Beynimizde yaratılan ve yalnızca bize ait olduğunu bildiğimiz renkli, hareketli ve muhteşem detaylara sahip dünya içinde, Allah’ın yarattığı bir devamlılık vardır. İnsanın sürekli DNA’sı kopyalanır, sürekli nefes alır verir, sürekli kalbi atar. Çeşit çeşit yiyecekler, Dünya’ya “renk” getiren güneş ışınları, fotosentez yapan bitkiler, gökten inen su, bitkilere besin sunan mikroorganizmalar, denizler ve daha sayısız nimet bu dünyada yaşamın devamlılığına vesile olur.

Dünya’nın konumu, Güneş’in, Ay’ın varlığı, bunların Dünya’ya uzaklıkları, Samanyolu galaksisi içindeki yerleri, büyüklükleri, eğimleri, yörüngeleri, içerdikleri tüm gazlar, moleküller, atomlar, insanın var olması için sürekliliğini korur.

İnsanlardan birçoğu kendisi için her an yaratılan güzelliklerin farkında olsa da olmasa da bu devamlık hiç bir zaman değişmez. İnsanın var olması için özel olarak yaratılan koşullar, her saniye soluduğumuz oksijen bizim için devamlı yaratılır. Allah her an hareket halinde olan atomları ve daha sayısız detayları bizim için sürekli yaratılmaya devam eder. İnsan, hayatta kalabilmesini sağlayacak sayısız nimetle birlikte kusursuz bir şekilde yaratıldığı üzerinde çok düşünmelidir.

Allah, öylesine kapsamlı detaylar yaratır ki, bu dünyanın an an zihnimizde yaratılan birer görüntüler bütünü olduğuna kanaat getirmek kimi zaman zorlaşır. Çünkü Rabbimizin adetullahına göre, Allah’ın yarattığı detaylardaki süreklilik durmaksızın devam eder. Bu, Allah’ın yaratma sanatıdır. Allah ayetinde, “Göklerde ve yerde olan ne varsa O’ndan ister. O, her gün bir iştedir” (Rahman Suresi, 29) şeklinde buyurmaktadır.

Allah’tan sürekli olarak insanlara bir vaat vardır ve bu kusursuz şekilde gerçekleşmektedir. İşte bu gerçek, yaratılıştaki sırrı anlamak için önemlidir. Allah, insanı yaratıp, ona vaat ettiğini, yani ahiret yaratmasını mutlaka gerçekleştirecektir.

İşte bu sebeple Allah, ruhun devamlı olduğunu bize çeşitli vesilelerle sürekli olarak hatırlatır. Bunun için Allah, her şeyde bir devamlılık var eder.

Dünya, Güneş etrafında döndüğü için değil, Allah dilediği için mevsimler peş peşe gelir. Bir çekim kuvveti olduğundan değil, Allah dilediği için Dünya sürekli dönmektedir. Allah dilediği için Güneş sürekli doğar, Allah dilediği için sürekli gece olur. Allah dilediği için DNA durmaksızın kopyalanır, hücreler devamlı yenilenir. Çünkü Allah her şeyi bir süreklilik içinde yaratmıştır. Bu, Allah’ın yaratmasındaki muhteşemliğin bir başka tecellisidir. Ve işte bu devamlılık, insanın ahireti anlaması için bir işarettir.

Bizler, hiç durmaksızın Allah’ın koruması ve nimeti altında yaşarız. Allah bizleri hiç durmaksızın ağırlar, bizlere güzellik ve bereket sunar. Allah’ın yüce kudreti, merhameti ve sevgisi kesintisiz olarak üzerimizdedir.

Beynimizin içinde kusursuzca, kapsamlı ve güzelliklerle dolu olarak yaratılmış olan dünyamız, bize Allah’ın lütfudur. Bizleri de, yaşadıklarımızı ve gördüklerimizi de, nimet olarak bize gelenleri de, hislerimizi ve düşüncelerimizi de Allah yaratır. İşte bu nedenle sevilmeye, övülmeye, yüceltilmeye layık olan tüm âlemlerin Sahibi ve Yaratıcısı olan, lütfu geniş olan yüce Rabbimiz Allah’tır.

“Şüphesiz, senin Rabbin, insanlara karşı büyük lütuf (fazl) sahibidir, ancak insanların çoğu şükretmiyorlar” (Neml Suresi, 73).

Geçtiğimiz yüzyılın değerli İslam âlimi Bediüzzaman Said Nursi, bu gerçeği şu sözlerle ifade etmiştir: “Başını kaldır, gözünü aç! Şu kâinat kitab-ı kebirine bir bak; göreceksin ki; o kâinat heyet-i mecmuası üstünde, büyüklüğü nispetinde bir vuzuh (netlik) ile hatem-i vahdeti (tekliğin mührünü) gösteriyor.”