Alarm, siren, ikaz ışığı… gibi kelimeler bize hep tehlike anında uyarıcılar olarak öğretilmiştir.
“Sağlığımızı korumak” denirken hastalıktan korkma akla geleceğini söyleyerek sağlıklı halin devamını sağlamaya yönelik çalışma yapılsa, olumsuz öğretimden olumluya geçmiş oluruz.
Eğitim konusunda çocuğumuzu yetiştirirken, “Okumazsan seni … veririm görürsün halini” demek yerine her gün öğrendiği faydalı bir bilginin tatlı kaşığıyla gibi tatlandırma yönüne gidilse daha etkili olur.
Kur’an-ı Kerim’de “Cennet adı, cehennem” adından daha fazladır.
Cennete giden yolları öğretirken cehennemden uzaklaştıracak ayetler de verilir ve bunlardan sakınmanın yolu cennete götüren ayetlere uymalı demeli.
Kur’an-ı Kerim’de beşir/müjdeleyici kelimesi, nezir/uyarıcı kelimesinin yedi katıdır.
Koruyucu hekimlik, tedavicilerden daha fazla olmalıdır.
Alarm sistemleri üzerine çok güzel araştırmalar yapılmış, yapılmaya da devam ediyor.
Bunu bize evimizin yanındaki yoldan geçen ambulansların, itfaiye arabalarının sirenleri haber veriyor.
Her sirende yapacağımız zikir vardır.
Ambulans geçerken “Allah şifa versin”, itfaiye arabası geçerken “Allah korusun” zikrinizi yapınız.
İlim adamları hâlâ insanın alarm sistemi üzerinde çalışmaya devam ediyor ama sistemleri hep tehlike ürettiğinden tehlikelere karşı hâlâ tehlikelerden koruma alarmları üretmeye de devam ediyor ve edecek de.
Asıl tehlike sistemin…
Yani senin tenin ve ruhunda Allah celle celalühün kurduğu alarm sisteminden bahsediyorum.
Uyurken bile gaz kokusu gelince hemen ayağa kalkabiliyorsunuz.
Yanık kokusu gelince hemen mutfağa koşuyorsunuz.
Hazreti Adem aleyhisselamda da bu özellikler vardı.
Yalnız insan da değil hayvanlarda da gördüğü şeylerin faydalı veya zararlı olduğunu hemen anlar ve ona göre otomatik olarak tavır alır.
Rabbimiz, Sevgili Peygamberimiz’i bize tanıtırken:
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا
“Ey Peygamber, biz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
وَدَاعِيًا إِلَى اللَّهِ بِإِذْنِهِ وَسِرَاجًا
Allah’ın izni ile Allah'a davetçi ve ışık saçan bir lamba olarak (gönderdik).
وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ بِأَنَّ لَهُمْ مِنَ اللَّهِ فَضْلًا كَبيرًا
İman edenlere Allah'tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.
وَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَالْمُنَافِقِينَ وَدَعْ أَذَاهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلًا )
Kâfirlere ve münafıklara itaat etme ve onların eziyetine aldırma. Allah’a güven, vekil olarak Allah yeter.” (Ahzab süresi ayet 33-8)
Kâfirlik bataklığında üreyen soyguncular, insan tacirleri, organ mafyası, hortumcular, önce villayı soyup sonra güvenlik teklifi getirenlerin bataklığı kurutulmadan kıyamete kadar bu kâfirlik mikrobunu üretmeye devam edecek.
(Yarın devam edecek)