Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, TBMM Grup Toplantısı’nda tarihi bir çağrıda bulundu: “Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan arasında savunma paktı kurulmalı!”

Bu çağrı, sadece bir uyarı değil; ümmetin ortak direnişi için somut bir teklif.

Ortadoğu bir kez daha yangın yerine dönmüşken, milletlerin kaderini tayin edecek gelişmeler yaşanıyor. Tam da bu sancılı süreçte, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ın 25 Haziran Çarşamba günü TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşma, sıradan bir siyasi açıklamanın çok ötesindedir. Bu çağrı, tarihi bir sorumluluk ve ümmetin vicdanına seslenen stratejik bir duruştur.

Sayın Arıkan ne dedi?

“Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan arasında savunma paktı kuralım!”
Bu öneri, sadece bölgemizi koruma refleksi değil; aynı zamanda emperyalist projelere karşı onurlu bir direnişin diplomatik zeminidir. “Yıllardır hayalini kurdukları Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) uygulamak istiyorlar” diyerek tehlikeyi işaret eden Arıkan, BOP’un sadece bir harita projesi değil, aynı zamanda milletlerin hafızasına yönelen bir saldırı olduğunu dile getirmiştir.

Bugün hâlâ BOP’un taşlarını döşeyenler, bölgeyi istikrarsızlaştıran güç odaklarının sözcülüğünü yapanlar, bilmelidir ki:
Zalimin safında olanları değil, mazlumun yanında duranları esas alan bir irfanımız var.
Bu millet zulme sessiz kalmaz, bu topraklar da olan biteni unutmaz.

Arıkan’ın TBMM kürsüsünden sarf ettiği şu cümle tarihe not düşülmelidir:
“Tarihin kırılma eşiğindeyiz. Bu kırılmanın nedeni, hukukun değil, haydutluğun esas alınmasıdır.”
Bu söz, sadece bir tespit değil, aynı zamanda uluslararası düzenin çürümüşlüğünü gözler önüne seren güçlü bir ifadedir.

Amerika, İran’ı “nükleer silah üretilebilir” bahanesiyle hedefe koyarken, en fazla nükleer silaha sahip iki ülkeden biri zaten kendisi, diğeri ise İsrail’dir. Bu çifte standarda sessiz kalmak, sadece susmak değil; aynı zamanda suça ortak olmaktır.

Buradan açıkça iktidara sesleniyorum:
Tıpkı bir zamanlar Davos’ta “One Minute” diyerek ortaya konan irade gibi, şimdi de “One Minute to BOP!” deme vaktidir.
Bu milletin tarihi, emperyalizmin çıkar haritalarıyla çizilemez. Artık yönümüzü Batı’nın senaryolarına değil, kardeş halklarla omuz omuza yazılacak yeni bir bölgesel ittifaka çevirmeliyiz.

Mahmut Arıkan’ın “Savunma Paktı” çağrısı gecikmiş bir teklif değil, zamanında yapılmış stratejik bir adımdır.
Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan arasında kurulacak bu pakt; sadece güvenlik açısından değil, siyasi bağımsızlık, ekonomik dayanışma ve bölgesel istikrar açısından da hayati önemdedir.
İran’ın da içinde yer aldığı bu pakt sayesinde, yaklaşık 100 yıldır BOP ekseninde hayal edilen sözde “Büyük Kürdistan” senaryosu da çöker, emperyalist haritalar tarihin çöplüğüne gönderilir.

Korkmayın, ertelemeyin, gecikmeyin!
Aksi halde, yarın bu topraklarda yaşanacak her felaketin vebali sadece saldıranlarda değil, susanlarda da aranacaktır.

Bu çağrıya kulak vermek, sadece bir partinin fikrine destek vermek değil; ümmetin geleceğine sahip çıkmaktır. Mahmut Arıkan konuştu.

Şimdi herkes tarafını belli etsin:
Ya emperyalist projelere sessiz kalacağız, ya da kardeşlikten doğan bir direnişi hep birlikte inşa edeceğiz.

Bu ses bir liderin değil, bu coğrafyanın vicdanının sesidir.

Unutmayın:
Zaman, tarafsız kalma zamanı değil. Tarafı hak olanın yanında olma zamanıdır!

Bakalım bu teklife Sayın Cumhurbaşkanımız ne diyecek…
Yoksa BOP’un devam etmesini mi arzulayacak, hep birlikte göreceğiz.