Bugünkü yazıda üzerimdeki bir hakkı teslim etmek, hayatını davası için adamış bir Anadolu yiğidini size tanıtmak istiyorum. Adı; Sinan AKILOTU, Elâzığlı bir dava adamı. Mesleği coğrafya öğretmeni. Çocukluğundan itibaren Millî Görüş davasına gönül vermiş ve MGV ve AGD teşkilatları bünyesinde teşkilat çalışmalarına omuz veren bir gönül adamı. Ben İzmir’de tanıdım. Birlikte AGD İzmir il yönetiminde görev yaptık. Ümmetin dertleri ile dertlenen, gençlerin milli ve manevi değerlerine bağlı, donanımlı bir şekilde yetişmesi için mücadele eden bir mücadele adamı olarak tanıdım. Teşkilattaki gençlerin her derdine koşan abisiydi. Ameliyat olmak üzere acil olarak hastaneye yatırıldığım gün teşkilatın diğer abisi Mesut DAĞ ile birlikte yarım saat içerisinde yanıma gelmiş ve ameliyata yalnız girmeme müsaade etmemişti. Ameliyattan çıktığımda da başucumda yine teşkilatın iki abisi vardı. Her konuda nazımızın geçtiği büyüklerimizlerdi. İzmir’de eğitim başkanlığı yaptığım dönemde eğitimci olarak AGD evleri ve yurtları arasında her hafta mekik dokutarak gençlerin yetiştirilmesi için gece gündüz demeden koşturmuş ama bir kez bile mazeret bulduğuna, hayır dediğine şahit olmamıştık. Ben İzmir’den ayrıldım, bir süre sonra da Sinan abimiz memleketi Elâzığ’a döndü. Memleketinde de AGD bünyesinde bugüne kadar mücadele etmeye devem etti.
Ümmetin derdi onun derdi, ümmetin hali onun haliydi. Gazze’deki İsrail soykırımı başladığından beri soykırıma tepki vermek, ülkeyi yönetenleri harekete geçirmek için verilen mücadelede en ön saflarda oldu. Dedim ya ümmetin derdi onun derdi diye. Her konuşmamızda Gazze’yi dert ediniyordu. Kendi üslubuyla sesi titreyerek “Gardaş delireceğim artık. Kardeşlerimiz orda en büyük zulümlere maruz kalıyor, biz burada sadece izliyoruz. Biz Allah’a nasıl hesap vereceğiz?” diyordu. Gazze için sadece yakınmakla kalmadı. 2025 yılı Haziran ayında Tunus ve Cezayir’den hareket eden Gazze için Vicdan Konvoyu’na katıldı. Mısır’a gitti ve Refah Sınır Kapısı’ndan geçmek için günlerce orada bekleyen, küresel anlamda ses getiren eylemler yapan topluluğun içerisinde bulundu. Gazze yanarken evinde oturmak, rahat içerisinde olmak ona ar geliyordu. Gazze’ye yönelik ablukayı kırmak adına organize edilen Küresel Sumud Filosu’nun bir parçası olarak Millî Görüş teşkilatları tarafından organize edilen “Necmettin Erbakan Özgürlük Filosu” çalışmalarına katıldı. Filoya katılmak için Tunus’a gitti. Günlerce Sumud Filosu ile kalkan gemilere girmek için mücadele etti ve eğitim aldı. Türkiye’den katılan katılımcıların sayısı büyük oranda düşürülmesine rağmen sonunda Allah nasip etti ve Tunus’tan ilk kalkan gemilerden birisi ile Gazze’ye doğru yola koyuldu. Sinan abi şu anda günlük olarak çektiği videolarla “Gazze Ablukasını Kırma Platformu” ve “Gazze Mektebi” takipçileri için bilgilendirme yapmaya devam ediyor. Sumud Filosu ilerliyor ve Millî Görüş gençliğinin yerinde duramayan, yüreğinin yangını ile koşmakla, mazlumlar için elinden ne gelirse onu yapmakla bir ömür süren Sinan abisi tam olarak olmak istediği yerde, yapmak istediği gibi mazlumlara umut vermek için yola çıkan bir organizasyonun içinde…
Sinan abi, aşkından, heyecanından, azminden çok şey öğrendik ve öğrenmeye devam ediyoruz. Yolunuz açık olsun. Allah (C.C.) sizi amacınıza ve umduğunuza ulaştırsın. Allah (C.C.) akıbetini ve akıbetimizi hayretsin. Selam ve dua ile…