BİR ŞİİR ATEŞLE

Şiirin orta yerindeyken, bazen yorulurken, bazen heyecanlanırken, içimiz yangın yeriyken gelir ve kavgamıza müdahil olur şair.

“ve inançlarımı boyadığım şehrin duvarlarından bir gök gürültüsü gibi titreyip göğsümü kavgalara veriyordum /omzuma aldığım yük yığınların kurtuluşuydu. /işte bu yüzden umutlarımı yuvasına sürülmüş bir mermi gibi yorulmadan, bıkmadan içimde taşıyordum.” Şair gelir, umut eker, muştu getirir bütün kalbiyle. Bizleri tebessüm provalarına dahil eder.

BEYAZ HABERLER VER!

Cahit Zarifoğlu’nun, “Beyaz haberlerim var kardeşlerim” diye yükselttiği sesi, kendi çağına taşımayı vazife edinmişti Asım ağabey. Onun bu güzel çabasını zaman zaman hatırlatıyoruz. Bu kıymetli çabayı daha sık bu mevziden duyurmaya çalışacağız. İşte derlediğimiz beyaz haberlerden:

Ömer Faruk Dönmez, İstanbul ve Ankara söyleşileri ile okurları ile buluşmaya devam ediyor. Program duyurularını görünce Ömer Faruk Dönmez’in ‘‘Tesbihimi de çekerim, kılıcı mı da!’’ cümlesi yeniden zihnimde şahlanıyor. Yine aynı şekilde uzun bir aradan sonra Bülent Akyürek, “satılık adam” romanıyla geri döndü. Uzun soluklu fasılalardan sonra yeniden kıymetli isimleri görmek bizleri ziyadesiyle heyecanlandırıyor.

Aksa Tufanı’nın yıl dönümü vesilesi ile bütün okullarımızda Gazze gündeme geldi. Sınıflar süslendi, kermesler yapıldı, konferanslar düzenlendi. O günkü coşkuyu okullarda hissetmek vicdanı olan insanlar için ne kadar manidar, ne kadar mühim. Vesile olanlara bu vesile ile teşekkürü bir borç biliyoruz.

Taha Kılınç’ın Kayıp Coğrafya’nın İzinde: ‘‘Doğu Türkistan Seyahatnamesi” taze çıktı. Birilerinin hâlâ Doğu Türkistan diye bir derdi var. Ümitvar olmayalım da ne yapalım? Üstelik sıcağı sıcağına ilk baskısı tükendi. Bir başka yeni çıkanlar rafında büyük usta Mustafa Kutlu yeni bir hikâye kitabı ile bizleri heyecanlandırıyor. Ezanı Beklerken kitabını heybemize ekliyoruz, yollarını gözlüyoruz.

Müzik ve Sinema Derneği’nin (MÜSİDER) kıymetli çabalarını heyecanla takip ediyoruz. ‘‘Gazze Sana Geliyoruz’’ eseri ve Mustafa İspir’in Rotamız Gazze eserleri Graf Müzik etiketi ile yüreğimizden tutuyor. Güzel insanların güzel nidâsı "Artık eski ezgiler yok azizim? " klişesini yerle yeksan etti. Söz Graf Müzik’ten açılmışken Fatih Koçyiğit’in seslendirdiği ‘‘Yüreğinle Yürü Dostum’’ ezgisini unutmayalım: ‘‘Kılıcını koy kınına /Yüreğinle yürü dostum /Şu dünyanın her yanına/ Yüreğinle yürü dostum.’’

Muhit derginin ekim sayısı, bizi bir suali cevaplamaya davet ediyor: Yolculuk nereye? Fotoğraflar her sayıda olduğu gibi bu sayıda da titizlikle seçilmiş. Eylül sayısında yeniden topluca ayağa kalkmaktan, ahdimizden, ümmet olmanın bilincinden, adil bir düzenin kurulduğu bir dünyadan bahseden Müslim Coşkun, ekim sayısında kalbin yolculuğundan bahsediyor. İki yazı birbirini ne güzel tamamlıyor. Yüreğimiz ferahlıyor. Genç İstikbal dergisinin ekim sayısının kapağı direnişi muştuluyor: Zafer güçlendikten sonra gelmez ancak mücadele edenler güçlenir ve zafere ulaşır!

TARİHİNE SAHİP ÇIK!

Mahir İz Hoca, Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’in tabutunu omuzladıktan sonra büyük bir teessürle döndüğü evinde şu mısralar dökülür kâğıda:

‘‘Ey her sesi bir vecd-i hamiyyetle gurubun

Fikret uğruna, hak uğruna, nûr uğruna kurbân!’’