SOSYAL TUFAN hatırlatmalarımı yıllardan beri sabır ve sebatla yaptım…

ADİL DÜZEN’in ülkemiz, ADİL DÜNYA DÜZENİ’nin de tüm dünya için yegâne sosyal tufandan yani tüm sorunlardan kurtulma reçetesi olduğunu hatırlattım…

Koronavirüs vesilesiyle farklı değerlendirmeler yapılıyorken, biz ülkemiz ve dünya yani bütün insanlık açısından, yarım yüzyıllık birikim ve çalışmalarımız (Adil Düzen Çalışmaları) merkezli değerlendirmeler yaptık. 18 yazımızı geride bıraktık...

Bizler önceki 18 yazıyı yazıyor ve hep birlikte okuyorken, iki sağlık çalışanı (Doktor Lütfi Hocaoğlu ve Eczacı Tayibet Erzen) arkadaşımız koronavirüs tedavisi görüyorlardı ve en sonunda taburcu oldular, elhamdülillah… Bu arada Millî Gazete yazarımız Mahmut Toptaş ve hanımı Havva Toptaş da, benzer bir süreçten sonra sağlıklarına kavuşup taburcu oldular, elhamdülillah… Geçmiş olsun… Sağlık çalışanı arkadaşlarımız aynı zamanda her gün ilmî çalışmalar yaptığımız Adil Düzen Çalışanı arkadaşlarımızdandırlar, çalışmalarına ara vermişlerdi; iki gündür kaldıkları yerden çalışmalarımıza katılmaya başladılar, elhamdülillah…

Bugün onların ilk yorumlarını okuyalım…

***

“Uzun süreli sokağa çıkma yasağı çok zor / Koronavirüs toplumun üçte ikisine bulaşmadıkça salgın durmayacaktır (Bilim Kurulu üyesi bir profesör de aynı şeyi söyledi) ya da çok çok büyük bir sürprizle virüs mutasyona uğrayıp bulaşma özelliğini kaybedecektir. / Cuma gecesi yaşanan ‘sokağa çıkma yasağını coşkuyla kutlama’ faaliyeti bana göre virüsün yayılma hızını artıracaktır. Tabi hemen artırmayacaktır, kuluçka süresine göre ileriki bir tarihte etkisini göreceğiz. / Ancak zaten toplumda yaygın bağışıklık gelişmeden salgın düşük hızda da olsa devam edeceğinden bu olay çok aşırı derecede önemli değildir. Sağlık sistemi bunu kaldırdığı sürece salgının daha çabuk sona ermesi önemlidir. Aksi takdirde ekonomi çökecektir. Uzun süreli sokağa çıkma yasağı ilan edil(e)memesinin de sebebi budur. Zaten dipte olan ekonomi sokağa çıkma yasağıyla tamamen bitecektir.” (Dr. ve Müh. Lütfi Hocaoğlu)

“Asıl felaket kapıda / Bu yaşananlara bir isim vermek, bir değerlendirme yapmak her geçen gün biraz daha zor oluyor. Bildiğimiz hiçbir şeye benzemiyor. Zihinlerde bıraktığı etki de ürkütücü. Belirsizlik ve kaygı içindeyiz. Kimse ne kadar süreceğini bilmiyor, sonrasında ne olacağını da bilmiyor. Bildiğimiz tek şey hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağı, o da iyi yönde mi onu da bilmiyoruz. / Malın, mülkün, mevkiin, şöhretin hiçbir değerinin olmadığını çok net bir şekilde gördük. Hayatımızın merkezine koyduğumuz birçok şeyin aslında temel ve hayati ihtiyaçlar olmadığını da gördük. / Hepsini gördük de acaba ders aldık mı? Paylaşmanın ne demek olduğunu anladık mı? Biri açken diğerinin tok olmaması gerektiğini kavradık mı? / Cevap ‘Hayır’ bile olsa sorun değil. Allah biz anlayıncaya kadar, Adil Düzen’i getirinceye kadar imtihana devam edecektir.” (Adil Düzen Çalışanı Eczacı Tayibet Erzen)

***

Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Bulut, bugünkü (15 Nisan) yazısına şöyle başlamış: “Koronavirüs salgını, Milli Ekonomi Modeli ile Türkiye’yi ayağa kaldıracağını ve herkese vatandaşlık maaşı bağlayacağını söyleyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş’ı da aramızdan aldı. Haydar Baş’ın savunduğu ekonomi modeli aslında tam da bugünler içindir.” Yazı şöyle bitiyor: “Bu model, aslında aklın yoludur. Bütün mesele, serveti, yani parayı zenginler arasında dönüp dolaşan bir devlet olmaktan çıkarmaktır! Bu, Kur’an’da Haşr Suresi yedinci ayetin hükmüdür. / Faiz sıfıra indirildiğinde ve yatırımların karşılığı olarak para basıldığında ve bu para, yatırımlarda çalışan insanlara dağıtıldığında herkes ihtiyacını gidermek için tüketime yöneleceğinden üretim patlaması gerçekleşir. Sonuçta, fakir de kazanır, zengin de! Ülke ayağa kalkar!”

Bu vesileyle, (http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/496/47/1-ADIL-DUZENE-GORE-HAYDAR-BAS-BTP-MILLI-EKONOMI-MODELI--HAYDAR-BAS-BTP-MILLI-EKONOMI-MODELI-KRITIGI) kitabımızı tavsiye ederiz… Selam ve sağlık dualarımızla…