Adil Düzen, Milli Görüş lideri Refah-Yol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın başından bu yana savunduğu ekonomi programı. Bu programın mimarlarından biri olan Doç. Dr. Süleyman Akdemir'le yaptığımız röportajın ikinci bölümünü sunuyoruz. Akdemir, bu bölümde de Adil Düzen'le ilgili arşivlik ifadeler kullandı...


ADİL DÜZEN: HAKKI ÜSTÜN TUTAN DÜNYA GÖRÜŞÜ!

Milli Görüş lideri Refah-Yol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın başından bu yana savunduğu ekonomi programı Adil Düzen'in günümüz şartlarında uygulanabilirliği nedir? Pratikleri nelerdir?
Adil Düzen'in güçlü yönleri nelerdir?
Adil Düzen'le ilgili, "Hakkı Üstün Tutan Dünya Görüşü" hep ön planda tutulur. Bu bakış açısı nedir?
Doç. Dr. Süleyman Akdemir'le Adil Düzen konusunda Milli Gazete Pazar Sohbeti'nin ikinci bölümünü sunuyoruz.
Milli Gazete yazarı Adnan Öksüz sordu, Doç. Dr. Süleyman Akdemir cevapladı;
SORU: Adil Düzen programının günümüz şartlarında uygulanabilirliği nedir? Pratiklerinden bahseder misiniz?
SÜLEYMAN AKDEMİR: Adil Düzen konusu son zamanlarda lisansüstü akademik çalışmalara da konu olmaktadır. Bu konuda Sebahattin Zaim Üniversitesinde Adil Guliev tarafından Prof. Dr. İbrahim Yumuşak’ın danışmanlığında yürütülen “Adil Düzen Arayışlarında Kooperatif Uygulamaların Yeri Ve Önemi: Akevler Kooperatifi Örneği” doktora çalışmasına işaret etmek gerekir. Bu çalışmanın son bölümü adil düzen ile ilgili Refah Partisi Adil Düzen Parti Programı ile Akevler Modeli çalışmalarını SWOT analizi ile değerlendirilmektedir. Sorunuzun cevabı bu doktora tezinde verilmektedir.
Ancak bendeniz de bu soruya ayrıntılı olarak cevap vermek isterim. Prof. Erbakan tarafından parti programı, Akevler Kooperatifi tarafından araştırma geliştirme (AR-GE) çalışmaları olarak geliştirilen modelin böylesi bir analize tabi tutulması yerinde bir yaklaşımdır. Adil Düzen çalışmasındaki tüm veriler SWOT (güçlü yönler-zayıflıklar-fırsatlar-tehditler) analizi yöntemi ile değerlendirildiğinde elde edilen sonuçlar daha iyi anlaşılır. Gerçekten bu yöntem, bir sistemin, kurumun veya durumun güçlü yanlarını belirleyip, bunları en uygun fırsatlarla uyumlu hale getirmeye çalışan, zayıflıkları ve tehditleri azaltarak sorunu çözmeyi amaçlayan sistematik bir stratejik planlama ve bu bağlamda bir karar alma aracıdır. Bu analiz, sistemin mevcut durumunu analiz ederek, iç ve dış faktörleri göz önünde bulundurarak mevcut güçlü ve zayıf yönlerin azami ölçüde değerlendirilmesi, tehditlerin etkisinin en aza indirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve yeni stratejilerin geliştirilmesini içerir. Bu nedenle temel araştırma yöntemi olarak kabul edilir.
Refah Partisi tarafından parti programı olarak sunulan ve Akevler çalışanları tarafından kooperatifler için model önerilen Adil Düzen’in SWOT analizi yöntemiyle değerlendirilmesine geçebiliriz...

Toplumsal Eşitliği Ve Adaleti Sağlamak Adil Düzen'le Olur! (4)
İŞTE ADİL DÜZEN'İN GÜÇLÜ YÖNLERİ!

SORU: Peki, bu manada Adil Düzen'in güçlü yönleri nelerdir?
SÜLEYMAN AKDEMİR: Adil Düzen'in güçlü yönlerine gelince;
Hakkı Üstün Tutan Dünya Görüşüne dayanması,
Doğal/İlahi Hukuk Görüşünü Esas Alması,
Bu kapsamda hakkın kaynağı olarak yakınlık, komşuluk, emek ve sözleşmeleri kabul etmesi.
Pozitif hukuku kabul etmekle birlikte hukuk anlayışını bozan imtiyazlar, gücün kendi başına hukuku belirlemesi ile başkasının zararına çıkarları da hakkın kaynağı sayılmasına ve nihayet çoğunluğun karar almada tek karar şekli olarak kabul edilmesine karşı olması,
Çoğunluk yerine çoğulculuğa dayanması,
Farklılıkları bir arada yaşatmayı ilke edinmesi,
Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında denge kurmayı hedeflemesi,
Merkezden yerele değil, yerelden merkeze dayalı olmayı ilke edinmesi,
İktisadi bölüşümde ortaklık sistemine dayanması,
Bölüşümün adil olması,
Kamunun yapılanmasının görev ve hizmetler ile sınırlı olması,
Reel ekonomiyi esas alması,
Karşılıklı para ve denk bütçe sistemini kabul etmesi,
Verginin üretimden bir pay olarak aynî olmak da dahil alınması,
Verginin anayasal olması,
Devlet dışında tekel olmaması,
Devlet görev ve hizmetlerinin dahi çoğulcu ve rekabete açık olarak yeniden düzenlenmesi,
Yargı sisteminin arabuluculuk ve tahkim esasına dayanması,
Yargı sistemi kararlarının en küçük siyasi birimlerde yerinde alınıp uygulanması,
Yargı kararlarının kesin olması, temyizin karara karşı olması, ilk kararın bozulmaması, karar haksız ise kaybedenin zararının dayanışma (bir nevi sigorta) sistemi içinde giderilmesi,
Ahlakî tezkiye sisteminin geliştirilmesi ve ahlakî tezkiyeyi veren grupların aksi çıkması halinde tezkiye verdikleri kimselerin zararlarını dayanışma sistemi içinde ödenmesi sisteminin kabul edilmesi,
Ahlakî/dinî grupların çoğulculuk esasına göre teşkili ve topluluğun içinde sorumluluk paylaşarak yerini alması,
Bilim anlayışının tekelcilikten kurtarılarak rekabetçi yarışan ekoller haline dönüşmesi,
Yasaların ve hukuk mevzuatının siyasilerin elinden alınarak bilim insanları tarafından üretilmesinin önünün açılması,
Bütün ilimlerin dil ve matematik esasına dayanması, bilim anlayışının ekollere dayanması ile teori ile pratik dengesinin korunması,
Sınavların devlet merkezli yapılması sisteminin geliştirilmesi, öğrenci sayısı ve başarı oranlarına göre ekollerin bütçeden pay alması sisteminin kurulması,
Her türlü meslek odalarının tekelcilikten kurtarılması ve çoğulcu bir yapı ile rekabete açılması,
Bilen ile bilmeyen arasında derecelendirme yapılırken halkın tercihinin de görevlendirmeler ile hizmetlerde dikkate alınması,
Toplumsal eşitliği ve adaleti sağlamak,
Sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek,
İnsan haklarına saygı göstermek...
SORU: Adil Düzen'le ilgili "Hakkı Üstün Tutan Dünya Görüşü" hep ön planda tutulur. Bu bakış açısını biraz açar mısınız?
SÜLAYMAN AKDEMİR: Adil Düzen'in Güçlü Yönleri... Gerek Prof. Erbakan gerekse Akevler çalışanları ister parti programı denilsin isterse model geliştirme olarak ele alınsın sunduklarının Hakkı Üstün Tutan Dünya Görüşüne dayandırırlar. Bu görüşün insanlık tarihinde peygamberler tarafından tebliğ edildiğini, topluluklar tarafından benimsenerek medeniyetlere dönüştüğünü kabul ederler. Mezopotamya’da Nuh ve İbrahim peygamberlere, Filistin’de Musa, Davut ve Süleyman peygamberlere, Kudüs’te İsa peygambere ve havarilerine Mekke ve Medine’de Muhammed peygamber ile Ashabına yer verirler. Bu Medeniyetlere karşı gücü üstün tutan Eski Mısır, Eski Yunan, Roma/Bizans ve Batı gibi uygarlıklar kendilerine tarih sahnesinde yer bulduklarını, Batı uygarlığının ömrünü tamamlamak üzere olduğunu, bundan sonra gelecek medeniyetin hakkı üstün tutan peygamberler sisteminin bir devamı olacağını varsayarlar. Adil düzene ister parti programı denilsin isterse Akevler modeli denilsin tarihi kökler itibarıyla hakkı ve haklıyı üstün tutulmasından dolayı savunurlar. Adil Düzen çalışmalarını bu güçlü perspektif ve düşünceye dayandırırlar.
Adil düzen çalışmalarında doğal/ilahi hukuk görüşü öne çıkarılır ve hakkın kaynağı olarak “yakınlık”, “komşuluk”, “emek” ve “sözleşmeler” kabul edilir. Önerilerde pozitif hukuk düşüncesi doğal hukukun metinler haline getirilmesi olarak ileri sürülür. Ancak hukuk sistemini ve anlayışını bozan “imtiyazlar”, “gücün kendi başına hukuku belirlemesi” ile “başkasının zararına çıkarları” da hakkın kaynağı sayılmasına ve nihayet “çoğunluğun karar almada tek karar şekli” olarak kabul edilmesine karşı çıkılır.

Toplumsal Eşitliği Ve Adaleti Sağlamak Adil Düzen'le Olur! (1)

ADİL DÜZEN FARKLILIKLARI BİR ARADA YAŞATMAYI İLKE EDİNİR!

Adil Düzen çoğunluk yerine çoğulculuğa dayanır. Farklılıkları bir arada yaşatmayı ilke edinir. Topluluklar yönetilirken yetkililerin belirlenmesi bakımından kabul edilen iki sistem öne çıkar: Çoğunluk ve çoğulculuk/plüralizm. Çoğunluk sistemi kutuplaşma ve çatışmayı beraberinde getirirken çoğulculuk ise farklılıkların bir arada yaşaması ve birlikte katılımcı yönetimi esas alır. Adil düzenin en önemli güçlü yönü ekseriyete karşı plüralizmi esas alması ve beraberinde rekabete dayalı yarışı getirmesidir.
Adil düzen, merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında denge kurmayı hedefler. Merkezden yerele değil yerelden merkeze dayalı olmayı ilke edinir. Bu kapsamda kişi, apartman, bucak, il, Devlet, kişiliğe sahip ve özerk kabul edilir. Yönetime ilişkin kararlar küçük birimlerde alınır. İlk hücre bucak kabul edilir. Bucaklar illeri, iller devleti belirler. Bütün seçimler delege sistemi ile gerçekleşir. Seçimler kayıt sistemi ile gerçekleşir. Kaydolma ile biat sistemi öne çıkarılır. Söz konusu siyasi tüzel kişiliklere karşılık ekonomik birimler ile denge kurulur. Bucaklarda semtler, illerde ilçeler, devlette ise bölgeler ekonomik birim kabul edilir ve yöneticileri semtte bucak başkanı, ilçelerde vali, bölgelerde devlet başkanı tarafından atanır. Böylece siyasi denge ile ekonomik denge sağlanarak ülke bütünlüğü korunur.
İktisadi bölüşümde ortaklık sistemine dayanır ve iktisadi girdilerde toprak/tesis, emek, sermaye ve hizmetler arasında emek ile sermayenin anlaşmasını esas alır ve gerek kira gerekse hizmetlere karşılık alınacak pay oranlarını sözleşmelere göre oransal olarak belirler. Bu sözleşmeler ile bölüşümün adil olmasının önü açılır.
Adil ekonomik düzende reel ekonomi esas alınır ve özellikle kamunun yapılanmasında görev ve hizmetler belirli hale getirilir ve sınırlanır.
Yine adil ekonomik düzende paranın karşılıklı çıkarılması kadar kamuda denk bütçe sistemi kabul edilir. Aynı zamanda verginin üretimden bir pay olarak aynî alınır. Vergiler anayasaldır; yasalar ile genişletilemez ve konamaz.
Adil düzende serbest piyasa ekonomisi işler sadece görevler ile hizmetler kamuya ait kabul edilir. Devlet dışında serbest piyasayı ortadan kaldıran tekellerin önüne geçilir.
Faiz riske girmeyen kazanç ve zamanla artan borç kabul edilir ve tekelleşmelere yol açmasından dolayı meşru kabul edilmez; haksız kazanç kabul edilerek hukuken korunmaz.
Faizli sisteme alternatif olarak selem sistemi önerilir. Selem standart mallarda para/nakit peşin mal teslimi vadeli siparişleri ifade eder. Veresiye satışların aksine fiyatları artırmadığı gibi önceden ve peşin ödemeden dolayı ucuzluğu beraberinde getirir. Ayrıca ödemelerin önceden olması bakımından üretimi planladığı gibi finansman maliyetlerini de düşürür.
Yine adil ekonomik düzende devletin yürüttüğü görev ve hizmetler dahi çoğulcu ve rekabete açık olarak yeniden düzenlenir ve bürokrasinin tekeli yıkılır.
Adil düzende yargı sistemi itham sistemi olan arabuluculuk ve tahkim esasına dayanır. Yargı sistemi kararları en küçük siyasi birim olan bucakların bulunduğu ilçelerde verilip uygulanır. Yargı kararları kesin kabul edilir. Kazanan ilk kararda belirlenmiş olur. Temyiz işlemi karara karşı yapılır. İlk karar bozulmaz. Ancak karar haksız ise kaybedenin zararının dayanışma (bir nevi sigorta) sistemi içinde giderilir. Yargıda sürünceme kabul edilmez.Tahkikat sistemi için adli polis (dedektiflik) sistemi geliştirilirken, sözleşme ve hukuki işlerde danışman avukatlık sistemi öne çıkarılır. Niza ve ihtilaflar minimuma indirilir.
Her türlü dini grup ve cemaatlerin bir arada yaşaması esasına dayanan adil düzen bu gruplara ahlakî tezkiye işlevini yükleyen sistem ile yaklaşır. Hangi ahlakî grup mensubuna tezkiye vermişse tezkiyenin aksi çıkması halinde o grubun tezkiye verdikleri kimselerin zararlarını giderecek dayanışma sistemi içinde ödenmesi sistemi kabul edilir. Ahlakî/dinî grupların çoğulculuk esasına göre teşkili ve topluluğun içinde sorumluluk paylaşarak yerini alması sistemi bir taraftan inanç özgürlüğünü sağlarken, diğer taraftan grup dayanışmasını getirerek otokontrol sistemini geliştir.
Adil düzende ilim anlayışında ilmin tekelci yaklaşımlardan kurtarılması ve ilmin rekabetçi yarışan ekoller haline dönüşmesi esas alınır. Toplumsal sözleşme olan yasalar ile hukuk mevzuatının siyasilerin elinden alınarak bilim insanları tarafından üretilmesinin önünün açılması kabul edilir. Bütün ilimlerin öncelikle genel dersler olarak dil ve matematik esasına dayanması ile ilim anlayışının ekollere dayanması kabul edilirken teori ile pratik arasında denge korunur. Ekollerinin yarış içindeki yerlerini belirleyecek sınavların devlet merkezli yapılması sistemi geliştirilirken, öğrenci sayısı ve başarı oranlarına göre ekollerin bütçeden pay alması sisteminin kurulması önerilir. Keza Her türlü meslek odalarının tekelcilikten kurtarılıp çoğulcu bir yapı ile rekabete açılması sistemi önerilir. Bilen ile bilmeyen arasında derecelendirme yapılırken verilen diplomaların yanında halkın tercihinin de görevlendirmeler ile hizmetlerde dikkate alacak öneriler getirilir.

Toplumsal Eşitliği Ve Adaleti Sağlamak Adil Düzen'le Olur! (3)

ADİL DÜZEN HAKKI ÜSTÜN TUTAN UYGARLIK DÜŞÜNCESİNE DAYANIR!

SORU: Adil Düzen'in güçlü yönlerini değerlendirmeye devam edersek neler söylemek istersiniz?
SÜLEYMAN AKDEMİR: Yukarıda anlatılanlar ne denli bir paradigma değişikliği gerektiğini ve ülkemiz ile diğer ülkelerin içinde bulundukları sorunlar yumağı ile çatışmaların nasıl köklü bir değişime ihtiyaç duyulduğunu açıkça ortaya koyar.
Bu kapsamda olmak üzere Adil düzen parti programı ve/veya adil düzen kooperatif uygulama modelinin güçlü yönleri özetle şöyle sıralanabilir;
Adil Düzen Hakkı üstün tutan uygarlık düşüncesine dayanır. Doğal/ilahi hukuk anlayışı ile pozitif hukuk görüşü arasında denge kurar.
Demokrasi açısından çoğulculuğu benimser ve farklılıklara bünyesinde yer verir.Yönetim sistemi bakımından yerinde ile merkezi yönetim arasında siyasi denge ile ekonomik dengeyi kurar.
Adil ekonomik düzen ile iktisadi girdiler arasında emek sermaye dengesine dayalı çözümler sunar. Reel ekonomi çerçevesinde karşılıklı para ile siparişe dayalı selem sistemine yer verir ve vergi sistemini anayasal kabul eder.
Yargı erkini itham sistemine dayalı arabuluculuk ve tahkim sistemi ile yeni bir anlayış getirir.
Ahlaki bakımdan farklı dinler ile inançlara yer verilir, tezkiye sistemini ahlaki kuruluşlara verilir ve bu kuruluşları sorumlu tutacak dayanışmaya dayalı sistem önerilir.
İlmi bakımından rekabete dayalı ekol sistemini önermesi ile bir taraftan yeni bir dünya anlayışı önerirken diğer taraftan sorunlar yumağı haline gelmiş olan uygulamalara çözüm önerileri sunar. Önerilerin güçlü tarafları olarak bu yönler öne çıkar.
Elbette tam da burada "Zayıf Yönler" den de bahsetmek gerekir...
SORU: Zayıf yönler derken...
SÜLEYMAN AKDEMİR: SWOT analizinde ileri sürülen model ve/veya parti programlarının zayıf yönlerine de işaret edilir ve bunların nasıl giderileceği konusunda yapılması gerekenlere yer verilir. Bu kapsamda ilk eleştiri Adil düzen önerilerinin sadece bir kooperatif modeli olarak sınırlı oluşu, Refah Partisi tarafından bir parti programı haline getirilmesine rağmen uygulama örneklerinin artırılmaması, söz konusu önerileri seçim alanlarında slogana dönüştürülmesine rağmen halka yayılmaması öne çıkar.
Önerilerin kooperatif yöneticileri tarafından alttan yukarı doğru modeller ile geliştirilmesi düşüncesine karşı Parti Programı olarak yukarıdan aşağı uygulanmak istenmesi de bir başka zayıf yön olarak karşımıza çıkar.
Önerilerin güncel siyasi, ilmi, dini ve iktisadi ifadeleri içine alacak şekilde ileri sürülmesine karşı gerek Refah Partisine gerekse Akevler Kooperatifine geleneksel düşünceler üzerinden ithamlar yöneltilir. Laiklik ile ilgili tanımlar kısır tartışma ve çatışmaları beraberinde getirir. Ne Musa’ya ne de İsa’ya yaranılamaz. Bir başka deyişle bir taraftan İslami kesim karşı çıkarken diğer taraftan laik kesim de ikilemde kalır.

Toplumsal Eşitliği Ve Adaleti Sağlamak Adil Düzen'le Olur! (2)

İlkenin bir diğer zayıf yönü yürürlükteki merkezi sistem uygulamalardır. Halk arasında tüm çözümlerin merkezden beklenmesi yaklaşımıdır. Bu durum kafalar değişmedikçe toplum değişmez düşüncesi ile bir arada ele alındığında önerilere tereddütle bakılmasına neden olur.
Önerilerin zayıf yönleri arasında halkın bir arada yaşama kültürü olmasına rağmen siyasette çoğunluk/ekseriyet sisteminin egemen olmasıdır. Böyle olunca halk arasında belli aralıklarla yapılan seçimler ile kutuplaşmalar oluşur, seçimlere giren partiler sayısız vaatlerde bulunurlar, ciddi öneriler ise göz ardı edilir.
Önerilen sisteme kurumlaşmış faiz uygulamaları ile sermayenin gelir dağılımındaki adaletsizlikleri ortadan kaldıracak yeniliklere şuursuzca karşı çıkarlar. Önerileri küçümserler.
Öte yandan çoğunlukçu yönetime dayalı bir seçim sisteminde siyasi partilerin çoğunluğu elde edebilmeleri için ekonomik güce ihtiyaçları vardır. Sermaye bunu fırsat olarak görür ve seçimi kazanmak için her türlü mücadeleyi verir. Siyasetçilerin kontrolünde olduğu sanılan güç, aslında sermayenin kontrolü ve hatta yönetimi altındadır. Bu kez kamu gücü sermayenin lehine hareket eder. Ekonomik dağılımda dengesizliklerle adaletsizlikler ortaya çıkar. Sınıflandırmalar artar. Bir tarafta yoksulluk, diğer tarafta sefalet tavan yapar, sınır tanımaz.
İlim alanında rekabet olmadığı gibi tekelci yaklaşımlar egemendir. Tek tip öğretim sistemi yeni önerilerin öne çıkmasını engeller. Ayrıca ilim insanları tarafından elde edilen keşif ve buluşlar sermaye tarafından kapatılarak bir başka sömürü sisteminin önü açılır.
Laiklik ilkesinin yanlış uygulanması, ileri sürülen önerilerin tartışma zeminini ortadan kaldırır. Mevcut siyasi partilerin ve seçim sistemlerinin yapısı bu ilkeyi hayata geçirir. Merkezi sistem uygulamaları hem bireysel hem de yerel birimlerin verimliliğini düşürür.
Adil Düzen açısından bu zayıf yönler ile ilgili iyileştirici bileşenlere de işaret edilir. Şöyle ki, ileri sürülen ilkeleri hayata geçirmek için en küçük birimlerde uygulamaya geçirilir ve pilot uygulamalarla geliştirilir. Ulusal düzeydeki değişimler karmaşık olduğundan, küçük örnekleme modellerinin belirlenmesi ve ilk uygulamaların orada sunulması önem taşır. Toplumsal yapının iyileştirilmesinden bahsederken şu hususa dikkat edilir: Öncelikle kooperatifler aracılığıyla sosyo-ekonomik modeller oluşturulurken, pilot uygulamalarla merkezi yönetim ve yerinden yönetim ilkesi geliştirilir. Özellikle küçük birimlerde etkili bir demokratik ortam ve yönetişimin oluşturulması gerekir.
Adil Düzen önerilerinin gerek parti programı gerekse kooperatif model uygulaması olsun hakkı üstün tutan dünya görüşüne dayanması mevcut gücü üstün tutan ve güçlüyü daha güçlü hale getiren dünya görüşüne karşı geliştirilmek istenmesi sadece Refah Partisi ve/veya Akevler Kooperatifinin uğraşları ile gerçekleşemez. Bu tür yeni dünya görüşlerine katılımın artması ve bu konuda araştırma geliştirme merkezlerinin kurulması gerekir. Bu takdirde çökmekte olan Batı uygarlığının enkazında kalmaktan kurtulunabilir. (Devam edecek...)
---