Bürokratlarıyla ve savunmalarıyla beceriksizliklerini, bir işi tam yapamama özelliklerini, her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırma kabiliyetlerini saklamaya çalışması boşunadır AKPnin.

Akıbeti ANAPgibi olmaktır.

CHP gelir ha, korkusunun ezikleştirmesi yok artık yüreklerde.

Başka alternatiflerin olduğunu biliyor bu ülkenin insanları... Saadet Partisinin tıpkı ağaçlar gibi sessiz çiçeğe durduklarını görüyor, meyvenin onda olduğunu seziyor. Gürültüsüz, patırtısız..

CHP ile koalisyon kurarız hesabıyla geçtiğimiz yasama dönemini CHPye yakın durmakla geçiren bir MHP varlığı, AKPnin avantajı olsa da, seçim şirketlerinin aldıkları paraya göre yaptıkları hiçbir anket tutmayacaktır; Saadet Partisini saklamaya çalışmalarından dolayı.

Saadet Partisini bu ülkenin insanları önemsiyor. Ve artık yetinmiyorlar, içinden çıkanların yaptıkları ucundan ve eğreti tutulmuş icraatlarıyla.

İçinden çıkanların değil, kendisinin iktidar zamanıdır artık, diyorlar.

Bu gerçek, bu ülkenin gerçeğidir.

Gençlik, onlardan çok çok temizdir

"Şİfre" iddiacılarıyla niçin güçlü ortaklık kuruyor CHP

Seçimler yaklaşırken, para dağıtmaktan öte malzeme bulamadığı için mi

Sebep, sadece bu olamaz!

CHPli olmanın genlerine de inmek gerek.

Artık hatırı sayılır ölçülerde bir gençliğin peşlerinden gelmediğini bildikleri için onları suçlayabilecekleri bir yere çekmeye çalışıyorlar.

Neresidir orası

"Şifre alarak kazandınız" alanı...

AKPyi 1,7 milyon gencin geleceğini karartmakla suçlayan CHPnin oyununa gelmemeli bu ülkenin gençliği...

Bizzat CHP de 1,7 milyon gençliğin geleceğini karartmak peşinde. Nasılını söyledik: Onları şifre çalıp, kazanmakla      suçlayarak...

Fakat yanılıyorlar. Gençliğin malzeme olarak görülmesini ve kullanılmasını sağlayan AKP ve gençliği iftirasına/ihtirasına               alet etmek isteyenlerin oyununu görmeyen CHP yanılıyorlar.

Hiçbir yalan ve hırsızlıkla ilgisi olmayan; bilgisinin ve bileğinin hakkının peşinde olan gençlik, bu oyunu bozacaktır.

AKPnin ve CHPnin üstünü çizerek...

12 Haziran uzak değil.

Kazanandan yana

CHPye oy kazandırma gayretindeki bir çalışma grubunun ortaya attığı "ÖSYM şifre iddiası" tartışmalarına "Ben tatmin oldum", açıklamasıyla katılmasına, doğrusu şaşırmıştım Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün.

Değişimci olmasına rağmen bu kadar değişmiş olamaz, demiştim kendi kendime.

Haklı olduğum çıktı sonra.

"Tatmin oldum ama nihai kararı savcılar verecek, esas ondan sonra tatmin olacağım."

Evet, sonraki beyanatı böyle SayınGülün. Benim beklediğim de bu.

Hemen tatmin olmaz, kimin kazanacağını görmeden, nerde durduğunu ve ne yaptığını hiç söylemez Sayın Gül.

Kazanan neresi ise ve neredeyse, Sayın Gül oradadır çünkü.

ESKİ ÇAMLAR

ANAPtan arta kalanlar CHP ve AKPden adaylık yarışına girmişler. Yemek masrafından da kaçınmıyorlarmış.

Nerden mi anladık

Kartel köşecilerinin her gün bir ya da birkaç ANAP eskisini övmeye çalışmalarından.

BİR KANDIRMA YÖNTEMİ

Yeşilçam filmlerinin renklendiği günlerdi. Filmin birkaç sahnesi ancak renklendirilmiştir ve o dahi seyirci sayısında belli bir artırma yapardı.

Bir Yeşilçam filmi afişi hatırlıyorum. Sinemadan çıkanların, tamamen renkli diye bizi kandırdılar, demeleri gülümsetmişti beni. Filmin afişinde kocaman harflerle yazılan "Tamamen Renkli" çerçevesine kanmıştı herkes. Dikkat etselerdi alttaki satırda çok küçük harflerle "Değildir" yazdığını görebilirlerdi.

Yeşilçam sokağının bir kurnazlığı olarak bildim yıllarca bu olayı. Yanılmışım... İlk üretimi, patenti CHPli basına aitmiş.

Ulus, CHPnin yayın organı bir gazete. Nasıl bir gazete olduğuna ve bugün kimlere atalık yaptığına bir bakın. Zira yaşadığımız bu günler, çok dikkatli olmamız gereken günlerdir.

Bir "ulus" haberi:

Bir Bucak Müdürü: Sen CHPlisin, diye sıhhi imdat (ambulans/cankurtaran) arabası getirmediği için bir çocuğun ölümüne sebep olmuş.

Ne feci, değil mi. O günlerde CHPliler de böyle diyorlardı: Ne feci!

Bucak Müdürü mü İktidarın adamıdır, yani DPli.

Haberin yalan olduğunu "Ulus"da biliyor. Nerden mi çıkarıyoruz bunu Bu haberin üstündeki küçük satırdan. Orada aynen şöyle yazıyor: "Eğer doğru ise!"

Gerçi bugün CHP basını yalan ve iftira haberlerinin üstüne "Eğer doğru ise!" ibaresini koyarak itiraflarını tescillendirmiyorlar.

Anlamak, dikkatli olmak okuyucuya/muhataba kalmış.

YAVRUM MESUT VE THE ŞAPGALI BABA

Şİfrelendİm de duruldum

- Alo! The şapgalı baba nerdesin yahu

-Buradayım yavrum Mesut. Binaenaleyh çok meşgulüm. Şifreleri fevkalade karıştırıyorum.

-Anlamadım the şapgalı baba. Herkes bir şifre çözmeye çalışırken sen ne işler karıştırıyorsun

-Şifre karıştırıyorum yavrum Mesut, şifre karıştırıyorum. Binaenaleyh çözdükçe dolaşmalı. Fevkalade yanarız sonra.

- Ne şifresi karıştırıyorsun, nerde karıştırıyorsun, nasıl karıştırıyorsun the şapgalı baba. Şifre karıştırmak ülke karıştırmak gibi bir şey mi yahu

- Öyle soru sormak benim üslubumdur yavrum Mesut. Binaenaleyh senin şifreni de bir karıştırırsam, tankları gördüğün yerde fevkalade işler gelebilir başına.

- Beni korkutuyorsun the şapgalı baba. Benim şifremi kim biliyor yahu.

- Korkacaksın yavrum Mesut korkacaksın. Binaenaleyh ben de korkuyorum. Şapgamı alıp gitmemin şifresini bir çözerlerse, kurtuluşumuz fevkalade zor olur.

- Ne yani Senin şapganda şifre mi var the şapgalı baba

-Şifre her yerde var yavrum Mesut Binaenaleyh tankları görmek de bir şifredir, nizamiyeden dönmek de..

-Ben şifresi çözülmüş yaşıyorum the şapgalı baba. Beni de karıştırsana yahu.

- Git Kemale karış, Kemalin işlerine karış. Binaenaleyh benim işim var yavrum Mesut 11 Eylülde akan kanların şifresini de fevkalade karıştırmalıyım.

-Ama o daha çok kaset işi filan biliyor yahu.

-Sen de öğren yavrum Mesut. Binaenaleyh şifresiz kanal mı olalım Şimendifer mi olalım. Gelen binsin, giden binsin. Fevkalade yazıktır, ayıptır, günahtır.

- Beni de yanına al the şapgalı baba. Yeniden şifrelenmek istiyorum yahu.

-Seni şifreleyen şifrelemiş yavrum Mesut. Binaenaleyh bana şifreni göyle, senin Kemalini söyleyeyim. Haydi yürü, git yavrum Mesut.

BU ÜSLUP ÜZER

Gençliğinde, Başbakan Adnan Menderesin yakasını tuttuğu ve "Hürriyet istiyoruz!" dediği söylentisinin yayılması ile ünlendirilen Baykal, sorulduğunda böyle bir olayı kabul etmemiş, hep hayır, demiştir.

Lakin bu efsanedir Baykala CHP içinde yer tutturan. Olayın aslı olmasa da...

CHP karşıtı basının rolü de az değildir hani. Başbakanlarının yakasının bir CHPli genç tarafından tutulduğuna hemen inanmışlar ve bir karşı cevapla kendi iç bozgunlarını önlemeye çalışmışlardır.

Menderes de demiş ki: Bir başbakanın yakasını tutabildiğine göre, daha ne hürriyeti istiyorsun

Nümayişçi (miting yapan) gençlerin arasındaki bir Menderes fotoğrafından üretilen bir yalan, bu ülkeye DP iktidarını kaybettirirken, sadece CHPli Baykalı kazandırmıştır.

Geçtiğimiz günlerde Başbakana "ulan"lı hitabıyla gündeme gelen Baykal, bizzat ve şahsen ispatladı, Menderese yaklaşacak bir seviyede olmadığını... Demek ki zatıalileri doğru söylüyorlarmış.

Gençlik günlerinde basının desteğinde sürdürülen terbiye amaçlı saygı kampanyalarından da haberdar olmadığını söylemek istemiyoruz ama...

Ey insanlık

ANAPlI Bedrettin Dalanın sonra kurduğu kamuflaj partisinde yardımcılık yaparak adını siyasi camiada da duyurmuş olan bir tiyatrocunun namaza karşıtlığını duymayan kalmadı. Aşağıdaki fıkrayı, adını aşağıya da olsa yazmayacağımızla ilgilendirmesin kimse.

Bir medya şöhretlendiricisi övgüye başlıyor:

-Fevkalade zeki, fevkalade kıymetli, istidatlı bir insan.. Gazetelere kendini haber yaptıracak kadar zeki bir insan.

-Allah, Allah, duymamıştım...

-Adını mı

-Hayır, insan olduğunu.

FAZLALIK YOK, EKSİKLİK SİZDE

İDOyu özelleştirme ihalesi ile ilgili bir açıklama yapmış İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş bey; TVlerin yemek programlarından arta kalan bir zamanda.

-Teklif edilen rakam, bizim beklentimizin üstünde.

Bu ne manaya gelir Sayın Başkan

Hesap-kitap bilgisi eksikliğinize mi

Beklentinizin küçüklüğüne mi

Değmesin Yağlı Boya

Necati Tuncer

e-mail:  [email protected]