Yurt dışında üniversite eğitimini tamamlayan
gençlerimizin kimi Türkiye de kalıp çoluk çocuğa karışmayı tercih ederken, kimi
de İngiliz Ortak Refah Topluluğu üyeleri olan ve yerleşmek için vize veya da
çalışma izni istemeyen İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkelere göç etmeyi
tercih etti o karanlık günlerde. Kıbrıslı Türklere hiçbir şekilde yaşam hakkı
tanınmadı ve bunun sonucunda da adadaki nüfusumuz hızla azalmaya başladı.
Kıbrıslı Türklerin, Rumların deyimi ile Gubezci (köfteci)
ve şamişici olmalarından başka hiçbir iş yapmalarına tahammülü olmayan Rum
hükümeti, bırakın Kıbrıslı Türklerin serbestçe ithalat yapmalarına, kendi
yerleşim yerleri içinde otel açmalarına bile izin vermiyorlardı.
Anlatacağım insanlık dışı uygulamanın canlı tanığı kadim
dostum Aziz Kent, nam-ı diğer Con Aziz. Şato Lambusa nın arka bahçesinde ailece
buluşup çay içerken konu geçmişten, 1974 öncesinden açıldı aniden. 1970 yılında
inşasına başlanan Celebrity Otel in, o dönemde Rum tarafındaki, Kıbrıs
Cumhuriyeti nin mühendis ve mimarlarını bünyesinde barındıran Mimar ve Mühendis
Odası na kayıtlı olup, projelere imza atmak yetkisine sahip olan Kıbrıslı Türk
inşaat mühendislerinden birisi olduğum için, hem statik hesaplarını hem de
çizimlerini yapmış, izinlerini almıştım. Her şey tamamdı. Bütün kurallara
uyulmuştu ve projeye onay verilmişti ama Girne Kaymakamı bir türlü inşaata
başlamak iznini vermiyordu. Ortada tek bir sorun vardı. Dostum Aziz Kent
Kıbrıslı Türk idi ve iş kurması Rumların Megali İdea, (Büyük Ülkü) hedefleri
için de çok sakıncalıydı. Rumların stratejilerine göre Kıbrıslı Türkler
Rumların kesin egemenlikleri altında olmalı ve küçük, kişisel işler yapmalı,
adanın ekonomisi üzerinde asla etkili ve söz sahibi olmamalıydılar.
Aziz Kent in anlattıkları, Rumların, Kıbrıslı Türkleri ne
statüde gördüklerine, Türklere ayak işlerini yakıştırdıklarına, asla yaşam
hakkı tanımadıklarına çok güzel bir örnek;
Aziz Kent, Girne de sahil kenarında, denize sıfır bir
arazi bulur. Arazi otel yapmaya çok uygundur. Ana yol ile deniz arasındadır ve
elektrik ile su sorunu da yoktur. Arazinin sahibi Rum dur ve satmaya da çok
isteklidir. Aziz Kent Rum mal sahibi ile fiyat üzerinde anlaşır, kaparo verir,
satış antlaşması avukat huzurunda imzalanır. Tapu Müdürü Şagalli, Aziz Kent in
iyi arkadaşıdır. Neredeyse her gece birlikte yer içerler.
Rum mal sahibi ile birlikte Tapu Dairesi ne gidilir
alım-satım işlemlerinin sonuçlanma ve arazinin mülkiyetinin Aziz Kent in adına
geçirilmesi, koçana (Tapu Belgesi) Aziz Kent in adının yazılması için.
Tapu Müdürü Şagalli, işleri geciktirmeye başlar ve
nihayet bir gün içki masası dostu Aziz Kent in ısrarlarına dayanamayarak
ağzından baklayı çıkarır. Açık ve net olarak bu işin olamayacağını, Kıbrıslı
Rum a ait bir taşınmazın Kıbrıslı bir Türk e satılmasını onaylarsa EOKA tarafından
kendisinin ve aile fertlerinin infaz edileceğini söyler. Korktuğunu belirtir ve
bu işten vazgeçmesini rica eder. Rum satıcı ise bütün satma isteğine rağmen
susturulur ve arazisini Kıbrıslı bir Türk e satmaktan vazgeçirtilir.
Aziz Kent neredeyse iki yıl kaybetmiştir bu arazi alımı
sürecinde. Yeterli parası vardır ama bir türlü Kıbrıs ta bu sermayesini işe
dönüştürememektedir, Rumların çıkardıkları bilinçli engellerden dolayı
(Devam edecek )