Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçenlerde
yaptığı bir konuşmada aile planlaması çalışmalarına dikkat çekti. 9 Mart 2016
tarihli Hürriyet gazetesi de bu konuşmayla ilgili haberi birinci sahifeden
verdi ve Aile planlaması, kökümüzü kurutmak için başlığıyla konuşmayı
özetledi. Bu konuşma ve bu haber, tam da benim konu ile ilgili araştırma
yaptığım zamana denk gelmişti. Malum bizde, emekli olsanız da gazetecilik
damarı ölmez. Dostlarla bir sohbet esnasında şehrimizde yapılan bir nüfus
planlaması çalışması dikkatimi çekmişti. İşin peşini bırakmadım. Hâdisenin
birinci derecede şâhitleriyle konuştum. Ortaya çok ürkütücü ve çok dikkat
çekici bir tablo çıktı. Bu yazımda bu bilgileri sizlerle de paylaşmak
istiyorum.
1999 yılında dört kişi, Amerika dan geldiklerini, Willos
Vakfı mensubu olduklarını, aile planlaması üzerine çalışmalar yapacaklarını
söylerler. Buldukları slogan da son derece sevimli dir: Çocuklar yaşasın,
analar ölmesin! Eh bu slogan karşısında kim karşı durabilir. Şehrimizin bir
belediyesi bunlara çalışmaları için yer temin eder. Vehbi nin kerrâkesi
sonradan ortaya çıkar. Bu ekibin dağıttıkları doğum kontrol hapları nın
prospektüsü İngilizcedir. Kullananlar ne olduğunu bilemez. Bir müddet sonra iki
istihbarat mensubu bu işi tâkip için şehre gelir. O arada bu ecnebilerin
çalışmalarından işkillenen bazı dostlar da gerçek ve çarpıcı bilgilere
ulaşırlar. Bu İngilizce prospektüste, kısırlık yapar denilmektedir. Yani
adamlar ve madamlar bizim kara kaşımıza kara gözümüze vurgun değillerdir.
Ekibin başındaki madam, lüks otelde kalabilecekken, kalmaz. Gidip Gâvurköy de
kalır (Köyün eski ismi budur). Şimdi sıkı durun: Bu vakıf, Türkiye nin 22
şehrinde faaliyet göstermektedir. Ermenilerin, Süryanilerin yaşadıkları
yerlerde dağıttıkları doğum kontrol haplarında kısırlık yapmaz yazmaktadır.
Ancak bizim Antep gibi Türklerin ağırlıkta yaşadıkları yerlerde İngilizce
kısırlık yapar yazısı bulunan haplar dağıtılmaktadır. Ayrıca binlerce
çocuktan kan numunesi alınmakta ve sonraları bu çocuklardan bazılarına burs
verilmekte, eğitimlerinin Amerika da yapılması sağlanmaktadır.
Ekibin başı Misis Körtzis in kaldığı Gâvurköy, bir
kilisenin vakfiyesidir. Bizim Antep te bunu çoğu kimse bilmezken bunu onlar çok
iyi bilmekte ve hassaten gidip o köyde kalmaktadır.
O yıllarda resmî makamlar işi ciddiyetle tâkip
etmektedirler. Zamanın Valisi, Emniyet Müdürü, Başsavcısı ve Baro Başkanı, bu
vakfın yaptığı çalışmaların tehlikeli olduğu kanaatine vararak,
faaliyetlerini sonlandırırlar. Vakıf, daha sonraları İstanbul daki lüks bir
otelde yaptığı toplantıda, Türkiye deki 22 şehirden yalnızca Gaziantep te
başarısız olduklarını itiraf eder. Ne var ki bunların işin peşini bırakmaya
niyetleri yoktur. 2005 te tekrar şehre gelirler ve insancıl faaliyetlerine
devam ederler.
Çocukların kan örneklerinden genetik yapılarını
öğrendikten sonra onların bazılarını Amerika ya götüren ve gözlerine çirkin
gözükenlere , daha doğrusu hesaplarına gelmeyenlere yan etkisi kısırlık olan
ve tesiri sonraları ortaya çıkacak olan haplar dağıtan bu adamların ve
madamların yaptıkları, nüfus planlaması çalışmaları ndan yalnızca bir
tanesidir. Kim bilir, haplarla, aşılarla daha ne çalışmalar yapılmıştır
Eskiden kısırlık bu kadar yaygın değildi. Şimdi neredeyse her şehirde bir
düzine tüp bebek merkezleri açılmış durumda. Bizim elde ettiğimiz bu bilgiler ve ülkemizdeki kısırlık patlaması
Sayın Cumhurbaşkanının Aile planlaması kökümüzü kurutmak için değerlendirmesi
ile yan yana konulduğunda hikâye bir mânâ kazanmaktadır. Adamlar ve madamlar
kendi köklerini unutmuyor. Kendi köklerinden olduğunu düşündükleri çocukları
kendileri yetiştirmek istiyor. Öte yandan bizim kökümüzü kurutmaya çalışıyor.
Yanlış anlaşılmasın, çocuklar yaşasın, analar ölmesin! diye