Bismillahirrahmanirrahim;

18 Ağustos’ta AK Parti 6. Büyük Kongre’sini yaptı. Hayırlara vesile olmasını dilerim. Kongre’de Erdoğan’ın siyasi hayatını anlatan sinevizyon gösterisi yapıldı. Gösterinin içeriği bazılarını rahatsız etti.

Bülent Arınç, aynı gün Habertürk TV’de kongreyi değerlendirdi. 16 dakikalık filmde “kendisine bir karede bile yer verilmeyişi”nden yakındı. Partiyi kuran 3 kişiden biri olduğunu anlattı. 70 kurucudan 53’ünün milletvekili olduğunu, partinin Meclis Grup Başkanı olup, genel başkanları olmadığı için partiyle ilgili açıklamaları kendisinin yaptığını söyledi. Kendisinin “Genel başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır” şeklinde ilan yaptığını belirtti. Erdoğan’dan kat kat fazlasını yaşadığı halde, filmde yer almayışından üzüntü duyduğunu açıkladı.

Sayın Arınç’ın yakınmalarının neresinden tutalım. Tabii olan bozulursa bundan başka ne beklenebilir ki! Söz konusu edilen 53 milletvekili Milli Görüş’ün partisi olan Fazilet Partisi’nden seçilmişti. Milli Görüş gömleğini çıkaranlar bu milletvekillerine niçin ihtiyaç duydular? AKP’den seçilip istifa edenlere söylemediklerini bırakmıyorlardı. Saadet Partisi Milli Görüş’ü benimseyen bir parti olarak AKP’den önce kuruldu. Size yapılınca “ayıp” olan şey; menfaatinizin gereği olunca “meziyet” mi oluyor?

Cumhuriyet döneminde AKP kadroları kadar birbirini karalayan bir parti görülmedi. Münafık, hain, dalkavuk, defolu, metal yorgunu, bencil, çıkarcı gibi yakıştırmalar en çok duyduklarımız arasında. Niçin? Milli Görüş’ü en sıkıntılı zamanında vurdukları için. Bugün yaşadıkları yaptıklarının karşılığı!

 SIRA MİLLİ GÖRÜŞ’TEYDİ

ERBAKAN Hoca, 30 yıllık mücadelesinde taklitçi sağ ve sol partileri çuvaldan silkelercesine fikirlerini çürütmüştü. Bünyemize en uygun zihniyetin milliliği, yerliliği, özgürlüğü, bağımsızlığı esas alan Milli Görüş olduğunu ortaya koymuştu. Milletin büyük teveccühü Milli Görüş üzerindeydi.

  1. Erbakan Hükümeti’nin ekonomik atılımları, havuz sistemi, D-8 oluşumu gibi icraatları halkın büyük takdirine mazhar olmuştu. Türkiye üzerinde hesabı olan dış güçler ve içteki uzantıları rahatsızdı. Basında, bu gidişle Refah Partisi’nin 1999’da yüzde 38; 2004’te yüzde 57 oy alacağı yazılıp çiziliyordu. Nitekim Erbakan’ın başbakanlığı döneminde yenilenen 20 kadar ilçe, belde belediye başkanlıkları seçimlerinde Refah Partisi yüzde 42 oy almıştı.

Artık, seçimlerin favorisi Milli Görüş olacaktı. Masonların başı Fransız Yüksek Konseyi, 1997’de Türkiye Büyük Mason Locası Üstadı Necip Arıduru’ya, “Refah Partisi’ni bitirin” talimatı verdi. Dış ve iç çevreler nice oyun ve tuzaklar hazırladılar.

ABD, Gülen’i kullanarak Refah Partisi’ni yıkmaya girişti. Gülen, “hoca” sıfatının üstünde görevler üstlendi. ABD, dış güçler, masonlar ve darbecilerle çalıştı. Dış ve iç entrikalar sonucunda Refah Partisi kapatıldı. (16 Ocak 1998)

     ABD, Erdoğan’a 15 Ekim 1996’da Ankara Büyükelçisi Morton Abromowithz aracılığıyla el atmıştı. Erdoğan partiyi kurarken; akide yanlışlıkları, meşru hükümeti yıkmaya giriştiği, darbecilerle beraberliği bilinen Gülen’le uzun uzun görüştü. Sağlam “Hoca”nın yanındayken; yanlış “hoca”nın yanında durdu. İşbirliği yaptı. (Yenilikçi Hareket, Nasuhi Güngör, Anka Yy., Sh. 84-90)

ERBAKAN HEP UYARDI

ERBAKAN, Milli Görüş çalışanlarını camiye gelen cemaat gibi görürdü. Onları yetiştirir, geliştirirdi. Hiçbir kadrosunu Milli Görüş hizmetinden uzaklaştırmadı. Milli Görüş’ün manevi ve disiplinli atmosferine ayak uyduramayanlar kendi istekleriyle ayrıldılar.

AKP kurucu ekibini defalarca uyardı. Dış güçlere alet olduklarını hatırlattı. Fakat onlar, maalesef ihtirasları yüzünden tuzağa düştüler. ABD’yi “kadim dost”; “stratejik ortak”; AB’yi “medeniyet projesi” olarak gördüler.

İktidarlarında da uyardı: “Hem onlara tabi olacaksınız; hem de zulümlerini önleyeceksiniz. Hadi ordan! Bu kapıya gelmekten başka çareniz yok. Hiç değilse, kafanızı, gözünüzü yarmadan gelin!”

AKP Türkiye’yi öylesine yaraladı ki! ABD’nin Irak’ı İncirlik’ten vurmasına izin verdi. 1.5 milyon Iraklı öldü. Kadınlar, kızlar tecavüze uğradı. Camiler, Kur’anlar yakıldı.

AKP’nin yanlış politikaları Suriye’yi bugünkü noktaya getirdi.AKP, FETÖ belâsını başımıza sardı.

AKP’nin ABD’ye karşı gevşekliği, ekonomik krize girmemize yol açtı.

Aklı erenler, bilenler AKP’yi ne zaman uyaracaklar? Yeni darbeleri mi bekleyeceğiz?

AKP ile Milli Görüş arasındaki fark o kadar açık ki! Milli Görüş her durumda “kazandıran” bir zihniyet! Saadet Partisi’nin toplantılarında Erbakan ve Milli Görüş hizmetlerinde bulunanlar hep hayırla anılır. Milli Görüş, dünyadaki kısa ömrünü “verimli” ve “bereketli” geçirmek isteyenlerin yoludur. İnsanlığın iyilik ve saadetini isteyenlerin yolu! Bizi hak davada koşturan Rabbimize hamd olsun!