Yaklaşık on üç yüzyıl önce yaşamış olan şair Hesiodos, söz konusu eserinde telmihli bir şekilde “adalet” konusunda da şöyle seslenmektedir:
“Şimdi krallara bir sözüm var,
Ne kadar söz bilir kişiler olsa da krallar.
Atmacanın biri alaca boyunlu bülbüle demiş,
Bülbülü sıkarken yaman pençelerinde,
Zavallıcık inlerken keskin tırnaklar gövdesinde,
Şöyle demiş atmaca bizimkine hışmiyle:
“Ne bağırıyorsun be, pis ufaklık?
Senden daha güçlü birinin elindesin.
Ne kadar güzel türkü söylersen söyle,
Seni ben götüreceğim istediğim yere,
Orada ya yiyeceğim seni kıtır kıtır,
Ya da dilersem, koyuvereceğim seni.
Kendinden güçlüsüne ayak direyen zırdelidir:
Acı çeker, kepaze olur boşuna.”
Böyle demiş yel kanatlı atmaca,
Yüce göklere uçan kuş.
Ama sen Perses, doğruluktan yana ol,
Aşırılığa kaptırma kendini.
Biz zavallılara iyi gelmez aşırılık,
Büyükleri bile yıpratır azgınlık,
Başlarına bela geldi mi, ezilirler altında.
Doğru işlerden yana gidendir güzel yol,
Haklı kazanır önünde sonunda,
Çeke çeke aklı başına gelir budalanın.
Yeminler gelir eğri yargıların ardından
Ve Hak yükseltir o zaman sesini
Rüşvetle hak yiyenlere karşı
Ve düşer ağlayarak ardına insanların,
O insanların ki sürmüşlerdir Hak’ı haksızca
Evlerinden, yurtlarından dışarı.
Ama onlar ki yerliye yabancıya karşı
Doğru yoldan, doğru yargılardan ayrılmazlar,
Onların yurtları uygarlığa kavuşur,
Mutlu kişiler yaşar kentlerinde,
Delikanlıları besleyen barış gelir ülkelerine
Bu haklardan yana gidenler düşmez hiçbir zaman
Açlık, kıtlık gibi belalara,
Bol bol meyvalarını yerler şölenlerde
Özene bezene işledikleri bahçelerinin.
Toprak bereketli bir hayat sunar onlara,
Dağda meşenin tepesi palamut dolar,
Gövdesi cıvıl cıvıl arı,
Koyunlar taşıyamaz olur yünlerini,
Babalarına benzer çocuklar doğurur analar,
Bolluk içinde yaşar giderler.
Uzak denizlere açılmazlar geçinmek için,
Bırakıp kendi bereketli yurtlarını.
Ölçüyü kaçıran, kötü yola sapan kişileriyse,”
Mutlaka Tanrı cezalandıracaktır. Bazen bir kent yıkımı şeklinde olabileceği gibi, bazen de türlü bela, kıtlık vb. şekiller olarak kendini gösterebilir. Bu arada şair; “Ey krallar, siz de düşünün bu haklı düzen üzerine” diyerek uyarıda bulunur. Ne var ki, “krallar”, zorbalar, haksızlığı yol edinmiş yöneticiler ne kadar dikkat ederler bu ve benzer uyarılara! Bu da, insanın karanlık yüzüdür.