Medyaya baktığımızda insanlığın durumunun ne denli vahim olduğu görülüyor. Yaşanan sürecin felaketler getirdiği ortada.

İnsanlık mutsuz ve karamsar. Geleceğe bakışında tedirgin. Bunun içindir ki geleceğe ait bir ışık göremediğinden panikliyor. İntiharlar ve cinayetler furya halinde. Bunun nedeni nedir, nedenleri nelerdir görmemiz ve bilmemiz gerekiyor.

Dünya insanlığı emperyalizmin güdümünde sorunlu ve mutsuz.

Mutlu olanlar belli bir oranda ve kesimde.

Abede emperyalizminin dünyanın başına açtığı felaketleri bir başına salt Abede ile sınırlı tutmak doğru değil. Çünkü onları yönlendiren egemen güçlerin bir toplamı var. Abedeyi yöneten bir başka abede var. Siyonist Yahudilerin, İngilizlerin ve Abedenin bir şeytan üçgeni oluşturduğu bilinen bir gerçek. Abede, henüz egemen bir güç değilken İngilizler vardı. İngiliz emperyalizmi çökünce onun yerini abede doldurdu. Zaten bu üçlü birbirini tamamlayan, bütünleştiren tek güç.

Dünyayı sömüren ve sürükleyen bu güç bir bütün olarak salt kendi çıkarlarını koruyor. Savaşların başlıca nedeni de budur. Dinleri de, kültürleri de, diğer ülke yöneticilerini de kendileriyle birlikte savurup duruyorlar. İnsanlığın geneli onlar için hiç bir öneme sahip değil. Çünkü onlarda insanın bir anlamı ve değeri yok. Biz bu bakış açısıyla baktığımızda, basit gibi görünen bir olay bile konuyu tanımlayıcı ve belirleyici olur.

Son günlerde abede de yaşanan kriz salt abedeyi değil bütün dünyayı etkisine almış durumda. Yüz binlerce insan açlığa ve sefalete mahkûm. Sadece bu son olay ile bile neyi kastettiğimiz anlaşılır. Çünkü bu kriz dalgasının etkisi bugün ile sınırlı olmayacak. Bunun etkileri ileri zamana da yayılacak. Hemen bugün ekranlara ve yazılı medyaya yansıyan işsiz kalan biri, eşini, çocuklarını ve ailenin diğer yakınlarını öldürdükten sonra kendisini de öldürüyor. Bu, basit ve geçiştirilecek bir durum değil. Bu durumda yüz binlerce aile var.

Peki kapitalizmin, Abede ve Siyonizm in doyumsuzluğu nereye kadar varacak. Orta Doğu da insanlığın baş belâsı olan Siyonizm bu kadar savaşa, bu kadar gerilimli bir yaşama nasıl dayanabilir ve kendisini nasıl besleyebilir. İsrail toprakları o nüfusu ve bu savaş ekonomisini bu teknolojiyi besleyebilecek bir birikime ve güce sahip midir Bu önemli bir soru. Peki, dünyanın bütün imkânlarını oraya seferber etmek hangi anlama geliyor.

Türkiye de Siyonizm güdümlü medya ne yapıyor Niçin bunları bu kadar şirin gösteriyor. Bir Deniz Feneri olayını niçin bu kadar abartıyor, niçin Müslümanlar arasındaki yardımlaşma kurumlarını çökertiyor Bütün sorun, Siyonizm in ruhunda ve hizmetinde olan medyanın tavrında.

Aktütün olayında, şehitlerin ve ölenlerin bütününün kimin kurbanı olduğunun üzerinde durulmalı. Abededeki ekonomik krizin nedenlerini buralarda aramak gerekiyor. Kendi teknolojisini kurmayan, kurdurmayan yerlere iyi dikkat etmemiz gerekiyor. Termal araçlar, silahlar kim kaynaklı Kendi başımıza olamadığımız sürece bu böyle sürüp gidecek. Kardeşi kardeşe vurduracak.

Abede krizinin kurbanıyız biz. Dünya insanlığı.

Abede ye nereye kadar güvenilerek gidilecek.

Amerikan merkez valisi sayın Kemal Derviş oradan buyuruyor. Uyarıyor. Kim adına

Türkiye ye, bir abede vatandaşı ve eyalet valisi sıfatıyla gelip ülke ekonomisini iyice IMF denetimine, dolayısıyla abede güdümüne sokan sayın vali. Ondan sonrakiler de aynı çizgi üzerinde yürüyorlar. Gidiyorlar. Bunun akı karası fark etmiyor. Abede güdümlü her oluş ülkemizin başına da belâdır.

Biz bu emperyalizmin güdümünden kurtulmadıkça, böyle bir çaba içinde olmadıkça rahat bir nefes alamayacağız demektir.

Bu kriz bize yeni vergiler, yeni zamlar ve yeni sık boğazlar getirecektir. Bunun bilinmesinde yarar vardır.

Ne yapıp edip bu baş belasından adım adım kurtulmanın yollarını aramalıyız. Millî Görüş, ruhunu, bilincini yeniden hayata geçirmeliyiz. Başkasının güdümünde böyle yaşanmaz.