187 milletvekilini 550 kişilik listesine hiç koymamış AKP. Savunmacı gazetelerden biri 20si zaten gönüllüydü diye sormuş. Yani listelerde olmayan 167 şanlı milletvekili gönülsüz demek. Ki aralarında Tayyip Erdoğanın kitabını yazan özel besililer dahi varmış.

Meraklı bir okuyucumuz, AKPnin listeye almadığı şanlı milletvekillerinin hali nicedir, diye bize sormuş.

Parti disiplinine acaip bağlı oldukları için hiç sesleri çıkmaz onların, basit cümlesiyle savunmacı gazetelerce tarif edilen bu kişiler hakkında biz de, tarihe not düşmek adına söylüyoruz:

Onlar askıya alındılar; resimde görüldükleri gibi.

Nasreddin Hocaya ne

Hoca Nasreddin evinden çıkmış, camiye doğru giderken, bir yandan da düşünmeden edemiyormuş: "Ne olacak bu ülkenin hali "

Yoldan geçen ve onu tanıyan biri ondört çarpı dört cipini hocanın bulunduğu kaldırıma sürerek bağırmış.

-Hocam, Hocam! Nasreddin Hocam!

Hoca Nasreddin dönmüş bakmış, ne var, der gibi..

- Nasreddin Hocam duydun mu Silivri cezaevinden üç kişi milletvekili seçilmiş.

Hoca Nasreddin la havle çekmiş içinden ve adama dönmüş:

-Bana ne!

Cipin içindeki adam hâlâ kendini önemsetmek peşinde. Biz bu ülkeyi böyle ciplerin içinde de düşünürüz, pozuyla sırıtır yine.

-Ama Hocam, mahkemeler tahliyelerini reddetmişler.

Hoca Nasreddin namaza geç kalacağına mı yansın, türedilerin kendi seviyelerinde gördüklerine mi.Cevabı net olur Hocanın.

-Sana ne!

Bu fakir bu sahneyi görünce sevinmez mi Sevindim, sizinle paylaşmak istedim. Hoca Nasreddin bu ülke insanlarına ders vermeye devam ediyor.

VE SONRA DURULTAY

CHPde Kurultay hazırlıkları başlamış.

Normaldir.

İktidar olamıyorlar, muhalefet yapamıyorlar;

Bari kurultayları eksik kalmasın. Hiç değilse birşey yapmış olurlar.

YAVRUM MESUT VE THE ŞAPGALI BABA

EY KEMAL, BABANDAN SENDROM AL!

-Yavrum Mesut, bu ne hal Binaenaleyh kronik hastalıklı görüntüsü yapışmış üstüne.

- Bana her şey yakışır the şapgalı baba. Sen kendine dikkat et. Ülkede sendrom salgını varmış yahu.

- Ne sendromu yavrum Mesut Binaenaleyh Viyana sendromumu Seni görenin fevkalade tokatlamak isteği coşarmış, kaynarmış, fışkırırmış içinde..

- Ben de senin nizamiyeden dönme sendromunu biliyorum the şapgalı baba.Sen Kemaline bak yahu.

- Ne olmşu Kemalime Binaenaleyh oyunu geçersiz mi saymışlar, kurultayla mı korkutmuşlar ..

- Senin Kemalin herkesi korkutuyor the şapgalı baba. Sendrom salgını oldu diyor yahu.

- Nerde olmuş, niçin olmuş, nasıl olmuş Binaenaleyh benim de mi sendromum var. Kendim için istemişsem namerdim.

- Adı Stocholm sendromu imiş the şapgalı baba.Sen oraya gittin mi yahu

- Gitmişsek, gitmişizdir. Binaenaleyh sendrom almaya mı gittik Ben bu sendromu fevkelade hatırlıyorum.

- Mazlumlar katillerine aşık olurmuş yahu. Öyle demiş senin Kemalin the şapgalı baba.

- Bana bakarak mı demiş, millete bakarak mı demiş Binaenaleyh yanlış demiş. Fevkalade yalnızlık çekiyorum yavrum Mesut.Güniz sokakta bile bir kişi yok. Bana aşık olduklarını söylemek yanlıştır, hatadır, günahtır.

- Sen niye kendine alındın the şapgalı baba.Sen hiç hesapta yoksun yahu.

- Niçin yokum yavrum Mesut Binaenaleyh başkalarının sendromuyla tarif edilmek fevkalade içimi yakıyor. Elin banka soyguncusuna mı kaldık Biz boşuna mı bir balansı ayarlatırken, bin balansı bozdurduk. Arabistana gitsinler diye boşuna mı söyledik yavrum Mesut Binaenaleyh bu ülkede dökülen gözyaşlarının, kanların piri kim, şeyhi kim, şahı kim, şapgalı babası kim Benim Kemalimin ABnin gözüne girmek için onların sendromundan yana olması fevkalade hatadır, yanlıştır, günahtır. Binaenaleyh ben bütün sendromlarımla burada oturuyorum yavrum Mesut.

TERCİH DOĞRU OLMALIDIR

AKPliler hergün konuşur, CHPliler, MHPliler hergün konuşur, BDPliler hergün iki kere konuşur,

Gazeteciler, dernekciler, cemaatciler, işadamları, sanayiciler dersen elleri işte, ağızları konuşmada..

Bu ülkede hergün herşey konuşulur: Kimin ne giyeceğine, kimin neyi, nasıl yiyeceğine, kimin neye karar vereceğine kadar...

Fakat krizsiz bir gün olmaz.

Yaşanan son krizin sloganı da şu: Diyalogla çözelim!

O kadar konuşan ve konuşmalar hâlâ bir diyalog geliştirmemişse, ya konuşanlar konuşmayacak ve konuşulan kelimeler değiştirilececek..

Yani Saadete gelmektir çare,

Geç olmadan, kapılar hâlâ açıkken..

SEMİRANIMA KABUL ETTİRME SENDROMU

Lİste dışı kalan 187nin yerine seçilen yeni AKP milletvekilleri çoluk, çocuk, kadın, kız toplanıp gelmişler Meclise.23 Nisan kutlaması havasında öpüşüp duruyorlar; sanki evleri ve parti binaları müsait değilmiş gibi. Biri onlara kendilerinden önce orada olan ve üstü çizilenlerin hallerinden bahsetse ve dese ki: "Semira bak, ben şunu da oldum" diyerek kendini kabul ettirmek isteyen ve bu ülkede oturmadık koltuk bırakmayan T.Özalı da gördü bu ülkenin insanları..

Üst tarafı bir resim ya alt tarafları

Bu ülkeye "New YorkKümes"ten yeni görevlendirilen bir gazeteci, selefine demişki:

Bu ülkede işsizlik büyük boyutlarda...

Nerden anladın diye sormuş, dönme hazırlığı yapan eski muhabir.

Nereden anladın

Çektiği resmi göstermiş, kümesten ilk çıkışı Türkiye olan taze...

- İşte bak! Bir AKPli seçim kazanmış. Onu taşıyan onlarca kişi...Bu taşımacılığı işleri, güçleri olmadığı için yapmıyorlar mı

Bir gülmüş, bir gülmüş gösterilen resme bakıp, kümese dönmeye çalışan kart..

Hey, demiş. Onlar bu ülkenin gazetecileridir. Yakında hepsiyle arkadaş olacaksın, sana içlerini dökecekler.. Şunun adı bu, bunun adı şu... Yani birlikte başarılarını kutluyorlar. Onları daha yakından tanıyınca hiç bir zaman işsiz olmadıklarını anlayacaksın...Ha, bir de yumurtaların neden hep cılk çıktığını.

New York kümesin tazesi şaşkın. Ben nereye geldim, der gibi bir daha bakarken çektiği resme, selefi kartlığını kullanarak, kendi çektiği bir kartı göstermiş ona.

İlk bakışta aynı gibi, değil mi

Evet demiş kümesin tazesi. Aynı yerden bakmışız gibi..

Hayır, demiş valizini kapatırken, Kümese dönen muhabir. Doğrusu benim çektiğim karededir. İşsizlik burda, yoksulluk burdadır. Sakın işsiz sandığın ve kutlama şenliğindeki gazetecilerin ordan bakma bu ülkeye. Yanılırsın!

Bu büyük öğüt karşısında ağzı ve gözleri iyice açılmış tazenin.

Peki ama, alt tarafı neden yok senin tesbit resminin

İyi soru demiş bu ülkede kartlaşan. Alt taraflarını herkese göstermez burda yaşayanlar. Ve sonra taşıyıcı kalabalığın resminin altına yaklaştırmış alt taraf görüntüsünü. İşsizlik ve yoksulluğun resmi böyle çekilir. Kümeste kalmak istiyorsan öğren bunları.

Kümesin tazesi şaşkın mı şaşkın. Lakin hemen toparlar kendini. İki karenin de ortak yanı taşıyıcı kutlamacıların rol yapıyor olması. Gazetecileri anlamak kolay. Bizim Kümese hayranlıklarından biliriz onları. Fakat senin çektiğin karedeki insanların üst tarafları neden öyle roldedir

Hafifece gülmüş yolcu kart, bu ülkeyi iyi tanıdım havasıyla. Seçtikleri, yani taşıyıp kutlama yapıyor göründükleri, onlara kötülük yapmasın, zulm etmesin diye... Bir koyup üç almaya gelmişse, hallerini kestirmek ırak değil. Bu ülkede yaşamayı kolay mı sandın Kurtarıcıları neden çok bu ülkenin, hemen öğrenmelisin. Sırp komşusuna "Türk olmak kolay değil" diyen Boşnakın anlatmak istediklerine, bu duyduklarını da kat. Yoksa Kümese ibiğin düşmüş, sırtın pişmiş olarak dönersin.

Kümesten yeni ayrılan taze ve bu ülkede kartlaşan yolcu son anlarında bunları konuşmuşlar.

Kasetten izlemedik efendim. Bizim kasete ihtiyacımız yok. Biz biliriz ve böyle diyorsak, böyledir.

TENCERE DİBİN KARA

Hükümet yanlısı gazetelerin, mahkemelerin red kararıyla ilgili manşetlerini sigaya çekiyor kartel kalemşorları. Ve kınıyorlar okudukları "Ergenekondan çıkış yok", "Yargı izin vermedi", "Yargı bozdu, Meclis düzeltsin" şeklinde atılmış başlıkları. Davul zurnalı kutlama bu, diyorlar.

Hükümet yanlısı başlık atanlara yol göstermek bize düşmez ama, onlar da yeni kınayıcıların geçmişte sürekli attıkları "Tekme gibi cevap", "Tokat gibi cevap", "Tanklar geçsin üstümüzden", "Sivil darbeciler nerde " şeklindeki demokratik başlıklarını seriverseler ya gözler önüne.. Yani bu ülkede buralarda (gazete başlıklarında) bir değişim yok. Kalem markalarını saymazsak..

HUKUK HER ZAMAN LAZIM

Hukukçular şimdi tartışıyorlar:

Hapistekilerin seçime girmelerini, seçilmelerini, YSK kararlarını, bundan sonra ne olacağını..

Tartışıyorlar da tartışıyorlar.

Neden mi

Geçmişte Erbakan ve partisine yapılanları/uygulamaları hiç tartışmadıkları için..

MADEM ÖYLE

Kaset olayları ile damgalanan MHPnin barajı geçmesini yorumlayanlar diyorlar ki:

Kasetler ters tepti, MHP barajı geçti.

Yani ne kadar çok kaset, o kadar çok helva mı

Beyler!

Bu ülkenin bir delikanlısı MHPnin barajı nasıl geçtiğini anında resimlemiştir.

Yani böyle!

Yanlış tercih

BAĞIMSIZ seçilen BDPliler Meclise girmemek tehdidini savurmuşlar.

Seçime gir, Meclise girme! Neden

Dağda yaşamak kolayınıza mı geliyor

Yoksa Meclis hukuku zorunuza mı gidiyor

Gitmemeyi başarmak

BDPlİlerİn Meclise girmeme, yemin etmeme kararlarını duyunca, insanın aklına ister istemez geçmiş geliyor. Meseleye / probleme hukuk içinde çözüm aranmayıp, başka hallerden medet umulan o zayıflık günleri... Demirelin şapkasını alıp gittiği günler geliyor insanın aklına.

Sonra nereye döndü

BDPliler de okumalı o günleri...