Kazananlar Müslümanlardır

Abone Ol

Bizans oyunlarına rahmet okutturan dalavereler dönüyor dünya üstünde.

İslami düzenimiz bozulunca düzenbazlar çıktı ortaya ve bizim başımızı döndüren oyunlar oynayarak dostu düşman, düşmanı dost görmeye başladık.

Sarhoşun başı döndüğünden kendi evine bir türlü giremediği gibi biz de dostumuzu tanıyamaz olduk.

Karşımızda karaltılar var. Seçmek mümkin olmuyor.

Kimin yanında yer alırsan al, mutlaka Müslüman’a karşı olacaksın.

Hangi cepheden kurşun sıkarsan sık, muhakkak Müslüman’a sıkacaksın.

Kumpas kurulmuş, hepimizin ölçüsü alınmış, giydirilecek elbiseler biçilmiş, nerede duracağımız, kimi hedef alıp kime hedef olacağımız da ayarlanmış.

İçerde ve dışarıda bütün kelime kurşunları Müslüman’a sıkılıyor.

Araba sıkarsın kurşunu, ölen Müslüman.

Türkmen’e sıkarsın o da Müslüman.

Sünni’ye sıkarsın Müslüman.

Şii’ye sıkarsın o da Müslüman.

Kürt’ü öldürürsün sela verilir, ezan okunur, ağıt yakılır.

Ama şu bilisin ki, bulanık suda balık avlayanların birçoğu bulanık suda boğularak ölmüş.

Bin bir çeşit hilesiyle “Bizans oyunu” deyimiyle tarihe geçen köhne Bizans, “En büyük hile hiç kimseye hile yapmamaktır” diyen ve Peygamberimizin, “Ne güzel komutan ve ne güzel asker” diye müjdelediği yiğitlerce sonsuza değin hilelerine, düzenlerine son verilmiştir.

Atalarımız, “Hileyle iş gören, mihnetle can verir” demişler.

Malımıza, mülkümüze el koyarken, kanımızı oluk gibi akıtırken sömürüye dalanlar, balı görünce dalan sinekler gibi daldıkları yerden hem yardan hem serden geçerek çıkabilirler.

Evini yurdunu yıktıkları, anasız, babasız, yetim bıraktıkları, bu dünya üzerinde onları rahat bırakmayacaklardır.

Tuzağa düşenler, düzenbazlar tarafından düzeni bozulanlar, yalanla dolanla dolandırılanlar, önce karşı karşıya gelirler, birbirlerine kurşun sıkarlar ama sonunda oyuna geldiklerini anlarlar ve hep birlikte sahtekârın hilelerini kendi başına çeviriverirler.

Onun içindir ki, ayrı ayrı ülkelerden ayrı renk ve ırklardan Müslümanlar “İslam Birliği” projesinin önemini daha iyi anlamaya ve kümeler halinde birleşmeye başladılar.

Somali’den Moro’ya kadar, Kafkasya’dan Yemen’e kadar, Londra’dan Pekin’e kadar dünyadaki Müslümanların tamamı tezgâhı kuranları tanımaya başladı.

Düşmanı tanımak, Müslüman’la tanışmayı ve dayanışmayı sağlar.

Her gece kaçak yollardan Batı başkentlerine gizlice giren Müslümanların neler yapabileceğini hayal etmeleri mümkin değil.

Kendileri hep yakıp yıktıkları için onların da öyle yapacağını sanıyorlar.

Elli yıl içinde Amerika ve Avrupa’nın desteği ile Filistin’de evi-barkı elinden alınan, babası annesi öldürülen Filistinlilerden Amerika’ya ve Avrupa’ya kaçanlar, oralarda hiç bir kimsenin burnunu kanatmadılar ama evlendikleri sarışın mavi gözlüleri önce Müslüman yaptılar. Onlardan doğan çocuklarla Filistin’deki Müslüman sayısı kadar batıda Müslüman çoğalttılar.

Her gün binlerce Müslüman’ın gizlice girdiği Batı kentlerinin tamamının Müslüman olması için parmaklarınızı saymaya başlarken siz de üzerinize düşen görevleri hakkıyla yerine getiriniz.

Rabbimiz buyurur: “Sonuç, Allah’tan sakınanlara aittir” (A’raf Suresi, ayet 128).