İktidar sözcülerinin ağzından “yanlış yaptık” sözü düşmüyor.

Her gün içlerinden biri farklı bir konuda “yanlış yaptıklarını” itiraf ediyor.

Kimi gün aralarından biri “zina ile ilgili hukuki düzenlemede” yanlış yapıldığını dile getiriyor. Kimi gün ise bir başkası “İstanbul Sözleşmesi’ni TBMM’den geçirmekle” yanlış yaptıklarını söylüyor.

Tamam, insanın hatasını görmesi ve bunu itiraf etmesi kadar faziletli bir davranış yoktur.

Ama bu faziletli davranışın dört başı mamur bir hal alması için yapılan hatanın hiç vakit geçirilmeksizin düzeltilmesi gerekmez mi?

Yani yapılan yanlış hemen telafi edilmelidir ki; konuyla ilgili itirafın samimi olduğu ispatlanmış olsun.

“Yanlış yaptık” denildikten sonra yapılan yanlışın düzeltilmesi için bir adım atılmıyorsa milletin karşısında böyle uluorta itirafta bulunmanın bir anlamı kalmaz.Şimdi iktidar sözcülerinden görülen uygulama bu!Sürekli ekranlarda ve sosyal medyada yapmış oldukları yanlışları itiraf edip geziyorlar. “Arkası ne zaman gelecek” diye bekliyoruz.

Ama üzülerek görüyoruz ki bu konuda yaprak kımıldamıyor denilse yeridir. Ne zina ile ilgili hukuki düzenlemede bir telafi yolu aranıyor ne de İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden ele alınacağı yani bir daha gözden geçirileceği yolunda ışık yakılıyor.

Sadece “yanlış yaptık” demekle yetiniliyor.

“Yanlış yaptık” itirafı bu yanlışın doğurduğu olumsuzlukları ortadan kaldırmıyor ki!

Ondan sonra da Diyanet İşleri Başkanı’nın yaptığı açıklamaya kimi barolar tarafından yapılan eleştiriler dile dolanıyor ve söz konusu barolara veryansın ediliyor.

Baroların yaptığının inancımıza bir saldırı olduğu konusunda kimsenin şüphesi yok. Ama baroları böyle konuşturan yasal düzenleme hakkında hiç kimse ağzını açmıyor.

Yani barolar da bu tavırlarını “yanlış yaptık” diye söz edilen yasal düzenlemelere bağlıyorlar, oradan güç alıyorlar.

Barolara bağırıp çağırmaktansa onlara bu gücü veren yasalarda gerekli değişiklikler yapılsa çok daha olumlu bir adım atılmış olacak.

Evet, iktidar sözcüleri artık yaptıkları yanlışlıkları itiraf etmekle yetinmeyip gereğini de yapmak zorundalar.

Zira söz konusu yanlışlıklar yüzünden partilerinin tabanı kaynıyor ve partililer isyanları oynuyor. Bu durumu görmezden gelmeleri de yaptıkları bir başka yanlışı oluşturuyor bizden söylemesi!

İktidarın yanlışlarını kendilerine basamak yapanlara sövüp saymak yanlışları düzeltmek değildir.