Daha açık olması gereken, açıklanması gereken dediğim o demeç şöyle:
* “Biz şu an mevcut aktüeryal dengeyi nasıl sağlayabiliriz, emeklilerimize aylıkları düzenli nasıl ödeyebiliriz, sağlık hizmetlerini sürdürülebilir hale nasıl getirebiliriz, bunun telaşı ve çalışması içerisindeyiz!”
Bu cümleyi ifade eden kim dersiniz; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan!
Yani, emekli maaşlarından sorumlu Bakan!
Böyle bir demeci, emekli maaşlarından sorumlu olan Bakan’dan dinlediğinizde ne hissedersiniz?
Ya da böyle bir demeç ilk anda nasıl anlaşılır? Şöyle algılanmaz mı; “Acaba emekli maaş ödemelerinde bir sıkıntı mı var?”
Zaten emekli adeta sürünüyor!
Nasıl geçineceğim, kışı nasıl geçireceğim, faturaları nasıl ödeyeceğim, kirayı nasıl ödeyeceğim, torunum geldiğinde eline bir 20 TL harçlık nasıl tutuşturacağım vb. düşünürken bir de bu azaltılmış, tırpanlanmış, düşürülmüş maaşının ödenip ödenemeyeceği kuşkusuna, korkusuna mı kapılacak?
***
Daha da önemli bir husus var…
Bakan Bey’in bu demecinden şu mu anlaşılıyor; milyonlarca emekli devletten hibe alıyor, bu hibe her an kesilmekle karşı karşıya kalabilir!
Sayın Bakan; emekli olan vatandaş yıllarca çalıştı, ter akıttı, gecesini gündüzüne kattı ve primini devlete yatırdı. Ki, emekli olduğunda rahat etsin!
Yani, emekli maaşı, emeklinin hak ettiği bir para, hibe değil Sayın Bakan!
Azaltılmış, tırpanlanmış, düşürülmüş emekli maaşının ödemesi konusunda telaş olmaması gerek; zira, bu paranın Hazine’de zaten hazır ve nazır olması gerekmiyor mu?
En iyisi, bu soruyu Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e sormak!..
MİLLÎ GAZETE’M!
12 Ocak 1973 yılında ilk adımını attı
Elli üç senedir ruhlarımıza bin huzur kattı
Hak Geldi Bâtıl Yok Oldu diye haykırdı
Millî Görüş'ten başka yollar yanlıştır diye bağırdı
***
Zâlime dur dedi, mazluma kol kanat gerdi
Yalan dolandan uzak durup dosdoğru haberleri verdi
Birlik beraberlik, kardeşlik onun misyonu oldu
Kin, nefret fidanları onun sayfalarında açmadan soldu
***
Erbakan Hocamızın bugün yaşayan en güzel armağanı
Günümüzün en değerli, en dolu yanı onu okumanın zamanı
Sana daha nice yıllar diliyoruz sen sağ ol Millî Gazete'm
Rehberimiz ol, kılavuzumuz ol, yoldaşımız ol Millî Gazete'm!
(Metin Kızılok)
GELİR EŞİTSİZLİĞİ!
Burada sık sık altını çizdiğim ve ülkemizin en ehemmiyetli çıkmazlarından biri olarak vurguladığım ‘gelir dağılımı, gelir eşitsizliği, gelir adaletsizliği’ konusunda önemli bir programdan söz etmek istiyorum.
* İLEM’de (İlmi Etüdler Derneği), Taha Eğri moderatörlüğünde ve Merve Akkuş Güvendi’nin sunumuyla gerçekleşecek etkinlikte, “Eşitsizlik Sarmalı: Türkiye’de 2000 Yılı Sonrası Gelir Dağılımı” başlığıyla Türkiye’de 2000 yılı sonrası gelir dağılımı, toplumsal yapıyla ilişkili olarak ele alınacak.
* Merve Akkuş Güvendi’nin, “Türkiye’de 2000 Yılı Sonrası Gelir Eşitsizliği ve Toplumsal Tezahürleri” başlıklı tezinden hareketle, 2000 yılı sonrası dönemde Türkiye’de gelir dağılımının ve yaşanan gelir eşitsizliğinin seyri, biçimi ve mahiyeti tartışılacak; gelir eşitsizliğinin iktisadi, siyasal ve toplumsal yapıyla şekillenen ilişkisel yapısı gelir gruplarının toplam gelirden aldıkları pay üzerinden okunacak.
* Gelir dağılımının toplumsal yapıyla ilişkisinde servetin üst gelir gruplarında yoğunlaşmaya devam ettiği, orta gelir gruplarının giderek daralıp emeğin değer kaybı yaşadığı ve alt gelir gruplarının artan refah seviyesine rağmen kırılganlığını sürdürdüğü görülmektedir.
* Bu durum söz konusu dinamikler üzerinden okunarak ekonomik ve toplumsal süreçlerin gelir dağılımını nasıl şekillendirdiği tespit edilmeye çalışılacaktır.
* 2000 yılı sonrası Türkiye’de gelir dağılımlarının ve gelir eşitsizliğinin ele alınacağı sunum, 23 Ocak Perşembe günü saat 18.00’de İLEM Kütüphane binası 1. katta gerçekleşecek.
***
Merak ettim; nasıl bir sonuç çıkacak bu önemli programdan! Sonuçları yine sizlerle paylaşacağım, inşallah!
EKMEK, SU KADAR ÖNEMLİ OLAN GAZETE: MİLLÎ GAZETE!
Millî Gazete’nin 53. kuruluş yıl dönümü dolaysıyla bize ulaşan tebrik mesajlarından bazılarını paylaşmak istiyorum. Buyursunlar;
* “Adnan Bey, Millî Gazete’yle ilgili bir anekdotu sizinle paylaşmak istiyorum. 1995 yılında bir seramik firmasının bayileri toplantısına gittim. Ünlü bir otelde. İftara davet ettiler. İftarı yaptık. Dua yapılacak. Hoca sordular, dua edecek hoca yok! Seramik firmasının satış müdürü olan Ercüment Bey geldi bana, dedi ki, “Sen Millî Gazete okuyorsun, duayı sen yapar mısın?” Çok hoşuma giden bir enstantane idi…” (Necati Kayaoğlu)
* “Etrafı vahşi hayvanlarla çevrili balta girmemiş ormanda, yönünü ve yolunu kaybetmiş bir insanın beklentisi ne ise farklı medyalar arasında yönünü ve hedefini kaybeden bir insan için de gerçek bir pusuladır, Millî Gazete. İyi ki varsınız.” (Mustafa Köse)
* “Millî Gazete'nin 53. kuruluş yıl dönümü kutlu olsun. Hak Geldi Batıl Zail Oldu düsturuyla 52 yıldır halka doğru haberi ulaştıran siz değerli Millî Gazete çalışanlarına teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz.” (Ayfer Bucak, Saadet Partisi Osmangazi İlçe Kadın Kolları Başkanı)
* “Bizim için ekmek, su kadar önemli olan, zalimin karşısında mazlumun yanında 52 yıldır hedefinden milim şaşmayan Millî Gazete’mizin tüm çalışanlarının gününü kutlar, saygılar sunarım.” (Ahmet Derin)
* “53 yıl önce yayın hayatına başlayan Millî Gazete’mizin kuruluş yıl dönümü kutlu olsun! Aynı inanç ve azimle ilk günden itibaren sorumlu gazetecilik ve hakkı duyurma görevini sürdüren siz değerli Millî Gazete çalışanlarına teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.” (Ali Öncel, Saadet Partisi Osmangazi İlçe Başkanı)
MİLLÎ GAZETE!
Millî Gazete bir abide
Kol kanat gerer ümmete.
***
Millî Gazete bir kaide
Hep dikkat çeker adalete.
***
Millî Gazete bir aile
Bağlıdır ona gönüller sevda ile.
***
Millî Gazete bir seviye
Hak geldi mi batıl teper geriye
***
Millî Gazete bir irade
Hakk'ı üstün tutar sadece.
***
Millî Gazete bir kabine
Dedikleri yapılsa dolar taşar hazine
***
Millî Gazete bir define
Millî Görüşçüler onu ıslatmaz
Yağmurda, koyarlar cebine.
(Abdullah Kara)
---




