Zaman ne çabuk geçiyor. Bunu dost ve akrabalarımızın dünyaya gelmiş çocuklarından daha net kestirebiliyoruz. Daha dün beşikte gördüğümüz çocuk ne çabuk büyümüş de okula başlamış şaşırıp kalırız. İnsanların üzerinden geçen zamanı okumak daha kolay. Dergiler, gazeteler ve kitapların büyüyüp boy attıklarını ancak onları şöyle karşımıza alıp uzun uzun eski sayılarında gezinerek fark edebiliyoruz. Mahalle Mektebi dergisi mesela. Daha dün sıbyan mektebindeki çocuk gibiydi şimdi neredeyse ortaokula başlama yaşına gelip dayanmış.

Tam on bir yıldır çıkıyor Mahalle Mektebi dergisi. Kendini tekrarlayan dergiler gibi değil. Sürekli bir devinim içerisinde. Yazar kadrosunu da bir hayli genişletip zenginleştirmiş. Fatma Nur Uysal, Hasene Gün ve Ayşe Nur Kaymak gibi yazma serüvenlerine tanık olduğum isimleri burada görmek beni ziyadesiyle mutlu ediyor.

Her dergi kendi yayınını da bizzat kendi içerisinden şekillendirmek ister. Bu çok doğal bir şey. Çünkü mahsulün harmanlanması ve kaldırılması lazımdır. Makul bir zaman sonunda her yazar kendini kendi boy aynasından görmesi gerekir. Bunun yolu elbette kitaptır. Mahalle Mektebi Loras Yayınları adıyla yayıncılık faaliyetine hızlı başladı. Birçok yazarın ilk kitapları Loras yayınları vasıtasıyla okuyucuyla buluştu. Bu ilk kitaplardan biri Ömer Korkmaz’a ait. Ömer’in dosyasına eli değmiş biri olarak öncelikle mutluluk duyduğumu söylemeliyim. Kapak kompozisyonundan sayfa düzenine, yazı karakterine kadar bütün kitaplarda bir grafiker titizliği olduğu ilk bakışta dikkat çekiyor. Sözün özü kapak şahane! Kitabın ismi de kapak resminin ima ettiği metaforla gayet uyumlu: Sen Olsan O Elmayı

İniş İzni, Fasıllar ve Ağıt bölümlerinden oluşan kitap 18 şiir içeriyor. Şiir dünyanın halleriyle hınca hınç dolu. Biraz esinti, biraz rüzgâr ve çokça fırtına var. Felsefi terimler, mistik arayışlar ve reçeteler ve ilaç isimleri yaşanan dünyaya dair bir anafora işaret ediyor. Kaçış imgeleri de bolca; Zarifoğlu bir kaçış imgesi, anne de öyle. Tanrı kaçış değil sürekli sığınma imgesi. “-tanrım kendimi duyamıyorum” derken Tanrı’nın sesini içinde daha yakından işitme arzusunu dillendiriyor şair. Allah’ın kelamıyla buluşma arzusunun bir dolaylı ifadesi de şu dize olsa gerektir: “Musa seninle konuşur mu hiç/ya Davut”

 Ömer Korkmaz şiir boyunca o elmayı sorup sorgulasa da ona hiç yaklaşmıyor. Sorusu oldukça masum: “benimkisi bir soru/ bir elma, hem neden elma/ neden hep kurtlu biraz da/ neden kekre sormaya başlayınca” Şiirde soru şiiri yokuşa sürebilir. Bu risk her zaman vardır. Ömer’in safiyeti ve de fıtri tecessüsü bu riski kaldıracak güçte olduğu için şiire zarar vermiyor. Onun sorduğu sorular cangıla sürüklenmiyor, bahçeye açılıyor. Bu kötülük problemi gibi bir felsefi meseleye göz kırpmış olsa bile:

 “ kim söyleyebilir; taşı yaratan kalbi neden yarattı/ kim söyleyebilir; yaratan neden mazluma birini zalime ikisini birden verdi/ kim söyleyebilir; mazlum ve zalim neden var ve neden bir kökten türüyor tüm sorular.” (s.43)

Ömer Korkmaz şiiri bahçeye akıyor akmasına da bahçe saadetini hemen bahşetmiyor okuyucuya. Ontolojik geziye çıkarıyor okuyucuyu. Kutsal kitapların gece ve gündüzüne misafir ediyor. Akıl ile vahyi bir patikada, bir dağ yamacında karşı karşıya getiriyor. Vahiy uçurumdan kayıp düşmesin diye aklı sırtına alıyor. Mısra düzeni de bu anafor ya da kritik eşik durumlarına göre şekillenmiş. Sürgün yemiş bir bahçenin çocuklarının psikolojisi var ne de olsa. “Müjde Alınca Alışverişe Koşanlar İçin” başlıklı şiir bunun tipik bir örneği. Bu uzun soluklu şiirde nefes nefese bir koşu var. Sonunu bile bile dünyayla didişmeyi seven bir psikoloji: “dünya ile kavgayı bırakın, siz altını üstüne getirdikçe, o üstünü altına çekecektir.”

İkinci kitapta suların biraz daha durulacağına inanıyorum. Çünkü ben bu şiirde kıyasıya bir kavga, bitmeyen bir didişme ve ağıt gördüm. O elmayı ben olsam yemezdim belki, ama gölgesinin serinliğinde dinlenirdim.

Sevgili okur, şiir ile şairi arasındaki yolculuğa tanık olmak ve şiirin insan sabrını nasıl bileyip kavi kıldığını görmek istiyorsan, bu kitabı okumadan geçme.

(O Elmayı Sen Olsan-Ömer Korkmaz-Loras Yayınları)