Ağrıyan bir diş gibi hayat; söküp atsan olmaz söküp atmasan… Hayatın alt yapısı kadar üst yapısı da önemli, öyle değil mi Alt yapı insanın bu dünyada bulunuyor oluşudur. Üst yapı ise insanın ruhudur. Ruhun yapısı… İnsanın insanlığının evi…
Ruhun yapısı kredi kartlarından oluşabilir mi Ya da son model arabadan Villa gibi bir ev Yeşil yeşil banknotlar Her yere en az sekiz korumayla gitmek Bir telefonun bir milyon insanı etkiliyor olması Âli makamda ayakları uzatarak emirler yağdırmak
Peki bunları beğenmediniz mi
O zaman şuna ne dersiniz…
Adamın kredi kartı yoktur. Alamadığından değil; tek sebebi faiz olduğu için. Yoksa her çalışana kredi kartı veriyor bankalar. Hatta bankalar arayıp arayıp adamı adeta canından bezdiriyorlar ama adam direniyor. Direnmekten öte arayan bankanın görevlisine beni bir daha ararsanız sizi mahkemeye vereceğim beni rahatsız ettiğiniz için bile diyor. Adamın son model arabası yoktur. Son modeli bırakalım araba alacak durumda değil. Yeşil yeşil banknotları haberlerde görmüştür sadece. Onlar da yeşil değil sarı gibi. Koruması mı; canından başka nesi var ki koruması olsun. Bir telefonla milyonları değil, binleri değil, yüzleri değil, onları değil, birleri değil (matematik gibi mübarek) en sevdiği dostunu bile etkileyemiyor. Dostları mı, görünüşte var ama gerçekte yoktur. Âli makamda değil amele makamında. Belki bir inşaatta ameledir, belki bir fabrikada, belki bir büroda, hatta bir şirkette halk deyişiyle masa başı işindedir. Ameledir. İki bin liradan fazla maaş alsa da asgari ücretle çalışsa da amaledir. Zaten iş adamlarını saymazsak devlet memurları haricinde yani devletin kuyruğundan tutmuşlar haricinde kim amele değildir ki.
Ruhtan mı bahsediyorduk!
İnsanın ruhu olması örneğin bir ev parası etmiyor. İnsanın dürüst olmasının herhangi bir itibarı yok günümüzde. İnsanın mert olması başına dert açmaktan başka bir işe yaramıyor. Bir düşünceye sahip olanlar bir düşünceye sahip olduğuyla kalıyorlar. Hayatta en geçerli şey popülarite. Gerçek düşünen insan yerine düşünüyor pozunda olan sanalları geçiyor. Ucunda para olmayan herhangi bir ideoloji kalmadı dünyada. Herhangi bir protesto eylemine katılanların hepsinin maddi durumu iyi. Hafta içinde yani mesai saatinde eylem yapılıyor çalışan insan nasıl gidip eyleme katılacak Eyleme katılanların hiçbirinin çalışmaya ihtiyacı yok. Çünkü bir yerlerden para geliyor. Din adına yapılan eylemler de böyle, eğitim adına yapılanlar da, diğerleri de yani hepsi...
Adamın protesto eylemlerine katılacak vakti yoktur. Hem vakti hem de nakdi yoktur. Ama hayali vardır. Eylemlere katılma hayali değil bu. Hayatın diğer alanlarına dairdir. Bol bol hayali vardır. Zaten hayal dediğimiz şey bir şeyin gerçeği olmadığı zaman bol bol gelir insanın yanına, yöresine. Düşünsenize, insan, gerçeği varken niye hayalini kursun. Hayal, bir şey olmadığı zaman diyelim o bir şeyin olması için insanın kendi kendine film çevirmesidir. Düşünsenize yönetmen de sizsiniz, senarist de, aktör de. Kimse yok sizden başka. İşinize de kimse müdahale etmiyor. Karışanınız edeniniz yok. Oh çok rahat bir iş. Masrafı da yok hayal kurmanın. Biraz zamanınız gider ama olsun. Zaten zamanınız gitmese bile bir işinize yaramıyor ki. Varsın hayal kurmaya gitsin zaman. Boş boş oturmaktansa hayal kuralım daha iyi. Yoksa fazla mı kaptırdık hayale kendimizi. Çıkalım o zaman.
Hayatın üst yapısı diyorduk değil mi!
İnsanın ruhu olması acıdan başka bir işe yaramıyor. Acılar insanı olgunlaştırır derler. Diyelim olgunlaştın ne olacak! Bir evin mi mesela! Hayır!
Adam diyelim iki bin lira maaş alıyor. Nasıl ev alacak Faizsiz bir şekilde nasıl ev alacak Bankadan para çekmeden nasıl ev alacak Hiç kimse, hiçbir kurum faizsiz para vermiyor. Adam aldığı maaşından ayırsın para biriktirsin alsın. Bu teklif güzel! Peki, uygulanabilir mi Kesinlikle uygulanamaz. Nasıl mı Maaşı iki bin lira olan adamımız bin lirasını kenara koysa yılda on iki bin lira eder. On yılda yüz yirmi bin lira. Ama on yıl sonra yüz yirmi bin liraya ev kalmaz hiçbir yerde. Bu hesapla üç yüz yıl sonra ev alabilir! Şimdiden hayırlı olsun üç yüz yıl sonraya!
Diyor ki eskiden normal bir maaşı olan bir yılda ev alıyordu şimdi ise tavuk kümesi bile alamaz. Haksız mı Değil!
İnsanın ruhu olmasının ev almasına etkisi mi Sıfır! Çarpanı da yok! O zaman ya her şey mubah ya da şu ağrıyan dişi (hayatı) söküp atmak lazım! Yüzde doksan dokuzu dindar (aynı dine inanıyor) bir ülkenin yüzde doksan dokuzu faizle ev alıyor yani her şey mubah diyor toplumun çoğunluğu. Ağrıyan dişi söküp atmak mı, faiz mi
Sizce hangisi