Tamam, Numan Kurtulmuş ismi ile yıldızımız barışmadı!

Söylemlerini hiçbir zaman “inandırıcı” bulmadık!

Pek çok eylemine de açıkça karşı çıktık, tavır koyduk!

Bütün bunlara rağmen yine de Numan Kurtulmuş’un içine düştüğü duruma “üzülmekten” kendimizi alamıyoruz!

Önce Zarrab’a ödül töreni ile ilgili olarak yaptığı açıklamaya inanmak istedik!

Yani gerçekten orada yapılacak tören hakkında bilgi sahibi olmadığına ve gerçekten çok üzüldüğünü düşündük!

Ama geçmiş söylemleri yüzünden bir türlü inanamadık!

Bir anda Saadet Partisi’nin en büyük sorununu, “İçimizdeki gizli ve sinsi AKP’lilerdir” diye tanımlamasını ve sonra da gidip bu partide genel başkan yardımcısı olmasını hatırladık!

Böyle bir söylemin sahibinin Zarrab olayında gerçekten üzüldüğüne nasıl inanalım

Sonra, “Biz one munite demeyiz, bir dakika deriz” sözlerini ve hâlâ kimseye, “Bir dakika” dememiş olmasını hatırladık!

Bunları hatırlayıp dururken, “Çok üzüldüğü” beyanına nasıl inanabilirdik ki!

Yolsuzluk iddialarına karşı ortaya koyduğu tavrı ve bu tavrı sürdüremezse siyasette “bir dakika bile kalmayacağını” yeminle söyledikten sonra yolsuzlukla suçladığı insanların arasına katılmış olmasını da hiç unutmadık!

Ve son açıklaması yine “ayakları yere basmayan” bir açıklama haline geliverdi!

Oysa siyasete ilk atıldığı yıllarda kendisi hakkında oldukça hüsnü zan beslemiş ve umutlanmıştık!

Bu hüsnü zannımız belki de dedesi Numan Kurtulmuş’a olan sevgi ve saygımızdan kaynaklanıyordu!

Zira İslam ile ilk tanıştığımız günlerde dedesi Numan Kurtulmuş’un “Amentü Şerhi” isimli kitabından bir hayli istifade etmiş çok şey öğrenmiştik!

O dede ile aynı ismi taşıyan Numan Kurtulmuş hakkında ilk intibalarımız oldukça müspetti!

Ama zaman geçtikçe!

“Söylemleri” ile “eylemleri” arasındaki tutarsızlıklar belirginleştikçe kendisi hakkında intibalarımız giderek menfileşti!

Ancak her şeye rağmen içine düştüğü bu durumdan rahatsızlık duyuyoruz! Ve “keşke daha tutarlı bir siyasi çizgi izleseydi” diyoruz!

İnternet sitelerine girip eski konuşmalarına izleyip bir de bugünkü haline bakınca, “Nereden nereye geldi” diye sormaktan kendimizi alamıyoruz!

Evet, ara sıra kendisi de bunu yapabilse ve geçmişteki konuşmalarını internetten bir izlese ne kadar güzel olur!