Şubat ayında Erbakan’ı anmak, anlamak, gereğini yapmak ve bunu sadece Şubat ayına münhasır kılmaksızın 12 aya yaymak yani Necmettin Erbakan Hoca gibi hep çalışmak.
İlk yazımızda ne dedik? -Adil Düzen dedikçe Erbakan’ı anmak…
Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Dünya Düzeni demek TEDAVİ REÇETESİ demektir; yani çağımızda Sosyal Tufan seviyesine varan dinî-ilmî-iktisadî, idarî/siyasi sorunlarımızın tamamının tedavi reçetesidir.
GİZLİ DÜNYA DEVLETİ kitabındaki ilgili bölümlerle devam ediyoruz…
“MÜSLÜMAN OLMAK NE DEMEKTİR?
Müslüman demek; lügatteki kelime manası itibariyle (Allah’ın emirlerine teslim olmuş) kimse demektir. Müslüman olabilmek için bir insanın: Kelime-i Tevhit’i yani La ilahe illallah Muhammedün Resulullah sözünü bilerek kalbiyle tasdik ederek diliyle söylemiş olması gerekir. Kelime-i Tevhit’in içindeki La ilahe illallah Muhammedün Resulullah sözünün manası ise Allah›tan başka ilâh yoktur, Hz. Muhammed (S.A.V.) Allah’ın elçisidir demektir. Ancak bu sözün manasının iyice anlaşılabilmesi için Arapça bir kelime olan İLAH kelimesinin manasının iyice bilinmesi zaruridir. Arapça lisanı veciz bir lisandır. Diğer pek çok lisanlardan üstünlük arz eden meziyetleri yanında Arapça lisanının veciz bir lisan olmasının manası kısa bir kelimeyle birçok manaları ifade edebilme kabiliyeti içermektir. İşte, İLAH kelimesi de böyle bir kelimedir. Bu kelimenin lügat manası incelendiği zaman görülür ki; bu kelimede 4 ana mana aynı zamanda ifade edilmektedir. İLAH kelimesinin ifade ettiği dört ana mana şunlardır: 1) Kendisine kulluk yapılacak şey. 2) Kendinden yardım istenilen şey. 3) Rızası gözetilecek şey. 4. Hak ve adaleti tanzim edici, kanun koyucu. Bu sebepten dolayı bir insan Kelime-i Tevhit’i söylediği zaman: Ya Rabbi; ben inanıyorum ki Allah’tan başka kulluk yapılacak, kendinden yardım istenecek, rızası gözetilecek yoktur; Hak ve adaleti sen tayin edersin, ben senin bildirdiğin Hak ve adalet ölçülerinin yeryüzünde hâkim olması için bütün gücümle çalışacağım demiş olur. Peki, nerede bu Hak ve adalet ölçüleri?
Cevap: Muhammedün Rasulullah yani Hz. Muhammed (S.A.V.) Cenab-ı Hakk’ın elçisidir, onun elçisi olarak Cenab-ı Hak’tan getirdiği Cenab-ı Hak’tan kendisine Cebrail (A.S.) vasıtasıyla indirilip bize tebliğ ettiği bu Kur’an, Allah’ın kitabıdır ve bu kitapta Allah’ın bize bildirdiği Hak ve adalet ölçüleri insanlığın saadetinin temel esaslarıdır. Ve ben işte bu Hak ve adalet ölçülerinin yeryüzünde hâkim olması için bütün gücümle çalışacağım, bütün insanlığın dünyada ve ahirette saadete ermesi için bütün gücümle çalışacağım demiş olur.
İşte, Kelime-i Tevhit’i söylemenin ve Müslüman olmanın manası budur.
Müslümanları Müslüman kelimesiyle isimlendirmek bizzat Cenab-ı Hakk’ın Kur›an’da zikrettiği bir husustur. Nitekim Cenab-ı Hak Kur›an’da Müslümanlara siz Müslümanlarsınız öbürlerinden ayrısınız diyerek diğerlerinden bizleri ayırıyor.
Peki, diğerleri kimlerdir? NEFSİNE ESİR OLANLARDIR!
İşte, yeryüzünde Hak ile batılın mücadelesi; Hakk’a hizmet eden Müslümanlarla, gerçek Hakk’ı kabul etmeyip, nefsine esir olarak batıla hizmet edenlerin mücadelesidir.
Cenab-ı Hak Kur›an›da, ‘Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse onlar zalimlerin ta kendileridir. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse onlar fâsıkların ta kendileridir’ (Maide Suresi, ayet 44, 45 ve 47) buyuruyor.
Elbette Cenab-ı Allah›ın Kur›an›da bildirdiği Hak ve adalet ölçüleri insanlığın saadetini belirtmektedir. Bir insan bu saadet yolundan ayrılırsa yapmış olduğu iş zulüm olur. İşte, Âdem’den (A.S.) beri yeryüzünde, insanoğlunun imtihan olduğu bu dünyada, Hak ve batıl böylece mücadele ediyor. Ne yazık ki kendisine İrade-i Cüz’iyye verilen insanoğlunun hepsi Müslüman olup Allah’ın emirlerine tâbi olup, yeryüzünde Hak ve adaletin tesisi için hak ve hayır yolunda çalışmıyor. Bazı insanlar bunu yaparken bazıları da maalesef nefsine esir oluyor şeytanın tesiriyle zulüm ve şer için çalışıyor.”
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.