Ailede iletişimin sağlıklı ilerleyebilmesi için kendine
özgü bir üslup kazanması gerekir. Şöyle ki; her sistemin kendi içinde bir
işleyişi vardır. Bu işleyiş, mekanizmanın gidişatını belirler. Aile de bir
sistemdir ve kendi içinde ilerleyen, kendi içinde güncellenmesi gereken yanları
vardır.
Çevrenize baktığınızda mutlu evlilikler, iyi anlaşan
çiftler görüyorsanız, emin olabilirsiniz, bu ailelerin mutlaka ortak bir dili
vardır. Evde kendine has bir üslup gelişmiştir. Kâğıt üzerinde yazmayan,
birilerinin adını koymadığı; fakat yaşam içinde su gibi akıp giden tatlı bir
akışkanlıkla seyreden hoş hava vardır.
Hep yaptığım bir evlilik tanımı var; psikolojik açıdan
bakıldığında, evlilik, birbirini seven iki kişinin, birbirlerine olan
bağlılıklarını, bir törenle, yasal hale getirmesi demektir.
Demek ki, bir ilişkinin evlilik olması için nelere
ihtiyacımız var İlk olarak birbirini seven iki insana bu iki insanın
birbirine bağlı olmasına ve törenle yasal hale getirme işlemine Kadın ve
erkek evlenince, artık aynı evi paylaşan, hatta aynı hayatı paylaşan hayat
arkadaşlarına dönüyor.
Dil ise; iletişim in olmazsa olmazlarındandır ve
insanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya
işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, anlamına gelir. Tanımından yola çıkarak
bakacak olursak, sadece sesle ilgili olduğunu düşünmekten öteye geçerek, genel
bir tutumu, davranış bütününü, muhatapların birbirini anlayabilmesi ve
hissedebilmesi sürecini de kapsadığını fark etmemiz gerekir.
Ailede ve dolayısıyla evliliklerde sağlıklı ilişkinin
gelişmesi için önemli bir noktayı bilmekte yarar var sanırım. Ortak dil
üretebilmek.
Aile ilişkilerimizde ortak dil yakalayamıyorsak işler
zorlaşıyor; ama birbirimizin dilinden anlıyorsak cennetten bir köşeye dönen
günler yaşıyoruz ev halkımızla.
Birbirinin dilinden anlayan, evde ortak söylem
geliştirmiş ilişkilerde sorun az yaşanır. Kişiler birbirine duyguca uzaksa,
içsel olarak birbirlerini hissetmiyorlarsa, eşlerini ta yüreklerinin derininde
hissetmiyorlarsa evlilik kendi üslubunu üretememiş demektir.
Evlilikte, ilişkinin daha sağlıklı ilerleyebilmesi için
yapılabilecek bir sürü yöntem var tahmin edebileceğiniz gibi. Dilerseniz bir
iki tanesini sizler için anlatayım bugün. Yazı uzun sürecek gibi görünüyor
gerçi ama sorun değil, devamını sonraki yazıya aktarırız merak etmeyin.
Okuyun ve uygulayın lütfen olur mu
Öncelikle hemen söyleyeyim; evlenen insanların Sen ,
Ben çekişmesine girmemesi, girmişse vazgeçmesi gerekir.
Sen ben çekişmesi
Sen ben çekişmesi olmayan evlilik var mıdır ki Var, az
da olsa var... ve sen ben çekişmesine giren insanlar da bu işten acilen
vazgeçsinler.
Niye mi
Çünkü evlilik Sen den ve Ben den farklı bir süreç
olarak yaşanır. Evlenen insanların hayata artık Biz gözüyle bakması gerekir.
Ne hayallerle ne ümitlerle başlanıyor evlilik hayatına
değil mi Dünyanın evlenmeye hazırlanan ilk çifti kendileriymiş gibi
hissediyorlar çoğu kez. Kendilerinden önce kimse evlenmemiş gibi. Kendilerinden
önce kimse bu coşkulu duygulara kapılmadı sanki! Derken zamanla dengeler
değişiyor. Sular bulanmaya, algılar farklılaşmaya başlıyor. Ve Sıkıntılı
günlere merhaba!
Peki, ama peri masalı gibi başlayan bu güzel günler, ne
oluyor da bozuluyor Evliliği bitiren belli başlı hatalar var sevgili okurlar!
Bireysel destek çalışmalarında ve aile danışmanlığı
yaptığım çiftlerde çok dikkatimi çeken bazı hatalardan bahsedeyim sizlere.
Böylece sizler de kendi istediğiniz önerileri alır yerleştirirsiniz
hayatlarınıza.
Sıkıntılı günlere yelken açmak
Genellikle çiftler sıkıntılı günlere yelken açtıklarında,
bu zorluğu fark ettiklerinde, işleri düzeltebilmek için tek tek her şeyi gözden
geçirmeye başlıyor. İğneden ipliğe her türlü yaşanmışlık tek tek mercek altına
yatırılıyor. Ve yaşananlara bir anlam yüklenmeye çalışılıyor. Değişen
duygulara, sertleşen davranışlara gerekçe olabilecek anlamlar. Neden böyle
oldu dan başlayan; Niye ben e kadar uzanan kocaman bir yol gibi. Oysa ne
kadar uğraşsanız da hatayı başlatan doğru adresi bir türlü bulamazsınız.
Bulamayacağınıza göre zihninizi yormanızın anlamı da yok anlaşılacağı üzere.
Lütfen kendinizi, eşinizi ve sorun yaşadığınız
çocuklarınızı mercek altına yatırmayın. Çünkü ne olduğunu anlamak için sarf
ettiğiniz bu çaba dönüp dolaşıp sizin, evliliğinizdeki detaylara gömülmenize
neden oluyor. Ve temel yaşam ilkesi Herhangi bir şeyde yok olmak istiyorsan
detaylarına dal ve boğul ! Kendinizi, eşinizi ve evlatlarınızı boğacağınız bu
adımı atmayın Attıysanız da Olan oldu Peki bunu nasıl toparlayabilirim e
odaklanın.
Nasıl toparlayabilirim deki yaklaşım biçiminiz, sizi
çözüme yöneltirken; Ne oldu da böyle olduk a odaklı çaba, detayda boğulmanıza;
somut veriler bulamadıkça ev halkınızı suçlama alışkanlıkları geliştirmenize
neden olur. Bu nedenle lütfen birbirinizi suçlayarak olaylara bakmamaya
çalışın. Karşınızda suçlu varsa, kendinizdeki neye göre işlerin yoluna
girmesini sağlayacaksınız Öyle ya! Suçlu zaten o! Ben ne yapsam boş gibi bir
gizli düşünce, kendimizi değiştirme ihtimalimizi net olarak yok eder. Sütüm
kara diyen insanlar olabilmek önemli evlilik ilişkisinde. Üstelik eşiniz de
kendisinin kabahatli olduğunu düşünmediğine göre! Eyvahlar olsun gitti evlilik!
(Devamı bir sonraki yazıda...)
NOT: 1) 21 Mayıs Perşembe günü saat 14.00 de Samandıra
Genç Gelecek Merkezi nde söyleşi yapacağız. Yakınlarda olan herkesi beklerim.
2) 22 Mayıs Cuma günü saat 13.00 de Kocaeli Kitap
Fuarı nda Nesil Yayınları standında kitaplarımı imzalayacağım. Ardından Saat
14.00 da Fuarın Konferans Salonunda Mutlu Olma Yolları konulu seminer
vereceğim. Herkesi beklerim.