Çok siyaset konuştuk.
Ağaca bakarken ormanı unuttuk.
Ormana bakarken aslında bir ormanı orman yapan şeyin ağaçlar topluluğu olduğunu gözden kaçırdık.
Siyaset ayrıştırdı, aramıza etten duvarlar ördü. Müşterek taraflarımızı ancak büyük afetlerden ve belalardan sonra hatırladık. Siyasi dil önce düşünceleri birbirine karşıt olanları ayrıştırdı, sonra düşünce ve inanç birlikteliği olanları birbirine düşürdü. ‘Müslümanlar kardeştir’ ilahi düsturunun bugün pratikteki karşılığı ‘uzaktaki Müslümanlar kardeştir’e doğru evrilir hale gelmiştir.
Yakındaki Müslüman, rakiptir, ortak ve hissedardır. Yakındaki Müslüman ihmal edilmeye en müsait olan uzaktan akraba gibidir. Şöyle çevrenize bakın, yanı başındaki Müslüman kardeşi ile ilgilenen kaç kişi var Allah aşkına! İlle de uzak coğrafyaların mazlum Müslümanları.
Yanlış anlaşılmasın, uzak coğrafyaların mazlum Müslümanlarıyla ilgilenilmesin demiyorum elbette. Buradaki sorun uzaktaki Müslüman kardeşliğinin bol bol edebiyatının yapılmış olmasıdır. Aynı zamanda içerisinde bir kurnazlığı da barındırmıyor değil bu uzaktakine ilgi.
Somali’dekine, Nijer’dekine, Etiopya’dakine, Elitre’deMoro’dakine kardeşlik duyarlığını seslendiren kişi pek tabidir ki mahallesinde ve sokağında mağdur ve mazlum Müslüman kardeşine karşı sorumluluğunu fazlasıyla yerine getirmiştir. Dinin dünyevileştiği her toplum bu akıbeti er ya da geç yaşar. Bir şeylerden geçmek üzere hedefe yürüyenler, bir yerlere gelmek üzere mesafe kat ediyorlar bugün. Cemaatsel ayrışmaların özü ne yazık ki paylaşım kavgasıdır.
Benzerler arasındaki anlaşmazlığa mistik bir temel aramaya çalışanlar boşuna yoruluyorlar. Cümle âlem bunun da asli sebebinin kervan yağmasından daha fazla pay almak olduğunu biliyor. Siyaset madde ile aramızdaki engelleri ortadan kaldırma sanatıdır. Kendine yaklaşana vaat edilmiş toprakları gösterir. Arkasında maddi bir vaat olmayan hiçbir siyasi oluşum yoktur. Düzeltiyorum: Siyaseti Allah’la aramızdaki barikatları ortadan kaldırmak olarak anlayanların dışında her iddia sahibi bu vaatlerin cazibesine tav olur. Eğer bugün yüksek sesle İslamcılık karşıtı vurgulu mesajlar veriliyorsa bu da tesadüf değildir. İktidarın nimetlerini daha fazla elde edebilmek için iştah kapatan ne varsa önünde dikiliyor bugünün neoliberal muhafazakâr kafaları.
Dünyayı yerden yere vuranları Allah büyük bir imtihandan geçirip iddiasından vuruyor. Gelinen nokta “meğer dünya ne güzelmiş” noktasıdır. Meğer birçoğumuz karşı olduklarına sahip oluncaya kadar karşıymış.
Bazılarımızın günahtan belli bir süre uzak durmaları, günah işleme imkânlarından mahrum olmalarıymış meğer. Kardeşlik duygularının çokça dile getirilmesi kardeş bildiklerimizin bize rakip olamayacak denli uzakta bulunmalarıymış.
Bu tür kişiler için İsrail’le ilişkilerimizin iyiye gitmesi Müslümanlar arası kardeşlik köprüsü kurmaktan daha önemlidir.
Müslüman camianın sosyolojisi değişmiştir.
Psikolojisi gelgitler yaşamaktadır.
Kimyası bozulmuştur.
Coğrafyası ayaklarının altından kaymak üzeredir.
Tarihi neredeyse nisyana terk edilmiştir. Geleceği gelecek mehdiye ayarlıdır.
Bekleyelim görelim demiyorum, beklemeden görelim.