Başkasının istediğini yapan, başkası olur. Bu yüzden, müslüman ülkelerdeki başkalaşım da, Batı’nın tüm istediklerini yapanların eliyle gerçekleşmektedir. Gördüğünüz gibi, “hiçbir şey eskisi gibi” değil. Dün ile bugünü sağlıklı bir şekilde karşılaştırmak için bir çizgiye ihtiyaç duyuyoruz. Kimin çizgi dışına çıktığı, kimin kırmızı ışıkta geçtiği ancak bu şekilde net olarak ortaya konabilir. Çünkü neredeyse bütün çizgilerimiz değiş-tiril-miştir!
Çizginin dışına çıkanlar, önce çizgiyi önemsemeyerek bu duruma geldiklerini fark etmelidir. Bunu fark edemezler ise, kırmızı ışıkta durmamanın cezasını ya da yeşilde geçenin darbesini almak zorunda kalacaklardır. Zaruretler insanı çizgi dışına yöneltmek için bir mazeret yapılsa da, zorluğa göğüs germek, gerektiğinde durmak gerekir. Durmamak ve zorlanmamak adına her geçen gün çizgilerimizi kaybettiğimiz görmüyor muyuz
Geçmiş on yılın tecrübesiyle, yapılanları alternatif maliyet açısından değerlendirdiğimizde, sanki alternatif yokmuş gibi bir karar aldığımız gerçeği ortadadır. Halbuki “eğer Refah Partisi, Batı’nın istediğini yapmış olsaydı, bugün AKP diye bir parti olur muydu ” İnsanın ne umduğuna ve ne bulduğuna bakmadan önce çizgisine yeniden bakması büyük önem taşıyor. Kayıpları gözden geçirdiğimizde özellikle son dönemde görüyoruz ki; gelmesini istemediğimizin zararı gelenle engellenememiştir.
Hem ülke olarak, hem millet olarak, hem de fert olarak çizgilerimiz değişmiştir. Bunu görmek için sadece durmak ve bakmak yeterlidir. Bugün, kazandığımızın önemi varken, nereden kazandığımızın önemi yoksa yediğimizin hijyeni varken, helal olup olmadığının önemi yoksa biri bizi durdurmalıdır. Beğendiklerimizin gösterişi varken, israf olup olmadığının önemi yoksa eğlencelerimiz artarken, bunların meşru olup olmadığının önemi yoksa birileri yoldaki işaretlere bakmamızı sağlamalıdır. Eğer çizgiye bakmaz ve durmaz isek, elimizdekilerden olduğumuz gibi, geleceğimizden de olacağız. Bugün kredi kartı olup, parası olmayanlar, dün parası olup da krediye ihtiyaç duymayanlar değil miydi
Büyük taşları yerine koymak yerine, çakıl taşlarıyla uğraşanlar, bugünü kurtaramadığı gibi yarınını da kaybetmeye adaydırlar. Bu anlayışın sandıktan çıkan sonuçlara göre başarılı gözükmesi ise sadece hipnotizedir. Denk bütçe ile faiz lobisinin muslukları kapatan bir model varken, on yıldır hükümette olduğu halde faiz lobisinden şikâyet eden bir modele neden geçildiğini sadece hipnotize olanlar sorgulayamaz! Tezgâhın büyüklüğünü tasavvur etmek zorundayız. Çünkü önce önemli olana yönelmek yerine, acilden acile kaçmakla, olağanüstünü hedeflemek yerine sıradan olanla yetinmekle işler çözülmüyor, sadece düğümleniyor.
Boyutlarını bilmediğimiz büyük bir komploya kurban gittiğimiz ve bu yüzden de maliyetlerini kestiremediğimiz bir ödeme takviminin yaklaşıyor olduğu ortadadır. Sistemi değiştirmekten vazgeçip sadece kadroyu değiştirenler çizgilerini değiştirdiklerini ne zaman anlayacak Duygusallığı bir tarafa bırakmanın vaktidir. Yapılacaklara, değil, yapılanların çizgimize uyguluğuna göre değerlendirme yapmak zorundayız. İyi ki bir çizgimiz var! Aksi taktirde, sömürüye dayanan sistemlerden ve dama çıkınca merdiveni çeken siyasetçilerden kurtulmanın bir yolu olduğuna inanamazdık. Hakkı üstün tutmanın, her zaman saadet getirdiğine inanmalıyız.