Bir ortama girdiniz. İçeride on kişi var. En Müslüman olanı nereden tanırsınız? Anormal sofi tavırlarından anlarsınız. Mesela namaz kılıyorsa anormaldir. Tesettürü omuzlarının üstünden salınmışsa anormaldir. Merhaba, günaydın, n’aber değil de selamünaleyküm diye ortama giriyorsa o kişi anormaldir. Altın döviz gram fiyatı, ev, araba, arsa, borsa değil de Gazze’yi konuşabiliyorsa anormaldir. Anormal olan haliyle Müslüman olandır.

Sakin düşünelim... Derin bir nefes alalım. Normal ne demek? Normlara uygun olan demek… Anormal ne demek? Genel toplumsal normlara uygun olmayan demek… Norm ne demek? Latince “norma” kelimesinden türeyen “kurallar” anlamına gelen, yazılı olan veya olmayan toplumsal kurallar, ilkeler, tavırlar, davranışlar, beklentiler… Peki bu normları kim belirler? Toplumların çoğunlukları belirler. “Çoğunluk” kelimesini görünce bir şimşek çakmıştır umarım…

Örneğin, günümüz toplumunda kredi kartı kullanmak normaldir. Kullanmamak anormaldir. Kredi çekerek ev, araba, arsa almak normaldir. Bankalara bulaşmamak için tüm zorluklara rağmen evsiz, arabasız kalmak anormaldir. Evde televizyon bulunması günümüz toplumuna göre çok doğal, çok tabii, hatta olmazsa olmaz bir durumdur. Maddi imkânı olduğu halde televizyonu olmayan anormal karşılanır.

Mesela günümüzde insanların büyük çoğunluğu tüm sosyal medya ağlarını hunharca kullanır. Bu, çok normal bir durumdur. Ancak biri çıkıp dese ki bu sosyal medya ağları ahlaksızlık yayıyor. O yüzden kullanmıyorum. Bu gayet anormal hatta yobaz, hatta delilik olarak karşılanır. Aleyhinde yazılar yazılır. Bak yobaz, Müslümanların Müslümanca sosyal medya kullanmasına bile tahammül edemedi!

Hanımlarla çok konuşmayan bir erkek, günümüz toplumunda anormal olarak yorumlanır. Aynı şekilde erkekler ile konuşmayan bir hanımefendi de… Bu yüzden medreseleri, hafızlık kurslarını, karma olmayan imam-hatipleri filan yerden yere vururlar. Yok özgüvensiz yetişiyorlarmış… Yok mağarada yetişmiş gibi davranıyorlarmış… Yok insani ilişkileri çok zayıf kalıyormuş… Toplumun hemen hemen her kesiminde ahlaksızlığı, zinakârlığı, sapıklığı normal kabul eden bir toplum, karşı cinsle mahremiyet kaygılarından dolayı irtibat kurmayan insanları anormal kabul eder.

Toplumumuzda alışveriş merkezlerinde zaman geçirmek normal, kütüphanelerde dirsek çürütmek anormaldir. Hiç bilmediğin alışveriş sitelerinden sipariş verdiğin bir kolyeye online olarak milyar lira saymak normal, tamamen yasal ve sürekli denetimden geçen derneklere Gazze için yüz lira bağış yaparken bin farklı sorgudan geçirmeleri de normal… Anormal olan bağışı yapan deli… Tüketim çılgınlığının ulaştığı zirveler normal, çocukların açlıktan öldüğü bir kâinatta israftan korkarak tutumlu davranmak anormal… Faiz normal, infak anormal… Venedik tatili normal hatta hayal, hacca gitmek için harcanan para anormal…

Kahvede saatlerce okey normal… Koca koca adamların oyun salonlarından çıkmaması normal… Alkol normal… Kumar normal… Piyango bile milli… Sapkın dizi, filmleri izlemek normal… Turizm faciası aracılığı ile servet harcamalar, günah bataklığı normal… Ancak dernekler, vakıflar, cemaatler, cemiyetler, tarikatlar, dergâhlar, tekkeler, medreseler anormal… Oralarda Allah için mücadele etmek anormal… Cihad, şehadet konuşmak anormal… Gönüllülük esasına dayalı, karşılıksız iyilik yapmaya çalışan insanlar anormal… Nasıl yani para almıyor musun!

Günümüz hanımlarında kariyer uğruna aileleri darmadağın etmek normaldir. Ancak ev hanımlığı anormaldir. Ev hanımları ikinci sınıf insan muamelesi görürler. Kocaya bir bardak çay, evlada bir bardak su vermek köleliktir. Ancak çalıştığı kafede saatlerce elin adamlarına çay kahve servisi yapar asgari ücret karşılığında… Bunun adı normal olur. Anası babası tek kelime etse dünyaları yıkar hanımefendi. Amiri ağzına geleni sayar da, bir daha olmaz efendim diye boyun büker. Bunun adı da normal olur...

Toplum normları, mültecileri ötekileştirmeyi kabullendirir. Müslüman anormal kalır. Gazze’yi umursamamak normal olandır. Gazze’yi umursamak anormal kalır. Futbol takımlarının sapığı olmak normaldir. Saatlerce bitmiş gitmiş bir maç üzerine konuşulabilir. Hatta bunun için kavga dahi edilebilir. Ancak taraftar olmamak anormal bir durumdur. Alışveriş muhabbeti yapmak normaldir. Yapmamak anormaldir. Pop şarkı dinlemek normaldir. İlahi dinlemek anormaldir. Serpme kahvaltılardan kalan artıklar normaldir. Tabağı sünnetleme gayreti anormaldir. Yatan banka promosyonlarını şahsi giderlerinde harcamak normaldir. Haram diye harcamamak enayiliktir toplum nezdinde… Bu örnekler bitmez. Bir insan, bu sayılanlar ve benzeri bunalımlar yaşamıyorsa Müslümanlığı yaşamak ile ilgili bir problemi vardır. O da normalleşmiştir. Müslüman bir birey olmaktan öte normal bir birey olmayı tercih etmiştir. O yüzden sorun, sıkıntı yaşamıyordur.

Kur’an-ı Kerim normalleri, yani çoğunlukları sevmez!

1-     “İnsanların çoğuna uyan sapıtır.” (Enam 116)

2-      “Rızkı Allah'ın verdiğini çoğu bilmez.” (Sebe 36)

3-     “İnsanların çoğu kâfirdir.” (Nahl 83)

4-     “Çoğu fâsıktır.” (Maide 49, 81, Tevbe 8, Hadid 16, 27)

5-     “Çoğu müşriktir.” (Rum 42)

6-     “Çoğu inanmaz, iman etmez.” (Bakara 100, Hud 17, Rad 1)

7-      “Çoğu inkârcıdır.” (İsra 89)

8-     “Çoğu gafildir.” (Yunus 92)

9-     “Çoğu şükretmez.” (Bakara 243, Yunus 60, Yusuf 38)

10-    “Çoğu zanna uyar.” (Yunus 36)

11-    “Çoğu nankördür.” (Furkan 50)

12-    “Çoğu yalancıdır.” (Şuara 223)

13-   “Çoğu Allah'a ortak koşar.” (Yusuf 106)

14-   “Çoğu haktan hoşlanmaz.” (Zuhruf 78)

15-   “Çoğu Kur'an’dan yüz çevirdi.” (Fussilet 4) Ve daha nice ayet…

Kur’an-ı Kerim anlatısı, ilk insandan günümüze hatta kıyamete kadar da çoğunlukların hüsranda olduğunu, olacağını anlatmıştır. Toplumların normlarını oluşturanlar çoğunluklardır. Bundan dolayı kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim olan Müslümanlar anormal olmak zorundadır. Çünkü insanların büyük çoğunluğu her zaman nefislerine uyarak yoldan çıkanlar olmuştur. Günümüzde de değişen bir şey yoktur. Bir uyarıcı bir peygamber gelmeyeceği için kıyamete kadar da olmayacaktır. Bundan dolayı çoğunluklarla normallerle olan kavgamız artık bir tercih meselesi değildir. Müslümanlığın özüne bağlı kalan herkes, toplumun normalleştirdiği haramlar ile, günahlar ile mücadele etmek zorundadır. Kendisine anormal denmeyen insanlar, bu dönemde İslam’ı iyi yaşamıyorlardır.

Hasan Basri Hazretleri’nden bir aktarım ile tamamlıyorum Allah’ın izniyle… "Vallahi, yetmiş Bedirliye yetiştim, çoğu kez giydikleri sof idi. Eğer siz onları görseydiniz deli sanırdınız. Onlar da sizin iyilerinizi görselerdi “bunların ahirette bir nasibi yok” derlerdi. Kötülerinizi görselerdi, “bunlar hesap gününe inanmıyorlar” derlerdi." Hasan Basri Hazretleri’nin burada muhatabı tabiin ehlidir. Yani bin küsur yıl önceki Müslümanların iyisini ahlaksız, kötüsünü imansız sayıyor. Haydi gel de delirme!