Bir Millî Görüş çınarı Hakk a yürüdü
Millî Görüş davasının Denizli deki çınarı ve ilk Hâkimlerinden Mustafa Nuri Yılmazçoban 2014 yılının ilk gününde Hakk a yürüdü. Mustafa Ağabey, Millî Görüş hareketinin ilk yıllarından beri çalışmalardan hiç kopmadı. Muazzam bir dava sadakati gösterdi. Hiçbir makam ve mevkide gözü olmadı; maddî sıkıntı ve diğer engeller onu davasından döndüremedi. Vefakârlığın ideal bir örneği oldu.
Denizli nin Tavas ilçesinde seçkin bir aile içinde yetişti. İlk ve ortaöğreniminden sonra Hukuk Fakültesi ne girdi. Şirvan, Gürün, Kızıltepe, Elbistan gibi yerlerde Hâkimlik görevinde bulundu. MSP döneminde 1973 seçimleri için Denizli milletvekili adayı olarak davet edildiğinde hiç düşünmeden koşup geldi. Canla başla çalıştı.
Seçim sonrası bir daha Hâkimliğe dönemedi. Serbest Avukatlığa başladı. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Keçiören ve Konya Belediyelerinde Hukuk Müşâviri olarak görev yaptı.
Ne zaman Millî Görüş hizmetinde bir görev verilse, her şeyi bir tarafa bırakıyor, hizmete koşuyordu. Onun para ve mevkie itibar etmeyen özelliğini, Karatay Üniversitesi nde Öğretim Görevlisi olan oğlu Yrd. Doç. Dr. A. Muhsin Yılmazçoban şöyle anlatır: Paraya alayla ve tepeden bakardı. Madde onu etkileyemedi. Eline geçen para elini kirletmeden geri çıkmalıydı. O parayı, ailesi, akrabası, dava kardeşleri, ihtiyaç sahipleri için harcardı. Yoldan geçen ihtiyaç sahibi tanımadığı birisine parasının tamamını verdiği olurdu. Onun, insan ve Müslüman olması yeterliydi. Paraya boyun eğmedi, hep mâneviyatı önceledi.
O, gençlerin Mustafa Ağabeyi idi. Sade, mütevâzi, saf, temiz, riyâsız ve samimi bir hayat yaşadı. Ömrünün son 8 senesinde Alzheimer ve Prostat hastalıklarıyla mücadele etti. Hiç şikâyetçi olmadı. Hep tebessüm etti. Hatta elde ettiği tek dünyalık evinin adı da Tebessüm Apt. adını taşıyordu.
SADIK BİR DAVA ADAMI
Hayatında bir tek lidere tebessümle bakmış, onun yürüttüğü Millî Görüş davasını ciddiye almıştı. O lider, Erbakan Hoca dan başkası değildi. O, Erbakan Hoca nın Hâkim Bey iydi. Oğlu Yrd. Doç. Dr. A. Muhsin Yılmazçoban, Ne zaman Erbakan Hocam ı görsem, Oooo! Hoş geldiniz! Hâkim Beyler nasıllar diyerek hal hatır ederdi diyor.
Millî Görüş ün 2. partisi olan MSP, 1973 te ilk defa genel seçimlere giriyordu. Mustafa N. Yılmazçoban o zaman Elbistan da Hâkim di. Erbakan Hoca, Denizli de kendisine görev düştüğünü söyleyince istifa edip davası için çalışmaya koştu.
1973 seçimleri öncesi, Denizli de MSP nin aday adayları elit görüntüsü ile halkın teveccühünü kazandı. İçlerinde Hâkim, Yüksek İslâm Enstitüsü Müdürü, Emekli Vali gibi toplumun gözdesi mesleklerden insanlar vardı. Bu manzara muazzam bir heyecan oluşturdu. Gençlik MSP ye akın etti. Benim beldemde 30 kadar liseli ve üniversiteli genç MSP li oldu. Siyasî gözlemciler, Denizli de 2-3 milletvekilini MSP alır, yorumunu yapıyorlardı. O dönemde Denizli de Millî Görüş adına en yüksek heyecan dalgası oluştu.
Fakat tılsım çabuk bozuldu. YSK nın aday listelerini ilân etmesiyle, listedeki sırasını beğenmeyen bir kardeşimiz istifa ederek Denizli yi terk etti. Bir daha o hava yakalanamadı. Mustafa N. Yılmazçoban 1. sıra adayıydı, fakat seçilemedi.
Zaman zaman insanlar, seçim öncesi yaşananlarla ilgili Mustafa Ağabey ve davaya haksızlık yapıldığını söyleseler de, Mustafa Ağabey in ağzından bir tek olumsuz cümle çıkmadı. Tekrar Hâkimliğe dönememesi konusunda bir tek şikâyette bulunduğunu duyan olmadı. O, davası için görevini yapmış, Allah ın takdirine razı olmuştu.
Yaşanan sıkıntılar, atlatılan badireler, çetin imtihanlar onu davasından döndüremedi. Hep davasına ve liderine sadık kaldı. Erbakan Hoca daki dava aşk, azim ve mücadeleyi örnek aldı. Nezaket ve kibarlığı ile örnek oldu. Onurlu bir duruş ortaya koydu.
İDEAL BİR İNSAN
Mustafa N. Yılmazçoban halim selim bir insandı. Hep güler yüzlüydü. İnsan ilişkileri sağlamdı. İslâmî grupların hepsiyle arası iyiydi. Hepsiyle dostlukları vardı. Çünkü Mustafa Ağabey le iyi olmayan kimseyle iyi olamazdı.
Dostluklarını daha çok selâmla kurardı. Oğlu A. Muhsin, onun bu yönünü şöyle anlatır: Onu en heyecanlandıran şey selâm alıp vermekti. Bir toplumda bir selâm verilmişse, o selâmı herkesten önce alırdı. Selâmla heyecanlanır, selâmla yaşardı. Selâm verildiği zaman gözleri sevinç ve coşkuyla canlanır, çehresine geniş bir tebessüm yayılır, yüksek bir ses tonuyla Ve aleyküm Selâââm derdi.
Mustafa Ağabey, örnek bir aile reisiydi. Eşi ve çocuklarına karşı şefkat ve merhametliydi. Onlarla tek tek ilgilenir, gönüllerini alır, onları hoşnut ederdi. Akrabaları ile de ilişkileri iyiydi.
Hanımı Fatma Abla da ideal bir eşti. Mustafa Ağabey ile birlikte Millî Görüş çalışmalarına katıldı ve çeşitli görevler aldı. Mustafa Ağabey in hastalığı öncesi RP Denizli Kadın Kolları Başkanlığı görevini başarıyla yürütmüştü. Yılmazçoban ailesinin bir aile dostu olarak yakından gördüm ki, her ikisi de hastalık sebebiyle âcizlenmediler, hep tevekkül halinde oldular, takdire rıza gösterdiler.
Fatma Abla, dost ve akraba ziyaretlerine, düğün ve toplantılara giderken Mustafa Ağabey in şoförlüğünü yaptı. Vefakâr bir eş oldu.
Evet, Millî Görüş ün Denizli deki çınarlarından Mustafa N. Yılmazçoban 79 yaşında Hakk a yürüdü, ama dost ve dava arkadaşlarının gönlünde taht kurdu. Dürüst, tertemiz, güzel bir hayat yaşadı. Kimseye kötülüğü olmadı, hep hayırlı işlerle anıldı. Her canlı gibi, o da dünya hayatına vedâ etti, âhiret yurduna göçtü.
Yârabbi! Biz Mustafa Ağabey den razıyız, Sen de razı ol! Ailesi, dost ve sevenlerine sabr-ı cemil diliyorum.
ŞAKİR TARIM