Dün 1 Eylül’dü.

Yani “Barış Günü”.

Yine bazıları kürsülerde “barış” nutukları attı..

Yine kimileri Dünya barışından dem vurdu!

Oysa bakın İslam Dünyası’nda neler oluyor

Mısır’da darbe, binlerce şehit: Mısır’da, son firavunlardan Hüsnü Mübarek’in 30 yıllık iktidarının devrilmesinden sonra ilk defa yapılan seçimle iktidara gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, iktidara gelmesinin ilk yılında ordu tarafından yapılan darbe ile devrildi. Ordu, Mursi’ye destek veren milyonlarca Mısırlının üzerine ateş açtı. Binlerce Mısırlı şehit düştü. İhvan-ı Müslimin’in (Müslüman Kardeşler) önde gelen tüm isimleri gözaltına alındı, tutuklandı. Ülkenin meşru Cumhurbaşkanı Mursi’den aylardan bu yana bir haber yok. Nerede, hangi şartlarda tutuluyor, ailesine bile haber verilmiyor. Batılıların başlangıçta, “biz görüştük, Mursi’nin durumu iyi” açıklamalarının da artık bir değeri kalmadı. Zira Suriye’den sonra Mısır neredeyse gündemden düştü-düşürüldü, zaten! Mısır sokaklarındaki gerginlik ve zaman zaman çatışmalar sürüyor.

Suriye’de içler acısı durum: Suriye’de aylardan bu yana akan kanın hesabını kim verecek Söylenen şu: “Rejim yanlıları ile muhalifler arasındaki çatışmalar 2 yıldan fazla süredir devam ediyor”. Bölgedeki mezhep çatışmalarında BM rakamlarına göre 100 binden fazla insan hayatını kaybetti.  Türkiye, Ürdün, Irak gibi komşu ülkelerin de bulunduğu onlarca ülkeye yüzbinlerce Suriyeli sığındı. Son birkaç hafta içinde on binlerce Suriyeli Kürt, Barzani’nin kontrolündeki Kuzey Irak’a göç eti Son olarak başta çocuklar olmak üzere yüzlerce masum insanın hayatını kaybetmesine yol açan kimyasal silah kullanımı dünyanın gündeminde ve Suriye’ye Haçlıların öncülüğünde müdahale an meselesi. 

Lübnan’da durum ne : Hizbullah Suriye’de Esat rejimini destekliyor. Buradaki savaşa da aktif olarak katıldı. Mezhep geriliminin had safhaya çıktığı Lübnan, yine patlamalarla gündemde. Başkent Beyrut’un güneyindeki Sabra Mülteci Kampı yakınlarında meydana gelen patlamada onlarca kişi yaralandı. Söz konusu kampta yaklaşık 20 bin Filistinli yaşıyor.

Irak’ta çatışmalar: ABD tarafından 2003’de işgal edilen Irak’ta milyonlarca Müslüman katledildi. Yüzbinlerce çocuk ve kadın mağdur edildi. Yıllarca savaşın getirdiği her türlü olumsuzluğu yaşamasının ardından şimdi de patlamalar, intihar saldırıları.. Siyasi istikrarsızlık da cabası… ABD’nin çekilmesinin ardından başlayan gerginlik, Sünni-Şii çatışmasına doğru gidiyor. Kendi iç sorunlarıyla boğuşan ülkede hükümete yönelik Sunni yoğunluklu protestolar devam ediyor.

Doğu Türkistan’da yaşanan saldırılar: Çin Hükümeti tarafından 1949’dan beri işgal altında tutulan Doğu Türkistan’da Müslümanlara yönelik asimilasyon ve saldırılar devam ediyor. Son 4 yılda sürekli gerginlik ve çatışmaların yaşandığı bölgede geçen ay Doğu Türkistan’ın Turfan bölgesinde meydana gelen çatışmalarda, 35 kişi hayatını kaybetmişti.

Myanmar’da Müslümanlara baskı: Myanmar’da Müslümanlara yönelik baskılar, 1960’lı yıllardan bu yana sürüyor. Budist çoğunluğun yönetimindeki ülkede, Rohingya Müslümanları vatandaş olarak kabul edilmiyor. Müslümanların okula gitme, seyahat etme ve evlenme hakları sınırlandırılıyor. Temmuz 2012’de başlayan olaylarda Budist rahiplerin saldırılarıyla binlerce insan hayatını kaybetti.  Bölge halkının rahiplere destek vermesiyle binlerce Müslüman evlerini ve barakalarını terk ederek Bangladeş’teki kamplara sığınmak zorunda kaldı. Son dönemde Budistler, Müslümanların köylerini yakmaya devam ediyor.

Filistin’de İsrail işgali: Filistin, 1948 yılından bu yana İsrail işgali altında. Esasen Filistin diye bir ülke yok şu anda.  İsrail, 2006’dan beri Gazze’yi havadan, karadan ve denizden ambargo altında tutuyor. On binlerce Filistinli 1948 yılından bu yana çevre ülkelerde sığınmacı olarak yaşıyor. Ortadoğu’nun şımarık çocuğu istediği zaman Gazze’ye bomba yağdırıyor, kol kırıyor, çocukları öldürüyor, Filistinlileri zindanlara atıyor.

Afrika’da açlık ve çatışmalar: Doğal kaynakları batılı ülkeler tarafından sömürülen Afrika, açlık, susuzluk ve kıtlıkla mücadele ediyor. BM raporlarına göre Afrika’da açlık sınırında olan insan sayısı 175 milyondan 239 milyona yükseldi.

Pakistan: Saldırılarda son 4 ayda 200’den fazla kişi hayatını kaybetti. 11 Mayıs’ta yapılan seçimlerinde Navaz Şerif Başbakan oldu ancak çatışmalar devam ediyor.

Afganistan: Afganistan’da güvenlik güçleri ile çatışmalar sürüyor. Afganistan’da son 1 ayda yaklaşık 600 kişi hayatını kaybettiği belirtiliyor.

Tunus: Arap Baharı’nın başladığı ülke olarak bilinen Tunus’ta koalisyon yönetimi siyasal istikrarsızlığı körüklüyor. Muhalif politikacı Şükrü Belid’in öldürülmesi, gösterilere neden olmuştu. Ülkede herkes tetikte.

Libya: Meclis başkanlığı seçimlerinin birkaç defa ertelendiği ülkede, aşiretler arasında sürekli çatışmalar yaşanıyor. Son çatışmalarda 32 kişi hayatını kaybetti. Ülke hala karışık.

Sudan: BM rakamlarına göre ülkede 2003’ten bu yana 300 bin kişi öldürüldü.

Somali’de açlık ve ölüm: Açlıkla mücadele eden Somali’de süren çatışmalar hız kesmiyor.

Çeçenistan: Çeçenistan, 1991’de bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Rusya tarafından işgal edildi. 22 yıldır ülkede devam eden çatışmalarda, 250 bin insan hayatını kaybetti.

Patani: Tayland’ın güneyinde Müslümanların yaşadığı Patani’de asker ile halk arasında çatışmalar devam ediyor. 1902’de işgal edilen Patani’de, onbinlerce insan hayatını kaybetti.

Tüm bunlardan sonra sormak gerekmez mi

Neredesin ey barış

İslam Dünyası kan ağlarken barış nutukları atmak sahtekârlık değil de nedir

Fabrikalar kurulsa daha iyi olmaz mı

Selamün Aleyküm. Benim merak ettiğim bir konu var. Merhum Erbakan Hocamız iktidara geldiği dönemlerde fabrikalar kurardı, iş imkanı sağlardı. 

Şu an iktidarda değiliz ama yine de fabrika kurmaya gücümüz ve imkanımız yok mu

Hayır kurumlarımız var. İnsanlara yiyecek içecek temin ediyor, çeşitli ihtiyaçlarına cevap veriyor. Bu elbette çok güzel bir çalışma.

Ama bununla birlikte fabrikalar kurulsa, okullar açılsa daha iyi olmaz mi

Mesela bir fakire bir koli yiyecek gönderiliyor. Adam bunu tükettikten sonra ne yapacak Yine muhtaç, aç.

Bu adamın muhtaç olmaması için fabrika kurulsa, iş yerleri açılsa daha verimli olmaz mı

Hem üreteceğiz hem insanımız kazanacak.  Dışa bağımlılık  azalacak.

Bu mümkün olamaz mı

Bunu gerçekleştirmek için neye ihtiyacımız var

Saygılarımla. (CİHAN AYDOĞDU)

NOT: Bugün 2 Eylül 2013 Pazartesi… İktidar ve TBMM’de grubu bulunan partiler, 2012 yılında yeni ve sivil anayasa vaadini yerine getiremedi. Sınıfta kaldı. Umutlar bu yıla sarktı. Cemil Çiçek, liderlerle görüşerek yeni bir süreç başlattı. Mısır’daki askeri darbe ve katliam bu süreci gölgelememeli. Du bakali n’olacak Her şeye rağmen yine de takipteyiz…