Bizim çokbilmiş medyamız, kimi konularda dut yemiş bülbüldür. Kimi zaman da avını parçalamaya kurgulanmış şahin.

Daha birkaç gün önce Milli meclisimizde İsrail devlet başkanı ağırlandı.

Cumhurbaşkanımızla aynı fotoğraf karesine baş uzatan Peres in, kanlı ellerini saklayan şık eldivenleri; medyamızın cinayetleri görmesini engelledi.

Basınımız, Peres in meclis gibi milli evimize kadar gelip konuşmasında bir sakınca görmediği gibi, çocuk katilinin evimize gelişini, bir teşrif ve lütuf gibi algıladı. Cumhurbaşkanımızın, "İsrail in terörden çok çektiğini biliyor, bunu en üst düzeyde kınıyoruz." gibi bir cümlenin ağırlığını da, vicdanında hissetmedi.

Okuyucularını bilgilendirme ile değil de, adeta yanıltma ile vazifeliler.

Şeyh Ahmet Yasin gibi yaşlı ve felçli bir insanı, cami çıkışı füzelerle katleden terörist Peres; saygın meclisimizden adeta aklanarak, meşruluğu tescillenerek, cinayetleri bağışlanarak dışarı çıktı.

Mazlum Filistin halkının işgale uğradıkları yetmiyormuş gibi, evlerini başlarına yıkan, çoluk çocuğunu öldüren vahşi İsrail e karşı direnişini, terörizm olarak adlandırmak bir insanlık suçudur.

Öyleyse Allah korusun bizim ülkemiz de işgale uğradığında, direniş göstermemiz terör kavramı ile mi açıklanacaktır.

Ki, bizi vuran teröristlere silahlı eğitim veren İsrail in, terör suçları bunca aşikâre iken; meclisimizi, adamlara ağlama duvarı olarak vermemiz çok manidar. Gelin görün ki medyamızda çıt yok, gelen sanki bir ermiştir; bir tazim, abartılı bir saygı.

Medyanın şefkat ve saygısının bir sınırı var tabii ki.

Suudi kralı mesela, bir Peres değil ki, ona saygı duysunlar. Krala derhal kılıçları çekiyorlar, sopaları gösteriyorlar. Zira kral en baştan kaybediyor karşılarında; hala batı tarzı giyinmiyor, geleneğin kıyafetini terk etmiyor.

Bizimkilerin misafiri ziyaret etmeleri ile protokol kurallarını birden hatırlayıverip, adap derslerine başlıyorlar.

Elbet beş yüz bavulla, iki yüz araba ile binlerce kişinin seferber olduğu kral için methiye düzecek değilim. İslam halklarının açlıktan öldüğü bir asırda bu debdebe, ihanetin göstergesi. Ancak teröriste itibarı görünce de, insan şaşıyor.

Medyanın hazım sorunu çektiği, "Uluslararası Kudüs Buluşması", doğrusu çok hakça bir girişim, düzenleyenleri kutluyorum.

Asrın tanık olduğu hayırlı yaşam dilimleri, bir insanlık onurudur. Ne ki kimileri yine tırnaklarını yiyip, uyuz yaralarını kaşımaktan geri durmuyor.

Kudüs gecesi ertesi gelen 28 Şubat ı hatırlatanlar bile çıkıyor. Doğru ya, bu ülkede çocukların oynadığı bir tiyatro oyunundan bile nem kapan adamlar, soğuk algınlığı gibi darbe algınlığına yakalanmaktalar.

Basında, darbeye malzeme konusunda bayağı yardımcı olmakta.

Adeta Müslüman hippiler gibi gördüğüm küçük bir grup olan aczmendilerin enteresan kıyafetlerini bir kültür zenginliği görmek yerine, rejim tehdidi gibi algılayan yorumlar, kargaların bile güldüğü nedenlerle, Fadimelerle malzeme toplayan basın; Kudüs Buluşmasına diş gıcırdatmaktan geri durmayarak tarihi misyonuna tekrar dönüyor.

Dindar insanların partilerini kapattırmakta pek hevesli olan medya, DTP ye karşı olabildiğince şefkatli, anaç role soyunabilmekte.

Elbet parti kapatılmasına karşıyım, ancak eli silahlı bir milletvekili fotoğrafı, dindar insana ait olsa idi, koparılacak fırtınayı görüyorum ama konu Marksist bir parti olunca sanki kadın kucağında silah değil de, kedi yavrusu tutuyor.

DTP li meclis üyesinde çıkan amerikan malı 11 Glock silah haberi de, yine konunun mahiri medyamız tarafından gazetelerin en alt köşelerinde okuyucunun gözünden kaçırılmak telaşı ile küçücük veriliyor.

Mahir medyanın mutad tavrından ben de nasibimi alıyorum. Tesettürle ilgili son yazılarımdan ötürü, televizyonlarda program yapma tekliflerini kabul etmiyorum.

Röportaj veriyorum. Ama her zaman yaptıkları gibi; konuşmalarımı, ele aldığım konuları, başını, ortasını, sonunu keserek bir hilkat garibesine dönüştürüyorlar. Ortaya çıkan metinlerin tutarsızlığına şaşıp kalıyorum.

Aslında şaşmamak gerek, adamların son yüz yıldır yaptıkları bu.

İslamla ilgili herkes fena halde canlarını sıkmakta, nerede İslam düşmanı varsa el üstünde tutmaktalar. Bu sebeple ne terörist Peres in medyamız tarafından saygı ile ağırlanmasına, ne de Filistin halkının hakiki çocukları olan Hamas ın dışlanmasına şaşmaktayız. Halklarına ihanet etmeyen, yurtlarını işgal eden emperyalistlere direniş gösteren onurlu insanlara, selam olsun.