Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah (c.c) a hamd
ederim. Salât ve selâm, peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) ya, âline ve
sahabelerine olsun.
Bir toplumun madden ve manen kalkınmasında, adil, ıslah
eden güzel ahlak esaslarının katkısı büyüktür. Ahlâk, insanın fert, toplum ve
düzen olarak faydalı davranışlarda bulunup zararlı davranışlardan uzak
durmasıdır. Güzel ahlâk, Allah ın hakkını ve kulların haklarını gözetmeyi,
insanlara sevgi ve şefkat göstermeyi, faydalı hizmette bulunmayı, yeryüzünü
bütün insanların saadeti için imar etmeyi gerektirir. Ecdadımız kurduğu Adil
Ahlak Düzeni ile bütün insanlığa bin yıl hizmet etmiştir. Yaklaşık üç yüz
yıldır Irkçı Emperyalizm ve İşbirlikçisi Haçlı Batı, bizi çökertmek için sahip
olduğumuz Adil Ahlak Düzenini yıkmanın mücadelesini vermektedir. Bizi sadece
eğitim, iktisat, hukuk ve siyaset alanında değil, ahlaken de çökertip yumuşak
lokma yaparak bölmeye, parçalamaya ve nihayet yok etmeye çalışıyorlar. Bunu
sahip oldukları Mesih İnanışı gereği, Büyük İsrail i kurmak için yapıyorlar.
ABD, Avrupa Birliği Ülkeleri, Rusya ve Çin, bu gayeye hizmet etmeyi
inançlarının gereği sayıyorlar. Bu ülkeler ve kurdukları düzenlerde Türkiye ve
bütün İslam âlemi için dostluk yoktur, düşmanlık vardır.
Türkiye yi ahlaken çökertme görevini Avrupa Birliği
üslenmiştir. Ülkemiz sadece PKK gibi İfsatçı Terör örgütlerinin tehdidi altında
değildir. Aynı zamanda ondan daha tehlikeli ve fark edilmesi zor İfsatçı Ahlak
Terörünün de tehdidi altındadır. Ülkemizde İfsatçı Ahlak Terörü Avrupa
Birliği müzakereleri kapsamında bizzat hükümet destekli olarak yürütülmektedir.
AB Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlıklarının öncülük ettiği Ahlaken Yozlaştırma ve Çökertme
çalışmaları, ülkemizi ve milletimizi her geçen gün biraz daha yıkıma ve helak
olmaya götürmektedir. Bilmeliyiz ki İfsatçı Ahlak Terörü sonuçları
itibariyle, PKK ve benzeri silahlı İfsatçı Terörden daha da tehlikelidir.
TAHRİP EDEN
KÖTÜLÜKLER
Bu kötülükleri şöyle sıralayabiliriz 1- AB dayatmaları
yüzünden zina ve sapkın ilişkilere tanınan özgürlükler Aile Yapımızı tehdit
etmektedir. 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul da imzalanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi
Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi
6251 sayılı kanun olarak 24. 11. 2011 tarihinde TBMM de kabul edilmiş ve iç
hukuk haline getirilmiştir. Bu kanun, aile kurumunu muhafaza eden inancımızın
helal ve haram esaslarını ortadan kaldırmakta, evlilik dışı ve yasak ve sapık
ilişkileri meşrulaştırmaktadır. Bu yöneliş, nesil emniyetini yok etmektedir.
Acı gerçek devletin rakamlarına da yansımıştır. TÜİK in ilan ettiği 2015 yılı
evlenme-boşanma rakamlarına göre evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre
yüzde 5 artarak 2015 yılında 602 bin 982, kaba evlenme hızı ise binde 7,71
olarak gerçekleşmiş, boşanan çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 7
artarak 131 bin 830 olmuş, kaba boşanma hızı ise binde 1,69 olarak
gerçekleşmiştir. Bu rakamlar, karşı karşıya olduğumuz tehlikenin boyutlarını
ortaya koymaktadır.
2- Rüşvet, irtikâp, zimmet, kaçakçılık, resmi
ihaleye fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma, gücün istismar edilmesi,
kayırmacılık ve ayrımcılık, hakaret ve kötü muamele, dedikoduya dayalı makul
şüphe, aracılık gibi ahlaki hastalıklar devlette ve toplumda güvensizliği
artırmış, çürümeyi ve çöküşü hızlandırmıştır.
3- Ülkemizde uygulanan yanlış eğitim ve ahlak düzeni
uygulamaları nedeniyle her geçen gün Suç İşleme oranları artmaktadır. Bunun
açık delili mahkûm sayısındaki artıştır. Mahkûm sayısı son 10 yılda 100.000
üzerinde artış göstermiş, 179.883 kapasiteli 361 cezaevinde 184.494 tutuklu ve
hükümlü bulunmaktadır. Kolluk kuvvetleri suç ve suçlalar karşısında çaresiz
kalmaktadır.
4- Devlet eliyle ve sanal olarak oynatılan kumar ve şans
oyunları toplumda kin ve nefreti, düşmanlığı artırmakta toplum barışını ve
güvenliğini tehdit etmektedir. Spor Toto Teşkilatı Başkanı Mehmet Muharrem
Kasapoğlu, 2010 yılında 3,7 milyar olan gelirlerinin 2015 te 9 milyar liraya
ulaştığını açıklamıştır. Bu rakamlar toplumun devlet eliyle ahlaken
çökertildiğinin delilidir.
5- Türkiye de alkol tüketimi 2014 te önceki yıla oranla
yüzde 6,5 artarak, 1 milyar 77 milyon litreye çıkmıştır. İlköğretim öğrencileri
arasında alkol kullananların oranı % 15,4, ortaöğretimde yaşamı boyunca en az
bir kez alkol kullananların oranı % 45-%50, üniversite öğrencilerinde alkol
kullanım yaygınlığı % 43 ilâ % 53 tür. Yeşilay ın da yaptığı araştırmalara göre
gençlerimizde ilk alkol alma yaşı maalesef 11 e kadar düşmüştür. Ülke genelinde
boşanmaların %83 ünün ana sebepleri arasında alkol sayılmaktadır. İçki
inancımızda bütün kötülüklerin anası sayılmıştır.
6- Materyalist ve batıcı eğitim bu milletin evlatlarını
manevi değerlerinden uzaklaştırmaktadır.
Matematik kitaplarında çocuklarımıza faiz hesapları
öğretiliyor. Bu dersler ne gariptir ki İmam Hatip Okullarında da okutuluyor.
Ankara da bir İmama Hatip Okulunda öğrenci Matematik öğretmenine; Hocam dinimizde
faiz haramdır. Siz neden bize bu faiz hesaplarını okutuyorsunuz sorusuna
öğretmen; müfredatta var ben bu konuyu okutmazsam soruşturma geçirim, okutmak
zorundayım cevabını veriyor. Faiz toplum ahlakını bozan mikropların başında
gelir. Faiz Allah ve Resulü ile savaş halinde olmaktır. Akıllı bir iktidar bu
savaşa giren olmaz.
ÇÖZÜM
Çözüm; Avrupa Birliğinde, Irkçı Emperyalizmde faizci
kapitalist nizamda, ABD de değil, Milli Görüşte, Adil Düzende ve İslam
Birliğindedir. Önce Ahlak ve Maneviyat esasına sarılmaktadır. Maddi
kalkınmayı manevi kalkınma ile birlikte yürütmektedir. Bunun için, ahlaki
yapımızı olumsuz etkileyen bütün AB yasalarının yürürlüğü durdurulmalıdır.
Eğitim, Önce Ahlak ve Maneviyat esasına göre yeniden yapılandırılmalıdır.
Milli Görüşe dönmeden, Adil Ahlak Düzenine geçmeden Türkiye yi bu çöküşten
kurtarmak mümkün olmaz. Selam hidayete tabi olanlara