Ekonomiyi yönlendirmeye çalışanlar ÖTV oranlarını kallavi bir şekilde artırınca piyasalar altüst oldu desek yeridir.
Yandaşlar, böylesine bir zammın sorumluluğunu üzerine yıkacakları isim aramaya başladılar.
Hele zamların 15 Temmuz salası okunduktan sonra ilan edilmesine çok fena bozuldular.
“Hiç yapılacak iş mi bu” diye sorumluların derhal tespit edilerek işten el çektirilmesini teklif edenler bile oldu!
Yandaşlar ansızın yapılan zamlara bir sorumlu ararken bizim kulaklarımızda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın geçmiş tarihli bir konuşması çınlıyordu.
Erdoğan, o konuşmasında, Türkiye ekonomisinden borç batağı içinde yüzen belediye başkalarının değil kendisinin sorumlu olduğunu, “Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim, ben” diyerek ilan ediyordu.
Evet, yandaşlar, yapılan zamların sorumluluğunu üzerine yıkacak birini ararken ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da “ekonominin sorumlusu benim, ben” derken Hazine ve Maliye Bakanlığından ÖTV artışı ile ilgili bir açıklama yapıldı.
Bakanlık açıklamasında, ÖTV artışının iki temel sebepten dolayı yapıldığı belirtiliyor.
Birinci sebebin depremin yol açtığı ilave maliyet olduğu, ikinci sebebin ise 2016 yılından beri neredeyse hiç artış yapılmaması olduğu ifade ediliyor.
Ve de ÖTV tutarlarının maktu olması nedeniyle enflasyon karşısında yenik düştüğü söyleniyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ÖTV oranlarını artırırken acaba hangi enflasyon verilerini nazarıdikkate aldı?
TÜİK rakamlarını mı, yoksa ENAG rakamlarını mı?
TÜİK rakamları dikkate alınsa kesinlikle bu oranda bir artış olmazdı diye düşünüyoruz.
Zira emekli maaşlarını artırırken refah payı dâhil yüzde 25 zam yapanların ÖTV artışında TÜİK rakamlarına güvenmedikleri gayet açık değil mi?
Bu açıklamadan biz “epeydir ÖTV oranını artırmadık, şimdi artırma zamanı” diye düşünüldüğü sonucunu çıkarıyoruz.
Hem muhalifler hem yandaşlar ve hem de Cumhur İttifakı ortakları bu zamdan memnun değiller ve karşı görüş açıklıyorlar.
Ve yapılan artışın durdurulmasını talep ediyorlar.
Bakalım zaman içinde neler olacak?