ babamın seviyesine çıkamadım,
Puanlarım çok az.
O bilge kadın da, kötü konuşan gencin yanından geçerken, mırıldanmıştı,
“Ya Rabbi, bu masum çocuk muhtemelen bilmiyor filtresiz konuşulmayacağını, ettiği kötü sözlerin yanlışlığını göster ona, dilinden gül kokulu cümleler dökülsün”
Güçsüzlere yardım etmekten dönen bilge kadının yüreği sevgi doludur,
Neredeyse üzerinde hiç giysi olmayan bayana da, öfkeli değil sadece hüzünlüdür;
“Ya Rahman, en çok sen biliyorsun,
Ben de tanımıyordum utanmanın ne olduğunu,
Az giysilerle gezmenin neresinde kötülük, kavrayamıyordum,
Ey yüceler yücesi, nasıl yüreğime ar duygusunu bir pınardan sağıp devşirdiysen, beni kendime getirdiysen, elimden tutup öz benliğime döndürdüysen,
Aynı bereketi, güzelliği, esenliği bütün kardeşlerim için istiyorum.
Bu genç şafağı da uyandır, karanlık gecesi bitsin, ışıklı bir sabah olsun yaşamı.
Rabbim bana verdiğin korkudan azade sevgini ona da lütfet.
Yaşadığım huzuru bütün kardeşlerime nasip et”.