TÜM siyasi partiler yeni bir anayasa yazılması hususunda
görüş birliği halinde görünmelerine rağmen maalesef yeni bir anayasa
yazılamıyor. Çünkü söz ile niyet farklı olunca sonuç alınamıyor. Bu arada bir
de yeni anayasa yazılması gerektiğini söyleyip, yazılmaması için elden gelen
çaba sarf edilirken partiler suçu diğerlerine yıkabilmek için bir takım
stratejiler geliştiriyorlar. Yani, biz yapmak istedik, bunun için elimizden
geleni yaptık ama diğer parti/partiler engellediler görüntüsü vermeye
çalışıyorlar. Hâlbuki siyasi partilerin varlık sebebi ülke sorunlarına çözümler
sunmak ve bu sunulan çözümleri hayata geçirebilmek için her imkânı
değerlendirmektir. Bunun için gerekirse parti çıkarı geri plana atılabilmeli,
bazılarının bunu partisi aleyhine kullanabileceğini bilerek her şeye rağmen
ülkenin hiç olmazsa bir sorununa çözüm bulmak için ileri atılabilmek, sorumluk
alabilmek gerekir.
Rahmetli Erbakan Hocamız bunun pek çok örneğini verdi. O
ülkemizin sorunlarına çözüm bulabilmek için her fırsatı değerlendirmekten
çekinmedi. Kimlerin ne diyecekleri, nasıl bir bedel ödeteceklerinin hesabını
yapmadı. Bunun için siyasilerin ülke sorunlarına çözüm tekliflerinin olması
gerekiyor. Ciddi bir çözümü olmayan, aslında darbe anayasasının devamına
taraftar oldukları halde değilmiş gibi görünerek siyasi çıkar peşinde
olanlardan Erbakan Hocamın tavrını beklemek yanlış olur. Bu bakımdan şu
günlerde Erbakan Hocam ile ilgili görüş açıklayanlar hiç olmazsa Hocamın ülke
menfaatini her türlü parti çıkarının önünde tutmayı esas alan yaklaşımını
hatırlamalıdırlar. Elbette Hocamı bugün de lider gören, fikirlerinin
savunucusu, hayata geçirilmesi için çabalayan Milli Görüşçüler dün hangi
noktadaysalar bugün de yerlerini koruyorlar. Onlar için sorun yok.
Bu noktada bazı siyasi partilerin ülke sorunlarına çözüm
bulmaktan çok sanki devamından yanaymış gibi bir tavır sergiliyor olmaları
dikkat çekicidir. Meclis te temsil edilen partiler bir yandan darbe anayasası
ve yasalarının kökünün kazınmasını isterlerken, öbür yandan binbir çeşit bahane
üreterek eski anayasanın ve yasaların devamını sağlıyorlar. Bu arada, ülkemizin
belki de en önemli sorunu terör konusunda da Meclis te bir birlik sağlanamıyor.
Çünkü ortaya ciddi bir çözüm konulmuyor. Bir takım çıkar hesapları uğuruna
gerçeklerin üzeri örtülmeye çalışılıyor. Hâlbuki insanımızın ve ülkemizin
selameti için bu konuda ortak bir çözümde birleşilebilmelidir. Darbe
anayasasına karşı her parti iptal edilmesi gerektiğini söylediği gibi terörden
de şikâyetçiler ama sıra ortak harekete geldiğinde meydanda kimse kalmıyor.
Sorun da yıllardan beri sürüp gidiyor. Çünkü bir sorunun çözümü için o sorunun
sebeplerinin doğru tespit edilmesi ve o sebeplerin ortadan kaldırılması için
nelerin yapılabileceğini düşünmek gerekiyor. Bunu yaparken de ülkenin
menfaatleri uğruna gerektiğinde parti çıkarının bir kenara bırakılabilmesi,
hatta kişisel bir takım bedeller ödemek icap ederse siyasilerin bunu da göze
alabilmeleri gerekir. Sorunların üzeri örtülerek bu sorunları iktidara giden
yolda vasıtalar olarak kullanmak ülkeyi ileri ülkeler seviyesine
getirmez/getirmiyor. Bunun da ötesinde oluşmuş tabuların yıkılması, yerlerine
hakkı esas alan anlayışın hâkim olabilmesi için kim ne der yaklaşımdan
kurtulmak gerekiyor. Doğru bilinen yolda yürürken zaman zaman insan ayağı taşa
takılabilir, hatta birileri yola bir takım engeller ve barikatlar kurabilir. Bu
engeller ve barikatlardan korkarak yola çıkmayanlar ister muhalefette ister
iktidarda olsunlar ülke sorunlarına kalıcı çözümler bulmazlar. Bu bakımdan
rahmetli Erbakan Hocamı hayatı boyunca savunduğu doğrular uğrana yoluna
çıkartılan hiçbir engelin yıldıramadığını, bunun için de toplumda özellikle
siyasi anlayışta dönüşümü gerçekleştirdiğini unutturmamak gerekiyor.