Başörtüsü yasağı bir döneme damga vurmuş, utanç verici
bir lekedir. O dönem başlarını açmamak için direnen hanımlar, laik kesimin bu
tavrı ile İslam ı hedef aldığının bilincindeydiler. O yüzden, hayallerine ket
vurup, Allah a teslim oldular. Okullarını bıraktılar, aileleri ile karşı
karşıya geldiler. Ama duruşlarından ödün vermediler.
Peki, baskı ve dayatmalara karşı mücadele veren o kızlar,
yani şimdinin anneleri bugün ne hissediyorlar Müslüman kadının ahlak, haya ve
edep sınırlarını delerek kendine yabancılaştığı ve tesettürün tesettür olmaktan
çıktığı bir süreçte aynı mücadeleyi yeniden vermeyi düşünürler mi Sanmıyorum
Günümüzde örtü kadının güzelliğini gözler önüne seren ve şıklığını tamamlayan
bir araç olmaktan öteye gidememiştir. Hanımlar, fahiş fiyatlarla aldıkları
başörtülerine ilaveden makyajlarını yapıyor ve ortamda dikkat çekebilmek için
hiçbir ayrıntıdan vazgeçmiyorlar. Örtü onları kem gözlerden koruyacağı yerde
daha da çekici hale getiriyor. Bugün tesettürlü hanım, o asil duruşun vazgeçip,
çekiciliği ile varlık göstermenin derdine düşmüştür. İç güzelliğini, ahlaki
üstünlüğünü dikkate almayıp, bütün enerjisini görüntüsüne harcamıştır.
Başınızı çevirdiğinizde, erkek arkadaşıyla kol kola gezen
örtülü genç kızları, kafelerde oturup, gayri ciddi konuşmalarla vakit öldüren
hanımları ya da beyleri görürsünüz. Bu görüntülere şahit olduğunuzda, otuz yıl
öncesine gider ve Müslüman kadınlar bunca mücadeleyi bunun için mi verdiler
demekten kendinizi alıkoyamazsınız.
Her şey çok yolunda gidiyor deyip sorumluluktan
kaçamayız. İslami kişiliğimizi yeniden sorgulayıp, durduğumuz noktanın hangi
koordinatta yer aldığını görmek zorundayız. Hanımlarımız bak ne güzel bizim
zamanımızda örtüye yasak vardı şimdi her şey serbest genç kızlar ne kadar
şanslı diyorlar. Ama görünenin arkasındaki fecaatin farkına varamıyorlar. Kamu
kurum ve kuruluşlarında okullarda ve siyasetçe örtülü kadınların yer alması ve
seslerini duyurabilmeleri elbette önemli. Fakat bütün bunlar bir çelişkiyi de
beraberinde getiriyor.
Halkımız inancını yaşama ve öğrenme noktasında her türlü
imkâna sahip olurken, İmam hatip liseleri Kur an kursları aktif olarak
çalışmalarına devam ederken nasıl oluyor da, toplumdaki suç oranı gittikçe
yükseliyor, boşanmalar artıyor, aile kurumu zayıflıyor, gençler maddi
bağımlılığına sürükleniyorlar Nasıl oluyor da gayri ahlaki görüntüler bu kadar
yaygınlaşabiliyor, insanlarımız kul hakkı konusunda bu kadar
duyarsızlaşabiliyorlar Bu soruya makul bir cevap verebilmek için sekülerizmin
Müslümanlar üzerinde yaptığı yıkımı görebilmeli ve ılımlı İslam ın bu
topraklarda kendine yer bulduğunu kabul etmeliyiz. Ama bizler her zaman olduğu
gibi nerede hata yapıyoruz diye sormak yerine, hemen savunmaya geçiyor ve
mazeret üretmeye devam ediyoruz. O yüzden ne kaybettiklerimizin ne de
kaybedeceklerimizin farkına varabiliyoruz.