İslam Devletleri çeşitli adlarla 13 asırdan fazla
sürmüştü. Peygamber Efendimizden Osmanlı Devleti nin bitimine kadar.
Bu devletlerin başşehirlerini hatırlayalım:
Medine-i Münevvere, Kufe, Şam, Bağdat, Kahire ve
İstanbul. Endülüs de de bir hilafet devri yaşanmıştır, lakin İslam
tarihçilerinin ekserisi tarafından bu gerçek bir hilafet olarak
addolunmamıştır.
Şimdi bu başşehirlere bir göz attığımızda Medine-i
Münevvere ve İstanbul hariç olmak üzere, tamamının yangın yeri olduğunu
görmekteyiz.
İşin ilginç tarafı bu yangınların tamamı son 15 yıldır
devam eden ve Modern Haçlı Seferleri olarak nitelenen rezil istilalarla
meydana gelmiştir.
Sayalım mı
Küfe ve Bağdat 14 yıl önce yanmaya başlamış, halen de
yakılıp yıkılmaya devam edilmektedir. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere
Koalisyon denen güçlerce yapılan istila, koalisyonun bir üyesi olmakla her
zaman iftihar eden Türkiye tarafından ikmal desteği yapılarak sürdürülmüştür.
Bugün halen ABD ve Koalisyon ortakları fiilen Irak ta bulunmuyor gözükseler de,
maşaları ve meydana getirdikleri oluşumlar tarafından yakılıp yıkılmaya devam
ediyor. Şu an İslam ın ikinci ve dördüncü başşehirleri olan Kufe ve Bağdat tam
anlamı ile yangın yeridir. Eski eserler, camiler, türbeler bombardıman edilmiş,
dokusu bozulmuştur. Yapılan katliamlar ise dehşet boyutlara ulaşmıştır.
Yıkımların daha ne kadar devam edeceği ise halen bilinmemektedir.
Şam a gelince:
Yaklaşık 4 yıl önce problemi olmayan, barışın hâkim
olduğu bir Şam vardı. Vardı ama böyle kalamazdı. Çünkü Arzı Mev ud olduğu
iddia edilen topraklar üzerinde bulunuyordu. Önce karıştırılıp, sonra yakılıp
boşaltılması gerekiyordu. İngiltere başta olmak üzere ABD ve diğer Avrupa
ülkelerinin desteği ile iç karışıklık, sonra da iç savaş başlatıldı. Türkiye de
bu iç savaşta taraflardan bazılarına lojistik ve eğitim desteği verdi. Şu an
İslam ın üçüncü başşehri olan Şam tam anlamı ile yangın yeridir. Eski eserler,
camiler, türbeler bombardıman edilmiş, dokusu bozulmuştur. Yapılan katliamlar
ise dehşet boyutlara ulaşmıştır. Ne zaman sona erecektir, halen
bilinmemektedir.
Kahire mi
İsrail in, Büyük İsrail amacına ulaşabilmesi için Arap
Baharı denilen, ismi gayet sevimli, ama tuzaklarla dolu bir sürecin sonunda,
organize edilen bir darbe ile mahvu perişan edilmiştir. Binlerce Müslüman ya
öldürülmüş, ya da hapislere tıkılmıştır. Türkiye de bu Arap Baharı safsatasını
maalesef desteklemiş, başta İslam ın beşinci başşehri ve daha nice ülke ve
şehirlerin harap olmasına sebep olanların listesine ismini yazdırmıştır.
Dikkat çeken tarihi olay şudur:
İslam başşehirlerini yakıp yıkanlar maalesef yanlarına
İslam ın son başşehri olan İstanbul un sahiplerini de alabilmişler, işbirliği
yapmışlardır. Dikkat edelim bu, tarihte bir ilktir. Bir İslam ülkesi, Haçlı ve
Siyonist ittifakına girerek, İslam başşehirlerinin yakılıp yıkılmasına destek
vermiştir. Tarih bunu elbette kaydedecektir. Haçlı ve Siyonist tarihi
iftiharla, İslam tarihi ise esefle kaydedecektir.
Bir diğer husus da şudur:
İslam ın ilk başşehri olan Medine-i Münevvere ile son
başşehri olan İstanbul da yakılıp yıkılma tehlikesi altındadır.
Nasıl diye soracak olursanız, bu başlı başına bir makale
konusudur. İnşallah ileriki günlerde bu konuyu yazma fırsatı buluruz.
İslam başşehirlerinin yakılıp yıkılmakta olduğunu görmek,
belki oynanan kanlı oyunları fark etmemize sebep olabilir!
Kim bilir!
EZİLEN MÜSLÜMAN YURTLARI
Haçlı silindiri çiğneyip eziyor,
Müslümanın yurtlarını teker teker!
İşbirlikçi yol gösterir içeriden,
Silindirin kılavuzu bir ön teker!