Bismillahirrahmanirrahim
Kimilerine göre asıl gündem hükümetin kurulması, kimine göre ise ölüm sonrası hayata hazırlık yapmak. Her ne hikmetse, gerçek gündem olan “ebedî hayat için çalışmak” gaflet yüzünden unutulmakta. Ancak meşhurlar ölünce hatırlanmakta.
Son zamanlarda ülkemizde meşhurlar peş peşe vefat etti. Savaş Ay, Aytunç Altındal, Nejat Uygur, Necmi Tanyolaç, Erol Büyükburç, Yaşar Kemal, Kayahan, Zeki Alasya, Kenan Evren, Sümer Tilmaç, derken Süleyman Demirel… Bunlar her biri kendi sahalarında şöhret olmuş deve dişi gibi adamlar. Ama vefat ettiler… Çünkü Allahu Teâlânın koymuş olduğu kanun böyle. Rabbimiz, meâlen “her nefis ölümü tadacaktır”, “Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacak” buyuruyor.
Allahu Azimüşşan iki mekan yaratmış. Biri şu an içinde yaşadığımız dünya. Dünya derken buna yıldızlar, galaksiler, yedi kat sema dahildir. Bu mekan geçici olan mekandır. Cenab-ı Hak bu geçici mekanı san’atını teşhir için yaratmıştır. Bu mekandaki Allah’ın mahluku olan san’at eserlerine bakıp Esmâ-i İlahiyeyi seyredip iman eden, Allah’ın nimetlerine bakıp, tadıp Mün’im-i Hakiki olan Allah’a şükreden ve bu şükrünü ibadetlerle gösteren bahtiyar insanlar, bu kâinatın Sultanı olan Allahu Azimüşşan’ın yarattığı ikinci mekanda ebediyen mesut bir hayat geçireceklerdir. O ikinci mekanın adına “Âhiret yurdu” da diyebiliriz. O ebedî mekanın iki menzili vardır. Cennet ve Cehennem.
Cenab-ı Hak vaktini yalnızca kendisinin bildiği bir anda kıyameti kopartacak, yarattığı bu âlemi harap edecek, daha sonra ebedî hayat safhasını başlatacaktır. Haşir Meydanında toplanmadan, hesap vermeden, sırat köprüsünden geçmeden sonra insanlar ve cinler bu dünyadaki imtihanda yaptıklarının karşılığı olarak ya Cennete, ya Cehenneme gidecektir. Sevgili Peygamberimiz (asm), “gerçek hayat âhiret hayatıdır” buyurmakta ve aklı olanın o hayat için çalışmasını tavsiye etmektedir.
Beş vakit namazda ve diğer vakitlerde çokça okuduğumuz Fatiha sûresinin bir âyetinde “Mâliki yevmi’d-din” buyrulmaktadır. Meâlen, “din gününün sahibi, ceza gününün mâliki” demektir. Bu dünyada sahte ve gàsıp melikler türemektedir. Firavun, Nemrut ve emsalleri gibi. “Benim, ben!” demektedirler. Sen kimsin Allahu Teâlanın “Kâdir”, “Kayyum” ismiyle ayakta duran, imtihan gereği “Hayy” ismiyle tecelli buyurarak bir müddet hayat verdiği bir fâni… Bu gerçeği bilmek istemeyen, Allahu Teâlânın Tekvini kanun koyuşunu red eden, teklifi kanunlarını kabullenmeyen, Allah’ın hükümlerini yeryüzünde hâkim kılmak için çalışan Peygamberleri inkar eden ve onlara savaş açan o sahte melikler Âhiret hayatında kimin gerçek Melik olduğunu göreceklerdir. Bütün fânilerin ölümü demek olan kıyametin kopuşunun ardından başlayacak o ebedî hayatta, insanlar, cinler, hayvanlar, hatta bitkiler haşir meydanında toplanacak, o gün kimse konuşamayacak, “Mâlikü’l Mülk” olan Allahu Azimüşşan’ın huzurunda korku ile bekleşeceklerdir. Peygamber Ef1endimizin (asm) Cenab-ı Hakkın huzurunda secdeye kapanıp niyazda bulunmasından sonra hesap görme safhası başlayacaktır.
“Her nefis ölümü tadacaktır.” İşte asıl gündem, gerçek gündem budur. Hiç merak etmeyin, hükümet kurulur. “Endişeliyiz. Dün birbirlerine çok ağır sözler söyleyen insanlar nasıl bir araya gelir ” diyenlere Müteveffa Süleyman Demirel’in meşhur sözünü hatırlatırız: “Dün dündür, bugün bugün!” Merak etmeyin, o söylenilenler çabucak unutulur ve hükümet kurulur. Geçmişte bizim ülkemizde ve dünyanın başka ülkelerinde kurulan hükümetler gibi…Hem bu gündem maddesi için kafa yormak, çene çalmak beyhudedir. Size mi danışacaklar. Siz yani “seçmen vatandaşlar” görevinizi yaptınız, sandığa gittiniz. Bundan sonra kahve köşelerinde, evlerde, minibüslerde istediğiniz kadar hükümet kurup, bozun, boş! İyisi mi yol yakınken, henüz nefes alıp veriyorken, “gerçek gündeme” bakalım. Ebedî mekan için hazırlık yapalım.