Herkes evinin önünü temiz tutsa hiçbir sorun kalmaz şeklinde bir tez doğrusu zahiren güzel avuntudur. Ev önü temizlemekle bireyi yahut geneli ilgilendiren hangi sorun ortadan kalkmıştır bilinmez. Evet, bir sorunun halli için kolektif hareket etmek gereklidir. Kişi, kendi evinin önünü temiz tuttuğu gibi çevredeki evlerin önünü de temizlemeli ya da çevredeki ev sahipleriyle birlikte tüm evlerin önünü, mahalleyi, semti, ilçeyi temizleyebilmelidir. Aksi takdirde temizlenen her kısım en hafif rüzgârda etraftaki çerçöpün işgaline maruz kalacaktır.

Evinizin önüne denk düşen yerde rögar kapağı bulunuyorsa bir yağmur anında tıkanması ve çevreyi pisliğe, kokuya vermesi işten bile değildir. Böyle bir durumda kanalizasyona inip temizlemek hem herhangi birinin üstesinden gelebileceği bir iş değildir, hem de her yanıyla işgüzarlık olsa gerektir. Nitekim hiç kimse evinin kömürlüğünde vidanjör saklamaz. İşte böyle durumlar için evinizin önünü temiz tutmanız iyi olur. Olası bir sel durumunda mazgallar tıkanmaz böylece. Gerçi sel olduğunda o mazgallar her türlü tıkanır, ama evlerin önü temiz tutulmuş olsa tıkanmayacağına dair avuntu da hep canlı tutulur. Toprak suyu çekemedikten sonra mazgalların, kanalların tıkanması temizlik mi tanır? Suyun kendine yol bulabilmesi için toprakla buluşması, toprağın onu kucaklaması ve göğsünde karşılaması gerekir. Ortada suyu emecek toprak da kalmadığına göre tava kadar mazgallar her türlü tıkanacak, sel ve su baskını kaçınılmaz olacaktır. Yine birkaç can kaybına mal olacak, evler, işyerleri zarar görecek; yetkililer açıklama falan yapacak, saçma sapan tespit ve vaatlerde bulunacak, herkes olaysız dağılacaktır.

Kişisel olarak evinizin önünü temiz tutmanız dengeler adına hiçbir şeyi değiştirmez. Evinizin önüne bakıp bakıp ‘aa, dünya ne kadar temiz’ der durursunuz. Siz evinizin önünü temiz tuttunuz diye hiçbir insan evladı etkilenip hadi ben de kendi evimin önünü temizleyeyim diye bir derde düşmez. Kimsenin sizi takdir ettiği, size gıptayla baktığı da yoktur. Ancak yine de ve hiçbir sebep gösterilmese bile evinizin önünü temiz tutmanız iyidir. Temiz olmuş olur sonuçta. Belediyeye zahmet vermemiş, kimseye de laf ettirmemiş olursunuz. Bunun için belediye size herhangi bir ödül, plaket, şilt falan vermez; vergi , ruhsat hususunda kolaylık sağlamaz. Yerine extra bir hizmet de getirmez. Bir anlığına da olsa taşeron temizlik işçileri rahat etmiş, iki sigara daha içmiş, birkaç kedi kovalamış yahut bir başka sokağa doğru yol almış olur.

Bir sitede, konaklarda, rezidanslarda falan yaşamıyorsanız evlerin kapıları eskiden olduğu gibi iç bahçeye, oradan da cümle kapısıyla sokağa açılmaz. O eski bahçeli evler bir ilçenin ismi olarak kalmıştır orada bir yerde. Eskinin bahçeleri, kutu kutu dairelere, beton istifine yer açmak amacıyla temellerin, binaların, balkon uzantılarının altında kalmıştır. Dolayısıyla artık olmayan bahçe temiz tutulmaz. Ya ne olur? Doğrudan sokağa açılan kapıların önünü temizlemek belediyenin temizlik işçilerinin alanına girmektir, işine karışmaktır. Pekala onların işine karıştınız diyelim; bu sefer belediye lüzumsuzluğunu düşünecek ve daha az sayıda işçi istihdam edecek, hatta aldığı, çalıştırdığı işçileri de ya taşeron şirkete bağlayacak ya da işten çıkaracaktır. Taşeron işçilerin kadro sorunu sizin evin önünden daha mühim bir mesele olsa gerektir.

Çevresel temizlik insanlara eziyet veren şeyi yoldan kaldırmak olarak algılanıyorsa Allah’ın Elçisi’nin “İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü ‘Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)’ sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.”(Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.) hadisi elbette akla gelmelidir. Ve buna göre hareket ediliyorsa en başta yönetimlerin, yöneticilerin, imar adı altında memleketin içine hacet giderip üstüne tüy dikenlerin yoldan çekilmesi; insanları rahatsız etmeyecek şekilde kenara, köşeye bir yere yerleştirilmesi gereklidir. Tam da yola yatmışlardır zira, görsel, işitsel, yaşamsal açıdan kirlilik arz ederler. Hayasızca gasp edilen topraklar beton istilasına uğramışsa o betona saldırmak beyhude olacaktır. Önce mevcut imar ve de iskân planlarından betona dair sevdadan, beton sevdalılarından arınmak gereklidir. Heyhat, kapınızın önü kalbiniz, ruhunuz, tüm benliğiniz gibi işgal edilmiştir. Süpürgeniz tercihinizdir gayri. Hayat imar ve inşaat olmasa gerektir.