AB, “ticaret anlaşması” adı altında ABD’ye diz çöktü! Trump eli boş gelmedi, milyarları aldı.

Avrupa müzakere yaptı, Trump kazandı. Sözde Avrupa Birliği adına yürütülen görüşmelerin faturasını yine Almanya ödedi. Gümrük anlaşması değil, açık teslimiyet: ABD sıfır vergiyle kazandı, Almanya %15 vergiyle kaybetti.

Brüksel’de imzalanan yeni ticaret mutabakatı, Avrupa Birliği’nin ABD karşısında bir pazarlık değil, doğrudan bir teslimiyet belgesi imzaladığını ortaya koydu. Anlaşmaya göre Avrupa, Amerikan pazarına erişebilmek için %15 gümrük vergisi ödeyecek. ABD ise Avrupa’ya mal satarken tek kuruş ödemeyecek.

Masada biri verirken, diğeri sadece aldı. Bu bir anlaşma değil, doğrudan bir tahakkümdür.

Ve açık konuşalım: AB dolayısıyla Almanya da bu gümrük müzakerelerini kaybetti.

Donald Trump kazandı.

Bu kadar basit.

Zayıflığın Adı: Avrupa

Tek teselli şu olabilir: Daha da kötü olabilirdi. Ama bu çok zayıf bir teselli.

Acı gerçek şudur: Daha iyi bir anlaşma için Avrupa, basitçe çok zayıftı.

Ve bu zayıflık bir tesadüf değil; Almanya’nın ve Avrupa liderliğinin kendi eliyle büyüttüğü bir zaaf.

Almanya, Rus tehdidine rağmen savunmasını on yıllarca ABD’nin askeri şemsiyesine teslim etti.

İçten yanmalı motorları gönüllü olarak şeytan ilan etti, otomotiv sanayisini hayatta kalma savaşına sürükledi.

Ekonomiyi bürokratik düzenlemelere boğdu, dünyanın geri kalanının da aynı yolu izleyeceğini zannetti. Oysa onlar çoktan başka bir lige geçmişti.

Almanya ise hâlâ yerinde sayıyor.

Sonuç mu?

Brüksel, Berlin, Paris ve diğerleri, Avrupa’yı içeriden zayıflattı.

Ve bu zayıflık, Trump’ın şantajına açık hâle gelinmesine zemin hazırladı.

Masada Eşitlik Yoktu

Trump’ın görüşme sırasında elinde tuttuğu not kağıdında şu cümle yazılıydı:“AB’ye baskıyı sürdür, milyarları kopar.”

İşte bu ifade, tüm süreci özetliyor. Diplomasi değil, dikte vardı. Ortaklık değil, üstünlük vardı.

Ve Avrupa’nın buna karşı koyacak gücü yoktu. Çünkü o gücü, yıllardır kendi elleriyle tüketti.

Bedel: Milyarlarca Euro

Trump’a ödenecek milyarlarca euroluk gümrük vergisi, yalnızca bu “anlaşmanın” maliyeti değil; aynı zamanda Avrupa’nın yıllara yayılan yanlış politikalarının ağır faturasıdır.

Savunmada bağımlılığın,sanayide kendi bacağını kesmenin,bürokrasiyle rekabet gücünü felç etmenin bedelidir bu.

Alman kamuoyunda da bu anlaşmanın Trump’ın lehine sonuçlandığı yönündeki görüşler ağırlık kazanmış durumda.

Bugün Trump’ı suçlamak kolay.

Ama asıl özeleştiriyi Brüksel yapmalı, Berlin yapmalı, Paris yapmalı.

Çünkü ABD’nin baskısından daha yıkıcı olan, Avrupa’nın kendi kendini tüketen siyasetidir.